YARINLARI BEKLEMEDEN
Canlı cansız akla gelen her şeyin zıddı ile var olduğunu görüyoruz. İyi – kötü, hayır – şer ,
doğru-yanlış, hak ve batıl…….
Bir tarafta maddeye tapmış,onun esiri olmuş , kula kulluğu benimsemiş, kurtuluşu onda aramış ,aradıkçada batmaya mahkum olmuş,dünya hırsı ve metaa gözünü
karartmış,dostluğu,haysiyeti,şerefi unutmuş,geçmişini ve geleceğini bir çırpıda satıvermiş amaçsız,gayesiz başıboş bir nesil.….Öyleki bu nesil milli benliğini unutmuş,atalarından kalan,her karış toprağı şehit kanları ile sulanmış olan VATAN topraklarını nasıl koruyacağını bilemez hale gelmiştir..Çünkü hayatının gayesi artık yok.Gençlik sanallaşmış,kafaların içi boş yığınlar halini almıştır.Mutluluğu,huzuru kendilerine idol edindikleri anlık kavram ve kişilerde arar hale gelmişlerdir.
Diğer taraftan maddeyi kendine hizmetçi kılmayı bilmiş ,kula kulluğu kendine zillet saymış ,daima doğrudan,haktan,adalet ve eşitlikten yana olmuş bu uğurda kendi hayatını unutup yetiştirdiği fidanların kök salmasını hedeflemiş, çilekeş ve bahtiyar insanlar,bir nefer gibi bekleyen insanlar.Geleceğin emanetçilerini yetiştirmeye and içmiş öğretmenler.öğretmenlerim.…
Ve bu iki kutup arasında kalmış ,iradesini kullanmakta aciz ,yaşayışında miskin,süfli bir hayatı gayesizce sürdüren,inandğı hayatın gerçeklerini bilipte yaşayamayan,yaşamaya çalışsada her şeyi eline yüzüne bulaştıran,çevresine at gözlüğü ile bakan bir gurup insan.Nesillerimizin bu halde olmalarında en büyük pay sahibi olan gafiller grubu.Gençliğimizin model aldığı,dıştan albenili içten kof insanlar.Bu grubun kimler olduğu hepimizin malumu.Belki biz,belki onlar,belki hepimiz ……Seçim sizin,hangi kutupta olmak istersiniz? Yada hangi kutuptayız acaba?Hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım,derin derin düşünelim.En güzel cevabı vicdanımızın sesi verecektir,emin olun.
İşte bu saydığımız kutuplar arasında, keşmekeş içerisinde kalmış bir toplum,bir garip düzen!
Bizler bir ölçüde öksüz büyüdük.Sıla özlemimizi giderecek bir anamız bir babamız var belki.Ama biz düşünce yönünden öksüz büyüdük.Bunun için biz acılı kuşağız….Gülüşümüz bir
buruk,ağıdımız bir yanık…Bizlerin yaşadığı bu öksüzlüğü,bu acıları nesillerimiz yaşamamalı.Elbette bunda da bizlerin payı olmamalı.
Dünyanın dört bir yanında kardeşlerimizin,soydaşlarımızın ve dünya mazlumlarının kanları vampirlerin ,yamyamların kadehlerini doldururken ,bizler yürekten nasıl gülebiliriz ki ? Onun için çalışmalıyız,çok çalışmalıyız.Zamanı salise salise değerlendirip yarınları unutmalıyız.Gün bu gün ,an bu an demeliyiz…Kazandığımız her bugün zaten yarınımızdır.Kazanamadığımız her an bizleri nesillerimizden biraz daha uzaklaştırır.
İdeallerimiz için,yarınlarımızın güvencesi nesillerimiz için inandığımız doğrular için yaşamalıyız.İnanmak katlanmaktır.İnanmışsak katlanmayı,sabretmeyi kabullenmişiz demektir.Zor şartların adamı olmaya and içmişiz demektir…….
Her şeye rağmen, bütün bu olumsuzluklara , düzensizliklere rağmen bizler varız. Biz eğitimciler,toplumun mihenk taşı olan öğretmenler.Bizlere yüklenen misyonu en iyi şekilde değerlendirip bu uğurda ümitvar olmalıyız.Ümit hep var olmalı,hedeflere ulaşmak ,yeniden dirilip ayağa kalkmak ve geleceğimiz olan nesillere yaşanabilir bir vatan bırakmak için hep
vardık,daimada var olmalıyız.
Artık yarınları beklemek yok.Hep iyi insanların,vatan ,millet sevdalılarının çıkıp gelmesini yollar üzerinde beklemek yok…İyiliği,güzelliği başkalarından beklemek niye ? Mademki iyi olduğuna inandık o halde işe neden kendi nefsimizden başlamıyoruz? Hep ümitsizlikten,hep yılmaktan,hep düşmekten bahsedip başarısızlığa,ümitsizliğe ne gerek? Neden ilk doğrulan olmaya,ilk yürüyen olmaya çalışmıyoruz? Kurtuluşun sırrı burada değil mi ? İşe kendimiz den başlayarak ve yarınları beklemeden ,gecenin koyu karanlığıda olsa yalın ayak yola çıkmakta değil mi ?
Sahure DUMAN
Uzman Sınıf Öğretmeni
30.12.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.