12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1493
Okunma
Geçtiğimiz günlerde yine öğrenciler alanlardaydı ve eğitim sisteminin üstündeki safra YÖK’ü protesto ettiler.Tabi alanda yalnız değildiler, polis kuvvetleri ve dünyanın başkalaşan Faşizm yüz medyada ordaydı.Manzara yine aynıydı hakkını arayan öğrenciler güvenlik kuvvetlerine karşı. Sonuç yine aynı gözaltılar, joplar ve gaz bombaları. Bu ülke ve dünya bir çok faşist uygulama ve lider gördü, kimler geçmedi ki ; Musolini, Salazar, Franko ve daha niceleri, bana sorulursa şimdi biri daha var medya; dünya üzerindeki faşizm evrim geçirdi ve medya halini aldı. Şimdi değişen dünya ve başkalaşan faşizm medyaya bakıyorum.TV ekranları bunu en güzel uygulayıcıları evimize izinsiz olarak dalıp faşist bir uygulama için giriyorlar.Faşizmin o iğrenç uygulamaları artık sokaklarda, okullarda, hapishaneler de , alanlarda etkisini azalttı, bitirdi demiyorum azaltmış bulundu.Nedeni ise açık faşizmin yeni yüzü medya, faşizmin amacı; düşünmeyen, üretmeyen,sorgulamayan,eleştirmeyen,araştırmayan bir topluluk yaratmak ve onlara hükmetmekti.
Bunu bulunduğumuz yüzyılda en usta biçimde beceren medyadır.Hangi kanalı açsak bugün yeni bir star doğuyor diye başlayan yarışma programları, yada gelinine nasıl davranmasını gerektiğini anlatan kaynana ve gelin sergisi, daha da vahimi ünlülerin içine doldurulduğu izleyen insanlarında çiftlikte yaşayan koyunlara benzetilmek istendiği ünlüler çiftliği programı.Bunu yanında ütün bu sömürmelere boyun eğmiş bir halk ve azda olsa direnen bir grup öğrenci. Ülkeme baktığımda sefaletin ve açlığın kol gezdiği, her gün sokaklarında kapkaç gasp ve uyuşturucu trafiğinin alabildiğine döndüğü bir resim görüyorum öteki yandan medyanın bize göstermeye çalıştığı uyduruk hikayeler ve masallar.Ne kadarda ustaca beceriyoruz kulaklarımızı tıkayıp, at gözlüklerimizi takıp kendi penceremizden bakmayı.Acaba bu iş hep öylemi gider diye soruyorum kendime sokaklara baktığımda eskiden çizgi film karakterlerine özenen çocuklar vardı şimdi medyanın kahraman gibi gösterdiği Türkiye’nin öteki yüzü mafyaya özeniyorlar.İlk okul çocuklarının azında bile ‘’racon ‘’diye tabir edilen laflar, artık ülkemiz romantik kabadayılar diyarı olmaya başladı.
Çanlar aslında bizim için çalıyor dikkatli olmalı. (!).Bu çocuklar bizim çocuklarımız gelecekte onlar bu ülkeyi yönetecekler adaleti sağlayıp haklıyı haksızdan ayırt edecekler.Bu eğitim sistemi ve bu yönetim tarzıyla zor gibi gözükmekte hatta gibisi bile fazla.dünya ya baktığımızda bir Japon yılda yirmi üç kitap okurken ülkemizde bu rakam altı kişiye yılda bir kitap oluyor (her halde o okuyanları da alanlarda dövüyorlar bari onları kaybetmesek.) yani medya düzenini kurmuş ağlarını atmış ve avlarını bekliyor, buna da en uygun yer sevgili yurdum olsa gerek. Ağlardan kurtulmaya çalışan bu ülkenin yüzde birlik kesimi de alanlarda bezdirilmeye çalışılıyor.Öyle söylemişti ustamız AZİZ NESİN ‘’Türk halkının yüzde doksan dokuz aptal yüzde biri akıllıdır’’ o yüzde birlik kısım o zaman yakılarak öldürülmeye çalışıldı şimdi ise tecritlerde öldürülüyor ve onları biz çoktan unuttuk.Koyun gibiyiz her halde bunun artık genlerimizde olduğunu düşünmeye başladım, çünkü başka türlü hiç bir halk böyle üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi böyle sonunu seyredemez.^^koyun gibisin be kardeşim^^ demişti NAZIM usta gelecekte bu söylemler dönüşü olmayan bir yolda umarım meteor gibi beynimize düşmez çünkü o zaman biz bizden sonra gelen geleceğe hesap vermek zorunda kalacağız ve alanlarda susturmaya çalıştığımız o direnen kitleler önünde nasıl savuna biliriz kendimizi.Bizi uyaran olmadı deme şansımızda olmayacak çünkü aydın fikir ölümleri ile uyarıldı bu halk UĞUR MUMCU’ lar ,AHMET TANER KIŞLALI’lar ve daha bir çok aydın katliamı uyarmışlardı sizleri aslında hem de hayatları pahasına ve siz onları sadece ölüm yıl dönümlerinde hatırladınız , ne söylemişlerdi acaba ne anlatmışlardı. Susurluklarla sarsıldık ne oldu bir kaç lamba yandı söndü.
Biraz balık hafızalıyız galiba ‘’camiler kışlamız müminler asker’’diye bu ülkede din adına kışlalar kuran bir kitleyi kısa bir sürede kabuğundan sıyırıp bu ülkede demokrasi savunucusu haline getirdik. Artık ölü toprağını üzerimizden atmanın vakti geldi de geçiyor.Bunlar gelecekte ir şamar gibi yüzümüze vurulmadan harekete geçmeli ve evimizin içine sıçrayan faşizme bir son vermeliyiz artık o alanlarda geleceğimizi savunan gençlere öcü gözüyle bakmayı bırakmalı ,at gözlüklerini gözümüzden çıkarmalıyız çünkü onlar bizim geleceğimiz için savaşıyorlar,düşünüyorlar,uğraşıyorlar.Gelecekte bunun hesabını soracak olanlar ise kendi öz evlatlarımız olabilirler, onlara nasıl anlatıcağız acaba yaşana tüm bu olaylara sesiz kaldığımızı.Şimdi herkes bir düşünsün istiyorum kendi çocuğunun ailesini böyle sorguladığını. Umarım verecek mantıklı bir cevabınız vardır ve temin ediyorum ki işimiz çok zor deve kuşları gibi kafamızı gömdüğümüz kumdan çıkarmalıyız .Bu duruma son vermek için ne yapmamız gerektiğini en kısa şekilde belirlemeli ve uygulamalıyız bence ilk uygulama TV ekranlarına koltuğumuzu ters çevirmekle başlayacak.Bundan sonrada düşünmeye ve bir kurtarıcı beklemeyi bırakıp üretmeye başlarsak bir çıkış yolu bulabiliriz, ya da kendimizi o gün geldiğinde savunacak bir iki silahımız olur .Tüm direnen ve uyaran ustalarıma saygılarımla....