- 485 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARALAMA YAZILARIM
Karalama yazılarım
..yokluğa karışan maziyi arıyorum köstekli bir saatin akreb-yelkovan dostluğunda ....iki çiçek...sen ve ben sadece ve yalnız başka hiç bir çiçek açmayacak sen ve ben tüm çiçekleri temsil edecek hikayemiz .. .kalbim sarsıla sarsıla sana doğru koşuyorum yaklaştıkca nasıl uzaklaştığını çözemiyorum .. ...istanbul dünyanın çekim merkezi adeta kıskanılası bir şehir...batı doğu tüm dünya asırlardır düşlerini süsledi...bu esrarlı ruhani belki ilahi mistik konumu itibariyle istanbul ülkemizin vatan topraklarımızın mührüdür de.. mavi şiir şehir istanbul’ a hak ettiğideğer kıymet ve temizliği her kim vermiyorsa insanlık suçu işlemekten farksızdır… ve istanbul insana daha ne güzellikler yazdırtıyor yeter ki değer ve kıymetini bilelim bu cennet şehrin.. insan eşsiz ve seçkin bir şehirde yaşıyorsa bunun bedelini borcunu vefasını gösterebilmeli sevgi ve barış özgürlük ve mavi konuşmalı... ..aşk..her zaman aşk..daha güçlü ne var ki insanı defalarca güç kuvvete sokan...zamanları ve insanları dize getiren duygu ...aşk her yerde en seçkin asil duygu...ruh ten beden bütünleşmesi...ne mutlu değer kıymet bilene... ..ah bazen kalem kitap tutan ellerin de neler yaptığını çabuk unuturuz değil mi ? ..sözleri kan teknolojileri savaş tamtamları olan bu yeni dünya düzeni insanların dünya savaşları öncesi okumuş düzeyleri ve bugünkü emperyalist işgalci-sömürü güçlerin dünkünden farksız konumları da gösteriyor ki canavarlığa dönüşen eğitim gerçekci değil boşluklar var o halde bütün mesele kalbin terbiyesidir..kalpler güzel olursa insan da güzel olur yer yüzü de...
….farklı bir pencere seni sevdiğim yer ve bulunduğun her perde arkasında ki gizemli yüzün dayanılmaz yapıyor kalemimi bilmelisin ki korkularımızdandır sevmeye başlamaya cesaretsizliğimiz oysa sevmeyi ne güzel bilenlerdeniz ihanetlerle çevrili bir kirli dünyanın tam ortasındaki buruk duruşumuzu farkedecek birilerinin daha ne kadar gecikmiş olacak bu gidişle zamanında ve yerinde söylenmemiş kelimeler yüzünden veya daha dudaklardan çıkmamış sözler yüzünden baharları güze çevrilen ruhumuzla baş başa kalışımız bundan mı..? …günler geçiyor yeni yaş yıllarına giriyoruz değişen bir şey yok bir bilsen ne kadar eminim hayatın güzelliklerini fark edecek gözlere sahip olduğumuza…..sen benim sevgili baharımsın günler sonra çıkıp gelen en mutsuz saatlerimin arasına düşen...çok teşekkür ederim gelişine...bana ne söylediğini hatırlıyorum suya ayaklarını değdirdiğin yerde mavinin seni serin serin sardığı akşamüzeri sahilde…”…yaşamıyor yaşatamıyoruz olmuyor olamıyor bu dünyaya ait değilim ait olanlarla aşkı yaşayamıyor yaşatamıyorum…”…düşünüyorum demek istediğin en derin anlamları çıkamıyorum içinden…saatler geçiyor..metrodayım ve az sonra bineceğim aklım sende..beynimde ve yüreğimde kalan cümleni de yanıma alarak..daha neleri konuşmuştuk seninle tuttuğum sözlerimi hatırlıyorum…çocuklardan bahsettik..
..evet kızlarımız..özellikle kızlarımız yarının anneleri ve toplumun gerçek insan inşaası mimarları...ben öyle görüyorum..canından ve kanından beslediği çocuk ve sesi soluğu duygu düşünce ideal hedef ve gayesi ile çocuğa..yarının büyüğüne şekil-mizaç-ruh-ve heyecan katacak..özeliikle kızlarımız çok önemli çocukla en fazla kalan anne olacaklar...ve sizin bu yaklaşımınız ne kadar yerinde..onlara yanıbaşınızda ne verebilirseniz temiz bir dünya görüşü ve ahlaki bakış açısı yönünden hayata en büyük iyiliği yapmış olacaksınız..
.....evet masmavişl duruyor boğaz..ahh görmelisiniz yuşaa tepesinden..çamlıcadan veya..ya da nakkaş tepe den...bir deniz bu kadar mı nazlı ve güzel..seçkin ve soylu akar kentin ortasından...bu kadar mı şahaser bakar mavişce insanın tüm hayatını mavileştirerek...
….metrodan indim uzunca bir yürüyüş sonrası çınar ağaçları ve gölgeliğinde bir kır kahvesi gibi masalar sandalyeler en çok sevdiğim güvercinlerde..meydanın adı beyazıd olunca buranın gizemli havası insanı dört bir taraftan sarıyor..seni beklerken içtiğim kaçıncı çay olacaktı da gözlerime takılan benzer yüzlerini aramaktan yorgun gözlerimi dinlendirmeye aldım.. gelemeyişine üzülmüş olacaktım güvercinlerle olan sevgi bağımı ve elimde hediyen olan kitabı çokca okumuş olmasaydım..bugün c.tesi çok kalabalık şehir..ne hasta bekler sabahı..ne taze ölüyü mezar ne de şeytan bir günahı…seni beklediğim kadar…diyen şairin duygularını sürekli yaşıyorum Zehra..sürekli ve kesintisiz…
MUSTAFA KAYA
16.02.2011 / ÇENGELKÖY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.