- 1010 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
EDEBİYAT DEFTERİ RÜYADA
Google amcaya “Edebiyat Defteri “ yazdım ve açılmasını beklemeye başladım. Öyle bir maceraydı ki anlatmam mümkün değil sizlere. En iyisi mi baştan anlatayım .
Yolda yürüyordum. Bir lokantanın önünden geçerken, ismi ilgimi çekti ve tabelaya dikkatlice baktım. “ Kardeşim Mantı Salonu “ Yazıyordu. Söylemesi ayıp, çocukluğumdan bu yana mantıyı çok severim. Anamın açtığı mantının yerini tutmaz ama yerim yine de. Hemen içeriye daldım. Güzel, temiz, nezih bir mekan. Masa örtüleri ve yerler tertemiz. Mutfağında aynı hijyeni taşıdığını ümit ederek masalardan birine geçtim.
Biraz sonra bir garson geldi yanıma. Siparişimi verdim. Bir süre sonra da; istediğim mantı ile yanıma geldi garson tekrar. Yanında az bir yoğurt olduğunu görünce hemen itiraz ettim. Ben bol yoğurtlu ve bol sarımsaklı severim mantıyı. Garson, memnun olmayarak içeriye gitti tabakla tekrar geriye geldi. Bir kaşık daha ilave etmiş olarak geriye döndü. Yine itiraz ettim. Geriye gönderdim. Bu kez yanında, iri yapılı bir adamla döndü. Ben ısrarla, daha fazla yoğurt isteğimi yineliyordum. İkisi birden gitti. Garson, elinde tabağım ve koca bir yoğurt kasesiyle geriye döndü. Memnun olmuştum. İnadım, onları alt etmişti. Büyük bir iştahla, mantımı silip süpürdüm. Kasenin içinde de hiç yoğurt bırakmamıştım. Sonra bir uyuşukluk çökmeye başladı. Karşımda dolaşan insanlar silikleşmeye başladılar.
Büyük bir salondaydım. Salon çok kalabalıktı. Masalar, çiçeklerle bezenmişti. Bir taraftan orkestranın çaldığı müziğine kaptırmıştım kendimi. Çevreme bakıyordum. Kimdi bu insanlar ? Tanımak için çabalıyordum fakat tanıyamıyordum. O sırada müzik kesildi. Sahneye, elindeki mikrofonla biri çıktı. Bizlere baktı bir süre. Sonra da konuşmaya başladı. O konuştukça her şey netleşmeye başlamıştı. Bir toplantıdaydım. Nasıl geldiğimi, ne zaman geldiğimi bilemiyordum.
O sırada, kapının girişinde bir hareketlenme oldu. Herkes birbirine bir şeyler fısıldıyordu. Yanımda oturan kişiye sorular soruyordum.
“ Ne olmuş? Gelen kimmiş ?
“ Bakan mıymış ne gelen “
“ Ne bakanıymış? “
“Ulaştırma Bakanıymış “
“ Adı neymiş Bakanın?”
“Secattin Öztürk’müş “
“Allah Allah, bu isim yabancı gelmiyor bana ama nereden hatırlıyorum.
Uğultu yine yükselmeye başlamıştı. Bakan, hızla salona girmiş ayrılan yerine oturmuştu bile. Oturduğum yerden hiçbir şeyi göremiyordum. Yanımdaki adamcağızı dürtüklemekten adamcağızın yanı çürümüştü sanki. Yine de ters bir cevap vermiyordu terbiyesinden.Bu kez adamcağız ben sormadan cevap vermeye başlamıştı.
“ Gelen de İçişleri Bakanı Zafer Direniş’ miş. “
“ Allah Allah bu ismi de hatırlıyorum ben! Neyse ! “
Uğultular yükseldikçe, adam bana naklen yayınına devam ediyordu. Bir sürü bakan adı saydı. Sanki hepsini de tanıyordum. Ön masa tamamen dolmuştu ki; yine uğultu başladı.
“ Şimdi kim geldi ? “ Diye sordum yanımdakine;
“ Habip DAĞ adında bir komisermiş. Galiba, bir de rumuz kullanıyormuş. Aniden gibi bir şey. “
“ Aaaa ben bu ismi de hatırlıyorum ama nereden ? “
“ Komiser, bütün bakanları önüne kattı götürüyor”
,
“ Neden götürüyor peki. Suçları neymiş ? “
“ Ne bileyim kardeşim. Sen de beni yedin bitirdin ha ! Kalk yerinden onu da sen öğren? “
Yerimden kalktım. Onları gördüğümde donup kaldım yerimde. Hepsi de benim arkadaşlarımdı. Sanki bir tiyatro sahnesindeydik. Ansızın, bir şey söylememe fırsat vermeden alıp götürmüştü çoktan.
Başımda, bana seslenen garsonun sesiyle başımı masadan kaldırdım. Garip bir şekilde bana bakıyordu. Onca yoğurdun üstüne uyku ve rüya kaçınılmaz bir şey olsa gerek diye düşündüm. Hesabı ödedim ve gördüğüm rüyanın etkisiyle gülümseyerek çıktım kapıdan.
Eve gitmek için sabırsızlanıyordum. İlk işim Edebiyat Defterinin yerinde olup olmadığına bakmak olacaktı.
YORUMLAR
Rüyan harika Nermin. Sarmısaklı mantılı yoğurdu ben de çok severim. Edebiyat Defteri, bir kaç gündür bakımdaydı,az daha kafayı yiyecektim.Kolum kanadım kırıldı.Sağa sola telefon ettim.Yoksa site çöktü mü diye. Neyse kötü bir rüya görmekten son anda kurtulduk. Yine kavuştu,bütün arkadaşlar...
Senin rüyaların da iyi oluyor ha. Secaattin,Ulaştırma Bakanı...Güldüm. Tacettin ağabeyi,Milli Savunma Bakanı,beni de Tarım Bakanı yapsaydın bari.
Sevgilerimle...
ayhansarıkaya tarafından 2/20/2011 11:20:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar
ulaştırma bakanı.....allah allah......her şeyi birbirine karıştırır....her şeyi....allaha şükürkü rüyaymış.....sevgili nermin.....toynaktan değil bakan muhtar bile olamaz....toynak ve bedri....ikiside adama kör bakan olurlar....edebiyat defterinin kıymeti tatışılmaz.....her şeyiyle.....yazın yine sevimli....yine çok güzeldi.....saygılar
DESENE yandık..kesin tacettin abi işpiyonlamıştır..Ansızının da canına minnet
basmıştır kelepçeleri
bir haftalık eziyetten sonra şunu daha bir anladım ki
bu defter dostlarla gönül bağımız
defter sayesinde kimlerle tanıştık kaynaştık...Sanal alemde edebiyat defteri kadar birbirine bağlı dostuklarını reel hayata taşımış sanırım çok site vardır
şimdi edebiyat defteri olmasa kim tanırdı toynağı
tacettin yıldırım denen bir baş belasının varlığından kim haberdar olurdu...Böyle sıkı ilişkilerin yaşandığı ve dostlukların kurulduğu defterimize bazen göz değiyor diye düşünüyorum.Nazar bir illet...Kıskanmasınlar diyorum ama kıskanıyorlar işte...Ben bundan sonra her sabah kendim için okuduğum duaları edebiyat defteri içinde okuyacağım..
mantı ve rüya bir araç
sen gönlünden geçenleri yazmışsın iyide etmişsin kardeşim...
yüreğine sağlık