- 1830 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLULUK
Düşünüyorum da onca çaba, onca koşturma… Ne için? Daha mutlu olmak için değil mi? Peki bu kadar mı zor mutlu olmak? Zorlaştıran bizler miyiz?
Bu iş, biraz, çıta işi galiba? Çıtanı hangi yüksekliğe ayarlayacağını bileceksin. Yani, kısaca, haddini aşmayacaksın. Çerçeveni bileceksin.
İnsanız, elbette ki isteklerimiz, beklentilerimiz olacak. İnsan doğasında öyle bir özellik var ki varlığına şükür mü etmek lazım, hayıflanmak mı lazım? Ben, çözemedim.
“ Daha.”
Öyle bir şey ki bu “ Daha “ dur durak bilmiyor. Dipsiz bir kuyu, adeta. Ne kadar atarsan, o kadar daha istiyor.
İşte bu daha duygusu, çıtayı alıyor eline, yükseltiyor da yükseltiyor. Nereye kadar? Boyumuzun yetemeyeceği, ulaşamayacağımız noktaya varıncaya kadar. Biz ne yapıyoruz? Bulunduğumuz yerden kafamızı kaldırıyoruz, kaldırıyoruz; daha’nın bittiği noktayı görmeye çalışıyoruz. Kafayı kaldıra kaldıra da küt! Arka üstü düşünüyoruz. E! merkezkaç denen bir olay var tabi ki. Ondan sonra canımız yanıyor, hadi bakalım sızlanmaya başlıyoruz.
Oysa mutluluk dediğimiz şeyin / şeylerin üstünde küçük küçük fiyonklar var ve o fiyonkları çözmek de çok fazla çaba istemiyor. Ayakkabının bağcığını çözmek gibi bir şey. Bir ucundan tutup çekeceksin, o kadar.
Son iki gündür, ciddi ciddi, bu konuyu düşünüyorum. Kendime bir kızıyorum, bir azarlıyorum; sormayın gitsin.
Geçen akşam, galeyana geldim, Aşk konulu bir yazı yazdım. Yazıyı yazarken; bir mutsuz oldum, bir karamsarlığa kapıldım aklınız durur. Hani aşkla, meşkle işim olsa; eyvallah diyeceğim. Öyle bir şey de yok. Ama tabi ki konu aşk olunca, dram baskın oluyor ya? Yazıdaki dram beni bir boğdu, bir boğdu sormayın gitsin. Yazıyı bitirdim, kaydettim. Açtım, tekrar okudum. İçlerim daraldı. “ Sen deli misin? “ dedim kendi kendime. “İnsan böyle bir şeyi kendine yapar mı?” Mutsuz olmak, mutsuzluk yaratmak istiyorsa; yapar.
Koydum bilgisayarı kenara, şöyle bir baktım sevdalım şehrime. Hani” burnumun direği sızladı” derler ya? Aynen öyle yüreğimin ucu sızladı. O kadar çok seviyorum, yaşadığım şehrimi. Ne mutlu!
Uzaktan şimşekler çakıyor. Derinden derinden gök gürültüsünün sesi duyuluyor. Eli kulağında; yağmur başladı, başlayacak. Uzun uzun seyrettim, doğanın bu muhteşem gösterisini. Görebiliyorum. Ne mutlu!
On dakika geçti, geçmedi ilk damlalar vurmaya başladı, camlara. Hemen balkon kapısını açtım. Derin derin içime çektim havayı. Mis gibi yağmur kokusu. Hissedebiliyorum. Ne mutlu!
Tamam, yağmurlu ve soğuk havalarda sokakta olan insan, hayvan her türlü canlıyı düşünür ve üzülürüm. Ama şimdi mutluluktan bahsediyoruz, değil mi?
Hadi şimdi ne olduğuna bir bakalım mı?
On dakika içinde üç tane mutluluk fiyongunu çözüverdik/m.
İşte bu kadar kolay.
Hadi, uzatın siz de elinizi.
Yakalayın fiyongun ucunu.
Çekiverinnnnn…
Aşk yazısı ne mi oldu? Masa üstünde, kayıtlı duruyor. Sizleri ve kendimi mutsuz etmek istediğim bir zamanda yayınlanmak üzere sırasını bekliyor.:-)
Eser Akpınar
23.02.2011
İzmir
YORUMLAR
mutluluk polyanacılığa benzetirim her şeyin iyi tarafını görebilmek. çok karamsar üzgünken bile bir çiğ damlası yeni açan bir tamurcuk hatta ışıldayan güneşin sıcaklığına tutunmak yada sevdiğin birisinden ummadığın anda alacağın bir telofon msj yada ufacık ilgidir yüreği uçurtan ..kısacık yazı içersinde binlerce anlam yüklenmiş bir yazıydı harikasın canım sevgilerimle..
