Anadolu'ya Yolculuk
Kamyonun şoför mahallinde üç kişiydik.Şofor aynı zamanda köyün muhtarı idi.Ve babam, ben.Döne döne bir çukura iniyorduk.Karadeniz’in zümrüt yeşilinden sonra bu bozkıra nasıl alışacaktım. Benim hayalimdeki köyler hep yeşil ve ağaçlıktı.Gözyaşlarımı zaptedemiyordum. Babam kolunu boynuma atıyorve yavaşça fısıldıyor ’’Dönelim. Hem annende çok sevinir.’’ Cevap vermiyorum çünkü bu konuyu çok tartışmıştık. Ben öğretmendim artık. Neresi olursa olsun gitmeliydim.Muhtar itici sesiyle:
_ Ağlama gızım. Bizim avratlar sana hem ana hem de bacı olurlar. Bak aha da köy göründü işte.
Dikkatle bakıyorum. Bir kaç titrek ışık görünmekte.Kamyon bu fersiz ışıkların birinin önünde durdu.Arabadan indik.Toprak avlunun kapısını bir adam açtı.Selamlaşmadan sonra içeri girdik.Kısa saçlı, minyon yapılı bir kız bizi karşıladı.Arkadaşım elimi çok sıkı tutarak ’’Hoşgeldiniz’’ diyor.
O gece arkadaşımın ve benim babam muhtara misafir oluyorlar.Ben ve Asiye evimizde kalıyoruz.Asiye’de Karadeniz’li. Daha sonra köylüler bize ’’laz kızlar’’ dediler.
Gurbetteki ve köy ıssızlığındaki ilk gecem.Uzaklardan köpek ulumaları geliyor. Daha önce sesini hiç duymadığım bir kuş ötüyor sürekli. 12 Eylül arifesinde arkadaşlarımı düşündüm. Her birimiz çil yavrusu gibi savrulmuştuk. Kimilerini ise daha zor günler bekliyordu. Mümkün mü uyumak.....?
Nihayet sabah oldu. Okula gitmek için yola çıktık. Tohma çayının korkuluksuz köprüsünden geçtik.Yolda rastladığımız çocuklar koşarak arkadaşıma sarılıp beni de merakla süzüyorlardı. Eğilip içlerinden en küçüğünü öptüm. Çevremi sardılar. Buranın çiçekleri de bunlar dedim içimden.
Hemen iş başı yapıyoruz. Sınıfları paylaşıp öğrencileri yerleştirip derse başlıyoruz. Yapılacak işleri listeleyip ilk birkaçını uygulamaya başladık bile.
Babam henüz emekli olmamış. gitmesi lazım.Asiye ile anlaşıp ikisini de gönderdik.
Dik durduk. İçimiz kan ağlasada gülümsedik el sallarken.
Günler su gibi akıyordu.Artık onlardan biriydik. Elli haneli köyü artık tanımıştık.
Halı dokuyan kız guruplarıyla arkadaş olmuştuk.Aralarında müthiş bir rekabet vardı.Hangi gurup halıyı bitirmişse bizi davet ediyordu.Yemekten sonra yeni halı ortaya seriliyor, kızlar zilli deflerini çalarak türkü söyleyip zılgıt çekiyorlardı.Ben hayatımda bu kadar güzel sesli kızı birarada görmemiştim.Halının ortasında da uzun boylu, ince, uzun saçlı bir kız raksediyordu. Okullar tatil oluncaya kadar bu eğlence sürüp gitmişti.
Boz eşeklere binip bağlara gittik. Üzümler topladık en güzelinden. bütün bağlar bizimdi. Biz herkesin kızı , bacısı ,arkadaşı ve de öğretmeniydik.Nasıl kalacağım dediğim köyden nasıl ayrılacaktım bu kadar sevmişken.Ama her şeyin bir sonu vardı. Ağlayarak geldiğim köyden yine ağlayarak ayrılmıştım.
Yıllar sonra İstanbul’da bir resim atölyesinde buldum kendimi.Beyaz saçlarını arkadan bağlamış ressama , zilli defler çalarak türkü söyleyip zılgıt çeken kızları, halının ortasında rakseden ince uzun saçlı kızı anlattım. Bana bu güzellikleri çizmesini istedim. Tam çıkışta ressam arkamdan seslendi:’’Hanımefendi rakseden kız siz miydiniz?’’ Evet diyerek uzaklaştım.
Tablomu salonun en güzel yerine astım. Öncelikle ev halkına tablonun içeriğini anlattım. Bendeki anlamı ise çok özel. Kendimi sıklıkla tablonun önünde buluyordum.
Zaman duruyordu sanki. Kızların o güzel sesleriyle söyledikleri kimi zaman yanık, kimi zaman kıvrak köy türküleri çınlıyordu kulaklarımda. Güzel Anadolum. İyi ki bağrına doğru bir yolculuk yaptım. İyi ki insanlarını tanıdım.Sen benim asıl okulum oldun.Senden çok şeyler öğrendim.Bu metropol ne zaman canımı sıksa iç yolculuğum hep sanadır. Sana burdan selamlar olsun.....GÜZEL ANADOLUM.
