- 733 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞROL
Yaşam, senaryo dizeleriyle doludur. Yaşayan her insanın bir senaryosu vardır ve hepside başroldedir kendi senaryolarında , başrolü oynar. Merkez kendisidir. en çok anladığı , tanıdığı, gördüğü, duyumsadığı kendisidir.
Başkalarının beyinlerini okumak, duyularını anlamak kendisini gördüğü kadar net olamaz. Empati anlamaktır, fakat ortak olmak değildir. Birisinin acısına ne kadar ortak olabiliriz, ne kadar hissedebiliriz? Sadece anlamaya çalışırız.
Evet kendimize biçtiğimiz rolleri oynarken başkalarını başrole koyamıyoruz, onlar için ancak yedek roller biçiyoruz.
Anlatırken bir başkasını onları kendimizce giydiriyoruz ,bilmediğimiz yönlerini, bize göre yakışanı seçiyoruz ve kendi renklerimizle boyuyoruz baştan başa.
İşte derinlik burada devreye giriyor, insan ruhuna ,düşüncesine yolculuk yaparken asil olana yakın olması veya örtüşmesi tespitlerin, sığ insanlara yaraşır şekilde olması önemlidir.
Kendimize verdiğimiz bu başrolleri oynarken değiştirme şansımızın her zaman var olduğunu bilerek oynamalıyız. Hayat dönüşü olmayan bir yoldur. O yola elimizdeki senaryomuzla çıkarken bir kez daha kontrol etmek gerekir, ve tüm olumsuz olasılıklara rağmen kendi elimizde iken değiştirme yetimizi kullanabilmeliyiz.
Yaşam, oynanmış sahnelerin deneyimleri bütünüdür.
Sonuçları, yazdığımız nedenlere bağlıdır.
sonuçların kendimizce iyi olmasını istiyorsak , senaryomuzu anlayarak okumalıyız.
ve kararlı olmalı duruşumuz.
Biz oynarken rolümüzü, izleyenlerin o sahneyi var ettiğini unutmadan...