- 607 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ölüme Dek Süren Tutku
İnsanın, dünya hayatındaki şeylere tutkuyla bağlanması ve yaşamının merkezine koyması ne kadar akılsızcadır. Dahası bağlandığı ve biriktirdiği her şey yok olacak şeyler iken... Kur’an’da Tekasür Suresi’nde ve diğer birçok ayette bildirildiği üzere Kur’an’da iktisat, tasarruf vardır, ancak ‘malı yığıp biriktirme’ yoktur.
(Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi ’tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.’ "Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü."Hayır; ileride bileceksiniz. Yine hayır; ileride bileceksiniz. Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, Andolsun, o çılgınca yanan ateşi de elbette görecektiniz. Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne’l Yakîn) görmüş olacaksınız. Sonra o gün, nimetten sorguya çekileceksiniz. (Tekasür Suresi, 1-8)
Yığdıkları mallara güvenen kişilerin aksine inananlar, rızıkları, nimetleri adalet, hikmet ve rahmet içinde taksim edip herkese nasibini veren Allah’a güvenip dayanırlar. Her konuda olduğu gibi, maddi konularda da yalnızca Allah’a tevekkül ederler. Karşılığında Rabb’leri de "Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat artırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir."( Bakara Suresi, 261) ayetiyle bildirildiği gibi üzerlerindeki bereketini artırır.
Dünyevi malları sahiplenerek, hayır yolunda kullanmayan, biriktirdikçe biriktiren, saydıkça sayan ve bunlarla gururlanan kişinin alacağı karşılık -Allah’ın dilemesiyle- sonsuz azaptır:
"... O, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır. Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor. Hayır; andolsun o, ’hutame’ye atılacaktır. "Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir? Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir." (Hümeze Suresi, 2-6)
Dünya malına duyduğu sevgi, insanın sapmasına neden olabilir. Elindeki mülkü Allah’ın verdiğinden gaflette olan, kendi kazandığını zanneden, bu nedenle büyüklenen ve kendini müstağni gören kişinin mala duyduğu hırs ve sevgi, kalbini katılaştırır ve vicdanını köreltir.
Hz. Süleyman, "Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et..."( Sad Suresi, 35) duasıyla, hoşnutluğunu kazanmak ve O’nun yolunda harcamak ve “Rabb’ini zikretmek” için Allah’tan büyük bir mülk ister.
Allah’ın, duasına icabet ettiği Hz. Süleyman, sahip olduğu muhteşem mülk nedeniyle Allah’ı övgüyle yüceltmiştir. Üstün bir güce sahip olmasına rağmen, her zaman Rabb’ine karşı derin bir saygı içinde olmuş ve dine hizmet etmiştir.
Samimi inanan insanlar mala farklı açıdan bakarlar; sahip olduklarının Allah’tan geldiğini, yine O’nun dilemesiyle gidebileceğini bilirler. Bu bilinçteki mümin, kendisine mal verildiğinde büyüklenmez, kibir ve gurura kapılmaz, şımarmaz. Malları kaybetme korkusu da yaşamaz. Allah’ın vermiş olduğu tüm nimetlere şükreder ve hepsini O’nun rızası için O’nun yolunda kullanır.
Mal ve mülk sevgisiyle yaşayanlar Allah’a kulluk amacıyla değil yığıp biriktirmek için yaşarlar. Dünyevi olan her şeyin birer imtihan vesilesi olduğunun bilincinde olan müminin ise sahip oldukları nedeniyle, Allah’a olan saygısı, korkusu ve sevgisi daha da artar.
Yüce Allah’ın sonsuz kudretinin bilincinde, mallarını sırtlarına yüklenmeyip binek olarak kullanan insanlar kurtuluş yollarına doğru yol alırlar. Ve Allah’ın dilemesiyle binekleri onları Rabb’lerinin hoşnutluğuna, rahmetine ve cennetine ulaştırır…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.