İKTİDARA ALKIŞ
Ülkemde güzel şeyler oluyor… Asgari ücrete filan bakmayın, boş verin az ücretle geçinenleri, ekonomimiz aldı başını gidiyor. Cari açığa ve borçlara kafanızı takmayın, dünyanın 16ncı büyük ekonomisine yolculuk devam ediyor… Avrupa’da da altıncıyız… Hele iktidar önümüzdeki seçimleri de kazansın siz o zaman görün ekonomimizi. Çin’i bile geçeriz evelallah…
İktidar güzel şeyler yapıyor… İnanmazsanız Sayın Başbakanımızın birçok ilimizde yaptığı ortalama 150 leri geçen Toplu Açılışlara bir bakın. Her şehrimiz baştan aşağıya yenilendi. Sokaklarımız pırıl pırıl. Gecekondularımızın yerine TOKİ’nin binaları dikildi. Şiddetli yağmurlarda bile artık caddelerimiz sel olmuyor. Parklarımız yemyeşil ve içinde spor aletleriyle yaşlısı genci gülümseyerek güne zinde başlıyor… İşçisiyle, memuruyla, emeklisiyle çalışanlarımız rahat… Alışverişlerini hiç zorlanmadan yapıyor, ay sonu gelen faturalarını da hiç zorlanmadan ödüyor… Öyle işsizliği filanda kafanıza takmayın… Bakın daha düne kadar % 13 leri aşan işsizlik %11’lere geriledi… Seçim sonrası görün siz, yüzde “0”lara düşerse sakın şaşırmayın… Hem işsizlik sorunu yalnız bizde mi? Bakın dünyanın diğer ülkelerine de öyle konuşun… Paradan altı sıfırı atan, devlet bankalarını zarardan kara geçiren, döviz rezervlerini artıran, esnafa can suyu veren, IMF’nin borçlarını azaltan, kişi başına milli geliri on bin dolara getiren, özürlü maaşlarını on kat artıran ve yaşlılara destek sağlayan kim? Tabiî ki bu iktidar… Hani alkış?
Eskiden kiralık ev bulamazdınız değil mi? Hatta bulduğunuz evin kirası yüksek diye yüzünüz buruşuk ayrılmaz mıydınız? Şimdi öyle mi? TOKİ Sayesinde her ilimiz şantiye oldu. İktidarımız sayesinde 10 bin nüfuslu 17 şehir inşa edilmedi mi? Burada 800 bin işçiyi çalıştırıp işsizliğe çare olmadı mı? Hani alkış?
Hastanelerimize bir bakın… Eskiden kuyruklarda ölüler verirdik. Gerçi Bursa Devlet Hastanesi’nde bir yakınım beş kişilik hasta odasında refakatçilerin sandalye üstlerinde uyuklayarak hastalarına baktığı ve hastaların gittiği tuvalette, sondasını takacak bir yer bulamasa da sağlıkta önemli yol aldığımız inkâr edilemez… Hele özel hastanelerimize diyecek yok… Sanki her biri beş yıldızlı otel gibiler… Hani alkış?
Bakmayın siz eti dışarıdan aldığımıza tarımda çiftçilerimizin yüzü bir başka gülüyor. Yılda 32,3 milyar TL’yi köylüye aktaran kim? Mazot desteğini yapan kim? Tabi ki iktidarımız… Ya buna ne demeli, tarımda 2002 yılında ihracatımız 4 milyar dolarken, 11,2 milyar dolara çıkmış… Hani alkış?
Durun daha bitmedi… Koca iki dönem iktidar öyle kolay anlatmakla biter mi… “Eğitim” deyip geçmeyin… Geleceğimizin temel direği... OCED Ülkeleri arasında sonlardaymışız. Boş verin öyle kuru lafları. Siz içeride yapılanlara bir bakın; Anasıyla kızını okula götüren, başvuran her üniversite öğrencisine 200 TL veren, 2003-2010 arasında kaliteli öğretmen görevlendiren ve en düşük öğretmen maşanı % 180 artıran, en büyük bütçeyi eğitime ayıran, kitapları ücretsiz dağıtan, öğrencisi olan ailelere aylık 35-45 TL arasında yardım eden, burada bir parantez açayım; ( kadınlara teslim edilen para yardımında ezilenlere bakmayın, onlar kuyruğa girmeyi beceremiyorlar.. Ezilmeleri ondan.) neyse devam edelim. Üniversitesiz il bırakmayan kim? Tabiî ki iktidarımız… Hani alkış?
“Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek” dense de söylemeden yapamayacağım; Yoksul vatandaşlarımıza yapılan yardımları biliyor musunuz? Altı yılda 10 milyar TL aktarılmış. İsterseniz bunun açılımını da vereyim; 1 milyar 110 milyon TL’si erzak, yuvalar sıcak olsun diye 2 milyon 256 bin kişiye 1 milyon 910 bin ton kömürü, çeki ve hatta beyaz eşyaları kim dağıttı? Şimdi siz bunları iktidarın oy oranlarını artırmak için yaptığını düşünüyorsanız buna sakın inanmayın...
