- 926 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GENÇ KALABİLME ÇAĞRISI
Varlıklar aleminde bulunan her şeyin kendince bir kaderi vardır.Yeni olma gönencini yaşayan her varlığın kaderi eskimektir. Bu durum doğal var olma sürecinde kendi fıtratının gereğince yer ve zaman işgal eden her şey için değiştirilemez bir kuraldır.
Bu bağlamda söz konusu insan olunca zaman değirmeninde yıpranarak eskimek bir anlamda insani kalitenin artmasına da vesile olabilir. Önemli olan zamanın çarkında eskirken kaliteli çırpınışlar ortaya koyarak tazelenmeyi, taze kalabilmeyi başarmış olmaktır.
Doğum mucizesine muhatap olmuş istisnasız her can’ın kaderin de de ölüm denen vakıa ile bir gün yollarının mutlaka kesişecek olması vardır.
Ölüm bir eşref-i mahlukat olarak yaratılan ve bu fıtrî bilinçten kopmamış olan insanlar için diğer varlıklardan çok başka bir anlam ifade eder. O’na göre ölüm yeni bir hayat, yeni bir mevsim için sefere çıkmanın bir başka adı olmaktadır.
Materyalist bir inanç ve tutku’ya sahip olan insan için ölüm genellikle çetin bir endişe girdabı olmaktadır. Bu kültür de ölüm bir çürümeyi, bir yok oluşu ifade eder; en basitinden.
Ancak ölüm bir huzur kapısı da olabilir insan için. Önemli olan hayat yolunda ölüm ile kol kola girip yürürken ölümsüzlük şuurunu kuşanmış olmanın bilinciyle yola revan olmaktır.
Fizyolojik olarak ölmek yada eskimek değiştirilemeyeceğine göre, rûhen diri kalabilmek hedeflenmelidir. Ve göç zamanı geldiğinde; vuslatın aşkı düştüğü zaman yüreğimize bir kor parçası gibi, daha genç olduğumuza yanarak ihtiyarlamayı beklemek değil, genç olmanın, genç kalmayı başarabilmenin yüz akının ışığı aydınlatmalıdır yolumuzu.
Tevhîdi bir inanç, bu inanç örgüsü çerçevesinde şekillenen ideal, ve bu değerler uğruna mücadele azmiyle dopdolu bir kimliğe sahip olmakla beraber ancak genç kalmak başarılabilir. Ve ancak bu yolla hayatı ölüme, tazeliği eskimeye mahkûm etmeye çalışan zaman’la mücadele ederek taze kalabilmeyi ve ölümsüzlüğü hak edebilmek mümkün olacaktır.
Biz yılları eskitmeye çalışırken yıllar bizi eskitmişte olsa, numûne bir hayat ortaya koyabilmek, çevremizde ki her türlü karanlık düşünce ve ortamları ışıtabilmek sevdasına tutulmak önemlidir.
Hayata kendimize ve topluma faydalı olabilecek meşru eserler bırakmak gayesiyle tutunmak önemli bir motivasyon sebebidir.
Unutulmamalıdır ki; hayata tutunurken, düşüncelerimizi, hayatımızı ve başkalarının hayatını ışıtabilmek için bir mum gibi eriyebilmek var olmanın ve genç kalabilmenin ta kendisidir.
Bir kaç şeyin elden gitmeden değerini taktir edebilmek, gereğince anlayabilmek zordur. Bunlardan birisi de gençlik nimetidir. Bu zoru başarabilmek; gençliği her türlü ifsat mikroplarından koruyarak genç kalabilmeyi sağlayabilmek erdemli kişiliklerin ve mücâdeleci yüreklerin işidir.
Ne mutlu gençlik sermayesini ebedi aleme yatırım yaparak genç kalmayı başarabilenlere. Ve ne mutlu yüzyıllarca yaşasa da yüreği ve hakikatin şahidi olma mücadelesinde iradesi genç kalabilenlere.
YORUMLAR
İnsanlığa hizmet ederek gönüll tahtına oturanlar hiç yaşlanmazlar ...Gençtirler... Ölümsüzdürler...
Genç kalmak ,ölümsüz olmak için gönül tahtına
çıkmak gerek...Yani insanlığa hizmet gerek...
Bunu başaran ,tahta oturanlara saygı ile eğilmek gerek...
Hizmetlerinizi kutlarım...Saygıylar...