Biraz da yaradılışla alakalı galiba.Yani insan yapısyla.Kimi çok ufak şeylerle mutlu olabilirken bir diğeri sahip olduğu bir sürü şeye rağmen bunu beceremiyor.Dediğiniz gibi fiyonklar önemli.Çözmekten önce görmek..Çok beğendim yazınızı kutluyorum.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum. Saygılar.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Nurcan...Sevgiler, selamlar...Sana ve ailenin tüm sevgili üyelerine...
Aslında mutlu olmayı biliyorsak mutlu olabiliriz,
küçük şeylerden mutlu olabiliyorsak mutluyuzdur..
mutluluk insanın avucundadıR
.
Yazı çok güzel mutlu olamayanların ya da bilmeyenlerin okuması lazım
mutlu günlere...
sevgiler..
Eser Akpınar
Sevgiler, selamlar.
bir ingiliz gazetesi açmış olduğu bir yarışmada okuyucularına şu soruyu sordu.
"yeryüzünde en mutlu insan kimdir."
gelen cevaplardan dört tanesi ödül aldı.
--iyi yapılmış bir işten sönra ıslık çalan bir sanatkar
--kumda şatolar yapan küçük bir çocuk
--yoğun iş gününden sonra bebeğine banyo yaptıran bir anne
--zor bir ameliyattan sonra insan hayatını kurtaran bir doktor
ödül alan cevaplarda ne para ne mal nede mülk vardı....çünkü mutluluk her an yanıbaşımızda. herkes için geçerli...olduğunu anlatıyordu..... bazan güzel demlenmiş bir bardak çay....kıvamında bir kahve....yazılmış bir yazı ve şiirin beğenilmeside insana ölçüsüz mutluluklar tattırmazmı?....yine bir eser akpınar klasiğiydi.....saygılar
Eser Akpınar
Çok teşekkür ediyorum Tacettin Bey. Görüşleriniz değerli, her zaman. Saygılar, selamlar.
Öncelikle, yazıp da bilgisayarına yüklediğin "aşk öyküsüne" kafayı taktım.Çok kısa zamanda yayınlamazsan üzüntümden protez dişlerim bile çatlayabilir.
Ayrıca aşk yazılarında oldukça özgür olmamız gerek diye düşünmekteyim.İllada yazdığımız aşk mektubunun,öyküsünün içerisinde kendimiz olacağız diye bir kaide yok.Böyle düşünmek de yersiz bence.Yazdığım öyle aşk öyküleri var ki;sırf bu yüzden yayımlamıyorum.İnşallah kitap olarak bastıracam.Onun için yazdığın öyküyü yayınlamalısın.Velev ki öykünün kahramanı sen olsan ne yazar.Kime ne...Paylaştığın için de saygı duymak lazım.
Ben bir tarihte hanımla gezerken, bana aşık olan bir kıza rastlamış,ve gerçeği söylemiştim.
" Bula bula bunu mu buldun,sende de amma zevk varmış" diye kahkaha atmıştı.Şimdi şuna da buna da aşık oldum dediğimde alay ediyor benimle...Yani demem o ki;işin bir de mizahi yönüyle yaklaşacaksın...
Mutluluk...
Bu kelimeye fazla takmam.Uzak bir yerde değil,ya da erişilmesi güç bir kavram da değil.Önemli olan ne algıladığımıza bağlı.
Pireyi deve yaparsan mutlu olmazsın kardeş...Çenen "dır dır dır" diye işlerse karşındaki saklanacak mahzen arar...
1- Geçenlerde gözleri görmeyen bir insana tesadüf ettim. Ama...Hani acıdım da...Başladık sohbete.Sohbet ilerleyince adamın yanında kendimi böcek gibi hissettim.Adam,bir şirketin avukatıymış.Oğullarını okutmuş.Edebiyattan nal toplattı bana.Okumadığı kitap kalmamış neredeyse.İyi ki "yazarım" demedim!..Yanmıştım valla...
2- Bugün,pazardan eve dönüyorum.84 yaşında bir dedeye rastladım.Yine sohbet...Baktım benden dinç...Baston falan yok elinde...Adamın hala ileriye dönük projeleri var.Siyasetin altından girdi,üstünden çıktı...Kahkahalar kırıla gidiyor...
- Mutlu musun,dedim.
-Hem de çokkkk,dedi.
- Mutluluğunu neye borçlusun,dedim.
- PİREYİ DEVE YAPMAM,dedi.
Başladık kahkaha atmaya... Anladım ki mutluluk çok yakınımızda...
Her zaman mutlu olman dileklerimle Eser hanım...
Selamlar.
ayhansarıkaya tarafından 2/24/2011 1:12:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Yazdıklarımda / mızda kendim / iz var veya yokuz gerçekten kimseyi ilgilendirmez. Sunulan anlatım, kurgu, dilbilgisi kurallarıdır. Bunun dışındaki detay kimseyi bağlamaz, size yürekten katılıyorum.
Öyle güzel anlatmışsınız ki mutluluğu, kendi yazımdan daha büyük keyif aldım sizi okurken.
Çok teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
çok doğru..
mutluluk her bir fiyongun ipini çekmeye bağlı..
güzel bir denemeydi..
sevgiler..
