- 602 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Teras
Zamanın kendi hanesine yazdığı her güzelliğin tadına bakmış bir hanım zarafetin de çalmıştınız kapıyı…belki sadece öylesine bi uğramaydı…sesiniz bugün düne göre kısık olsa bile yazmaktaydınız…içinizde garip bi üşüme …hava sıcaktı…şala benzer bi şeydi kaybettiğiniz..o yüzden di hep yere bakmanız..değerli miydi diye soranlara sanki bi suç işlemişsiniz gibi…kızarırdınız…
günlerden sanıyorum cumayı severdiniz… pazarlar ürkütürdü… ne vakit pazar sabahına uyansanız…açlık olmasa kalkmazdınız yataktan…kapı açılmamış olmalı ki… bir sağa …bir sola bakmaktan yorulmadan …kararsızlığınıza yeni bi gün eklemiştiniz…sahaflardan alınacaklar listesi her gün uzuyor…siz erteliyordunuz…adını koyamadığım bi roman karakterine ne çok benzerdiniz…onun gibi miydiniz..o mu sizdiniz..düşüncelere dalmışken…hızlandınız…elinizde ki çantanın kopuk sapını saklamaktan olsa gerek avuçlarınız kıpkırmızıydı..beyaz saçlarınız ne güzel inmekteydi up uzun bembeyazdınız…
sırtınızda bir yük olduğunu uzun zamandır bilmekteydik ama susuyorduk…öylesine zayıftınız ki…incelik kemik kıvamına nerdeyse değmek üzereydi…krem kokan teniniz olmalıydı..elleriniz sabun kokardı çünkü…şimdi arkanıza bakmadan balık kokulu sokaklardan geçmekteydiniz…insanlar vardı tek tük…
…çantanız hala ağırdı…bir omzunuz…iyice çökmekteydi…nerden esen bir rüzgardı… o sırada karşıya geçmenin telaşı ile uçan saçlarınızı toplamanın zorluğu ile karışık bir halde…uzaklaşmaktaydınız…bir yaş toplanmaktaydı gözleriniz de...siz ağlayacaktınız..da esinti mazereti olmuştu olacakların…yetişemiyorduk…akşamın karanlığına bir çare olsaydı kaybetmezdik…nereye ve ne zaman dönmüştünüz…mezarlıklardan korkardınız...acaba …diyerek oraya bakındık…şimdi uzaktaki beyazlığınız ne kadar aydınlatmaktaydı…daha genç…daha bir… kadındınız…rahatça ağlamanıza izin vermiştik……elinizdeki çantadan kurtulmanın rahatlığı ile çıktınız mezarlıktan…hala görmüyordunuz..arkanızda mıydık…siz yanı başımızda mıydınız... iyice karışmış olsa da yürüyorduk…bir şiirin ilk satırları gibiydiniz…henüz çizgileri belli olmayan…hatları belirsiz…ne çok şiir düşmüştü kim bilir …bilmediğimiz yerlerdi artık sokaklar…garip olan sanki bizi fark etmiş gibi rahattınız…evler içinizdeki yerlere açılan bir dünyanın kokularına karışık geçiyordu gözlerinizden …ne kadar yavaş yürüsek de siz koşmaktaydınız…saatler bir yere belki götürmekteydi sizi…veya açılmayan… açılamayan kapının hüznünü taşımaktaydınız ...
…bir eliniz artık cebinizdeydi… diğeri ise nereye gideceğini bilmeyen çocuklar gibi olduğu yerde kalakalmıştı… artık konuşmuyorduk… siz bir gölge kadar solmaya başlamış… biz…bir dilencinin son parası gibi saklanmaktaydık…unuttuğumuz bir aşk olmalıydı bir yerlerde…almadığımız bir şiir…açmadığımız bir mektup…ödemediğimiz bir borç muydunuz …neydiniz siz
…tutmadığımız bir söz kadar acıtmaktaydınız… soramadığımız bir adres kadar uzakken… nerden… çıkmıştınız…beklenmediğiniz için mi…ürkektiniz…ağırlanmayı ummadığınız için mi tedirgin…kimdiniz…
bir günah olmalıydınız…bir leke…silinmeyen bir iz..örselendiği halde bitmeyen bir hayat…yazılmak istenmediği halde zorla yazılan bir şiir miydiniz de hala peşinizden gelmekteydik…bırakmalı mıydık..sahiplenmeli mi…
güneşin doğmasını kimse beklemiyordu… ay olmasa da aydınlıktı gecemiz… üşümüyorduk artık… yağmur istiyorduk…yıkanmalıydı sokaklar…kimse çıkmadan sokaklara…bir şey olmalıydı …sanki uzun bir ömür bitecekti az sonra da… anlamış gibi…susuyorduk…aklımızdaydı…en son satırlar…rüya gören evlerin kapılarından geçiyorduk ki…
…şarap kokusunu sevmeyen bir delinin telaşına benzer uyanmaktaydınız sokak rüyalarından… sirkteki bir cüce kadar ortadaydık… alkış beklemediğimiz gibi…örtüyorduk ne son perdeydi…ne son gösteri
..arkamızda bir defter vardı… her şeye şahit…bir el
...aynı odanın terasında…sadece yazmaktaydı sizi…LaraAçanba
Bu yazının her türlü telif hakkı yazarın kendisine ve/veya temsilcisine aittir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.