En uzağa!
Yok. Vazgeçtim, hayatta oynayacağım kendime
Hayalde, mezarda.
Öldükten sonra yakılmalar var ya, bazen onlar cazip geliyor bana.
Sanki bir avuç içine sığacak kadar küçülünce, işte o kadar tuzla buza dönünce ve de rüzgarlı bir tepeden okyanusa savrulunca kalmayacak nöbetini tutacağı bir naaşı ruhumun. Sanki o rüzgarla birlikte savrulacak benliğimde, bir denize batacak bir semaya yükselecek. Böylece yine kendi tayinimden uzağa gidecek fikirlerim.
Peşimde uçurtma kuyruğu misali ruhum, her şeyim.
Belki tek tek kopup ardımda kalacak bir türlü bırakamadıklarım, alelade bir kağıt kıvrımlarının teker teker yırtarak yaptığım kuyruğuma astıklarım. Artık hayal kurmamayı dilerken bile dalıyorum onlara. Boya kutusuna düşmek derler ya benimkisi de onun biraz değişiği. Sanki hayal kuyusuna batmış gibi oluyorum bazen.
Bazıları öyle hülyalı da olmuyor hani. Arada beteri de diliyorum, fena olanları. Gerçekten savrulmak gibi. Uzağa en uzağa.
Her şeyden.
11.ay, 45. hafta bilmem kaçıncı gün…
Ne önemi var ama
5kasım’07_yarını_donduran şehir şimdilerde.
*İyi ki doğdun Vildan.*
***gülden***
YORUMLAR
Öldükten sonra yakılmalar var ya, bazen onlar cazip geliyor bana.
Sanki bir avuç içine sığacak kadar küçülünce, işte o kadar tuzla buza dönünce ve de rüzgarlı bir tepeden okyanusa savrulunca kalmayacak nöbetini tutacağı bir naaşı ruhumun. Sanki o rüzgarla birlikte savrulacak benliğimde, bir denize batacak bir semaya yükselecek. Böylece yine kendi tayinimden uzağa gidecek fikirlerim.
Peşimde uçurtma kuyruğu misali ruhum, her şeyim.
güzel yazı..