13 /02 /2011
ŞİMAL 34
YORUMLAR
ŞİMAL34
Hanımefendi, güzel bir yazıydı...Hiçkatkısız Anadolu'nun gerçeğiydi anlattıklarınız...İlk gidiş buruk/gözyaşlı ve dönüş muhakkak göz yaşlı...Tüm köy ana bacı kardeş amca dayı...
Tabi o ilk hizmet yıllarının heyecanı...Ve bir tablo ; halı üzerinde anılarını canlı tutan birisi
Güzeldi...Paylaştığınız için tebrik eder saygılar sunarım...
ŞİMAL34
Tablomu salonun en güzel yerine astım. Öncelikle ev halkına tablonun içeriğini anlattım. Bendeki anlamı ise çok özel. Kendimi sıklıkla tablonun önünde buluyordum....
İyi ki insanlarını tanıdım.Sen benim asıl okulum oldun.Senden çok şeyler öğrendim.Bu metropol ne zaman canımı sıksa iç yolculuğum hep sanadır. Sana burdan selamlar olsun.....GÜZEL ANADOLUM...
ÖĞRETMENİM GÜNAYDIN ;
İLK KEZ GÖREVE BAŞLAYAN HER KÖY ÖĞRETMENİ GİBİ , BENİMDE KENDİMDEN BİR ÇOK ORTAK NOKTA N DAHA ÇOK ŞEY BULDUĞUM ...HATTA TAMAMEN KENDİMİ BULDUĞUM ÇOK BAŞARILI BİR HATIRA YAZISIYDI.. NE KADAR YALIN VE İÇTEN BİR ANLATIMDI..ÖVGÜ VE ORTAK PAYDADAKİ BAŞARILI ANLATIM ADINA YAZILACAK O KADAR ÇOK ŞEY VAR VE SİZ BUNU FAZLASIYLA HAK EDİYORSUNUZKİ..AMA NE VARKİ BEN O ADAM DEĞİLİM..DÜŞÜNDÜKLERİMİ VE OKURKEN OLAN DUYGULARIMI BİLE ANLATMAKTAN FUKARA BİRİYİM..NE OLUR BAĞIŞLAYIN..BİRDE GEÇ KALMIŞLIĞIMIDA..HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN DİYOR SİZİ GÖNÜLDEN KUTLUYORUM.SELAM VE SAYGIMLA..
ŞİMAL34
İnsanlar ne kadar duygu yoğunluğu ile yaşamışlarsa anlatımları da ona göre oluyor.O zamanlarda yaşananlar yıllar sonra özleme dönüşüyor.Biz öğretmenlerin hayatı hep birbirine benzer.İşte bu yüzdendir ki beni çok iyi anladınız. Zamanın bir önemi yok. Önemli olan okumanız. Ben de az önce sizin profilinize baktım.Siz de Anadolu yolcularındansınız.Teşekkür ederim.
Selam ve saygılar....
İlk görev yerime gidişimi yaşadım,dört uzun yıllımı geçirdiğim günler fareli günlerim.Tebrik ederim saygılarımla.
ŞİMAL34
"- ........................ görsen Anadoluyu..."
"- ........................ gezsen Anadoluyu..."
Mükemmeldi.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
ŞİMAL34
ŞİMAL34
Yaşadıklarımızdır bizi insan eden....
Teşekkür ederim değerli dost.....
Selam ve saygılar....
Evet Asuman Hanım ben de Anadolu'nun çeşitli yerlerinde görev yaptım.Yaşadığım her an başlı başına bir olay.O güzel anıların elbet paylaşımı olacak.Anadolu'da önce insanı buldum.Aradan yıllar geçse de unutmadım ve unutturmadılar.Sizin bu paylaşımınız beni oralara götürdü.Yüreğiniz var olsun .Saygı ve selamlarımla..
ŞİMAL34
ŞİMAL34
Öğretmenlik , hele de köy öğretmenliği. Meslek hayatımın 17 yılı geçti köylerde. Yazdıklarınızla örtüşen çok güzel anılar ve yıllar. Bitmeyen bir film şeriti gözlerimin önünde. Sarıyor sarıyor izliyorum. Çok güzeldi yazınız. Kutluyorum hemşehrim, meslektaşım.
ŞİMAL34
ŞİMAL34
Ah Anadolu...
Hayata atılırken herkesin kıyısından köşesinden uğradığı bereketli topraklar...
Hemen herkesin ilk gurbeti
Pişip olgunlaştığı aziz yurt köşesi...
Siz o yıllarda anadoluya ışık getirmek ve geelceğe güzel çocuklar yetiştirmeye çalışmak gayesi
düştüğünüz anadolu yollarında ideailist bir öğretmen olmaya çalışırken
Biz o eylül zulmünde
Anadolu cezaevlerini dolaşıyormuşuz
ömrümüze çile biçenler ne bilebilirdi
Anadolu sevgisinin düştüğü yüreklerin korkusu olmaz...
güzel bir yazı..üstelik birde laz kızı ha...en çok buna sevindim belkide...
güzel yazı
sevgiler saygılar
kandiliniz mutlu olsun...
ŞİMAL34
Ve sonuç ortada......İçimizde hala gidenlerin acısını taşırken ne yapabiliriz ki.....? Selam ve saygilarımı iletirken ben de Sizin kandilinizi kutluyorum.