Eser Akpınar
"Mutluluklar bizimle, keder yok olsun."
Sevgiler, selamlar.
mutluluk göreceli bir kavram
bana göre mutluluk bir sanat
resim yapmak,şiir yazmak yada heykel yapmak gibi bir sanat
yani yetinme biraz da...
ne kadar güzel resim yapmaya yada şiir yazmağa bağlı...
maharet bizde
herşeyi var olupda mutsuz olanların yanında hiç bir şeyi olmayıpta çok mutlu olanlara rastlıyoruz ahayatta
bir kolu olmayan
bir ayağı olmayan adamın söylediği bir şey var
ya öbür kolum öbür ayağım olmasa ne yapardım demesi..
yetinmek belkide bu...
madem sanat mutululuk
bu sanatı iyi yapmalıyız becerimizi sergilemeliyiz diye düşünüyorum...
yazı düşündürücü ufuk açıcı bir yazıydı
yüreğinize sağlık
Eser Akpınar
Sürekli sızlanan insanlar için annem " Edremit esnafı gibi bu " der. Bizim oranın esnafı, sürekli sızlanır " İş yok, para yok " diye. Sonra bir bakarsınız en yüksek vergiyi ödemiş...:-)))
Diyeceğim o ki bazı insanlar mutsuz olmayı yaşam şekli yapıyorlar. Oysa dediğiniz gibi mutluluk bir sanat işi.
Teşekkür ediyorum. Selamlar, saygılar.
Sevgili Eser, senin kaleminden aşk yazısı okumak da inan çok güzel olacak bunu biliyorum. Neden kendini mutsuz hissediyorsun ki, kendini sahneye çıkmış oyuncu gibi hisset ve yaz arkadaşım. Hem şöyle düşün; yaşamak isteyip de yaşayamadıklarını da yaz. Bol bol hayal kat içine bak ne aşk yazısı çıkar senin kaleminden. Boşuboşuna mutsuz olma. Yaz ve as.
Mutluzluğa da mutluluğa da insan sebep bulabilir. Önemli olan dengeleir iyi kullanmak, hayatın akışına bırakmak kendini. Günü yaşamak diyeceğim ama nasıl olacak inan onu ben de bilmiyorum.
sevgimle arkadaşım.
Eser Akpınar
Bak işte, o da bir mutluluk; yazdığım dramı yaşamıyorum...:-))) Azıcık aşım, kaygısız başım misali.
Teşekkür ederim. Sevgilerimle, her zaman.
Mutluluk da göreceli bir kavramdır bence.Biri köşklerde yaşar, hep dertli ve mutsuzdur, bazıları kıt kanaat geçinir, yarın ne yiyeceği belli değildir, yaşadığına şükreder, nasibim bu der, elindekiyle avunur.
Biraz kendini mutsuz yapan biz insanlarız.Yazınızda anlattığınız çıtayı yüksek tutmak var ya, çok doğru, günümüz insanının emelleri hep en üst seviyede.Erişemeyince mutsuzluk kaçınılmaz oluyor.
Annelerimizin deyimiyle günümüz insanında elindekine kanaat kalmadı, bu da otomatik olarak, onun var niye benim yok, dedirtiyor.
Al sana bir mutsuzluk sebebi.Siz yağmurun sesinde bir huzur ve mutluluk bulursunuz, ben içtiğim bir lezzetli çayda.
Dediğinize katılıyorum mutluluğu yakalamaya talip olsak, çıtayı çok yükseltmesek, başaracağız gibi.
Bu arada resmi çok güzel seçmişsiniz, çok şirin, bayıldım.
Tüm mutlulukları yakalamanız dileklerimle,sevgiler.
handan akbaş tarafından 2/24/2011 6:54:06 AM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş tarafından 2/24/2011 6:54:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler, selamlar.
Mutluğun çok tarifi var çokkk... Aşkında öyle...
Ben bir formül buldum kendime.. Size de tavsiye ederim...
Mutluluk mu arıyorsunuz?... MUTLUYUM deyin gitsin.
Aşk mı arıyorsunuz... AŞIĞIM deyi verin gitsin.. Bu olmuyor işte...
Aşık olmak yürek işi. Adam işi...
Aşk tekel bayinden 35 lik rakı, bir paket sigara almaya benzemiyor.
Ama her insan aşkı özlüyor.
İnsanlar akıl yitmesini, aptallığı,açlığı, susuzluğu , durgunluğu ,yıldızları, ayı özlüyor...
Ama her şeye rağmen Aşk güzel bee, bilene değerini verene...
selam ve Saygı Eser Hanım....
Eser Akpınar
Biz, en iyisi, Mutluyum diyelim ve Mutlu olalım...Gerisi kendiliğinden gelir zaten...:-))
Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum İnci hanım. Selamlar, sevgiler.
Çok güzeldi yazınız. Fiyonklar güzel bir taktik. Çok beğenerek okudum. İlave ne yazsam gölgesi kalacak güzel yazınızın. Onun için tebrik ediyorum sadece. Harikaydı. Sevgilerimle..