Peki, dumansız hava sahasını kim gerçekleştirdi? Daha düne kadar kahvelere çocuklarınızı maç seyretmeye götüremiyordunuz. Şimdi öyle mi? Otobüsler, işyerleri tertemiz… Başı çeken Başbakanımıza buradan ayrıca tebrikler… Sevgili okurlarım yazarken elim vıcık vıcık yağ oldu… Bir saniye elimi bir yıkayıp geliyorum, siz çayınıza devam edin… Evet, nerede kalmıştık? Sigara… Onu bir kenara bırakıp gelelim herkesin tartıştığı, yargıya…
Artık yargımız, emin ellerde… Eskiden neydi öyle iktidarın meclisten geçirdiği her karar üst mahkemelerden geri dönüyordu.. İktidarın eli kolu bağlanıyordu. Ya şimdi? Sıra iktidarda, hem yapılanlarda yargı adına… Üst yargıya yeni daireler açılıyor.. Niye? Ergenekon, Balyoz, Fener Derneği vs. önemli davalar artık öyle uzun sürmeyecek. Hemen sonuçlanacak. Yargı bodrumdan saraylara taşındı… Kimin sayesinde, tabiî ki iktidar… Hani alkış?
İktidardan önce huzursuz olan ülkemiz artık huzur içinde, sokaklarında artık hiçbir olay olmuyor, ne kaza, ne de hırsızlık olayları… Bakın muhalefet bile iktidara övgüler yağdırıyor, verdiği fikirlerle hükümet daha rahat çalışıyor… Başbakanımız herkese nazik, anlayışlı ve güler yüzle sesleniyor… Ülkemde herkes işinde gücünde… Terör diye bir şey kalmadı… Lazı, Çerkezi, Türkü, Kürdü, Ermenisi, Rumu yani bütün Türkiyeli kucaklaşmış ekonomisini dünyanın birincisi yapma uğraşısı içinde… Allah Allah! Bugün ne olsuysa ellerim yine vıcık vıcık oldu.. Kalemim kayıp duruyor…
Evet gelelim “Basın”a… Siz bakmayın “Basın Özgürlüğü”nde dünyada 138 nciliğe düştüğümüze. Onlar bizi çekemiyor… Yok, öyle üç kuruşa beş köfte… Her önüne gelen her şeyi yazamaz… Bırakın eleştirmeyi de, ne yapılmalı, onu söyleyin. Sayın basın mensupları, yazacak başka şey bulamıyor musunuz? Ne işiniz var Yargıyla, Yolsuzlukla, Ergenekonla, Darbeyle, Askerle… Siz hiç patronunuzu düşünmüyor musunuz? Maazallah patronunuz gelen mali cezaları nasıl ödeyecek, sonrada nasıl maaş istemeye yüzünüz olacak… Sizde muhalif olmayın, yazın çiçekleri, kuşları ve doğanın bin bir güzelliğini sonrada atlayın uçaklara gezin yurtdışını… Keyfinize bakın… Yoksa biliyorsunuz başınıza gelecekleri… Benden söylemesi tercih sizin… Evinizde öyle binlerce kitap filan bulundurmayın. Sakın araştırıcı gazeteci olmayın… Arı kovanına çomak sokmayın… Kitaplarını oku geç şu tarafa… Bak evinde bir tane bile kitabı olmayandan ses çıkıyor mu? Seçim zamanı veriyor oyunu geçiyor şu tarafa…
Ülkemize yeni bir toy elçi geldi. Peki, gelir gelmez daha ülkemizi tanımadan etmeden ne dediğini biliyor musunuz? ABD Elçisinden bahsediyorum. Hani Özgür Gazeteciler sıralamasında bizden 118. Sıra önde olan ülkenin elçisi… Öyle bir laf etikti iktidarımız başta olmak üzere birçok kişiyi kızdırdı… Allah’tan İçişleri Bakanımız “Bizim ülkede Basın ABD’den de daha özgür” diyerek gerekli yanıtı verdi. Sağol Bakanım! Yaşa Bakanım!... Elçi ne demişti? “ Bir yanda özgür basın deniyor ama bir yandan da gazeteciler gözaltına alınıyor, biz bunu anlamıyoruz” demiş… Şu söz söylenecek söz mü, basın özgürlüğünün alabildiğine olduğu ülkemde?
Sayın elçi ülkemize önce hoş geldin… Gerçi elçiye zeval olmaz ama Vallahi bizde bir şey anlamadık…
İktidarı boşuna övmedik yani…
Belki anlayan çıkar diye…
Şu vıcık vıcık yağ olan elimi bir kez daha yıkayayım…
Tekrar görüşmek üzere, Saygı ve Sevgiler…
Kaynak: akicraatlar sitesi...
Ertuğrul Erdoğan
20 Şubat 2011/Bursa