- 1459 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ay Parçası Emine
Hayatımızda unutamadığımız her zamanda sıkça yaşadığımız
acılarımız sevinçlerimiz hüzünlerimiz hatıralarımız vardır
onlar bizlere hayattan “nasıl ders almamız” gerektiğini öğretir
işte gerçek yaşamdan birebir yaşanmışlığın öyküsü bu
“Onkoloji” ismi adıyla müsemma
bir o kadar da hüzün ve sevinçlerin paylaşıldığı
Ankara nın değil Türkiye nin değil
Dünyaca isim yapmış taşra kokulu
kanserle mücadele de yer etmiş bir hastanedir
----------
Güneşin bulutların arasından kaybolması ile
karanlıklara gömülü veren Ankara şehri
Yağmurlu bir gün daha yaşıyordu
oysa güneş doğalı daha bir kaç saat olmuş,
günaydınlar merhabalar iyi çalışmalar kolay gelsin demeler
gelmeler gitmeler henüz yeni başlamış dı
insanlar yağmurdan sığınmak için bir yerler arıyor
bazıları ise “işine geç kalma” korkusuyla
delicek yağan yağmurun şiddetine aldırmıyordu
Yağmur öyle hızlı ve şiddetli yağıyordu ki
bulutlar kararmış karamsarlaşmış hüzün yağdırıyordu
sanki gök kubbe sisli kusmalarıyla kararan dünyaya meydan okuyordu
kim bilir belki de “Rahmet” olarak indiriyordu diye düşündü Mihrimah
Yağmurdan kaçınılır mı !
Rahmetten kaçınılır mı !
kararan dünyaya rağmen
onca günah içinde Rahmetine basmaktan korkmak varken
oysa onca güzellikler için de Rahmetinde ıslanmaktan neden kaçsın
böylesi düşünceler içinde ayaklarının izdüşümleri
aldı götürdü Mihrimahı bir eczane önüne
- eli koynunda bekleyen
gözyaşları yağmura eşlik edercesine ağlayan bayana gülümseyerek yaklaştı
hava o kadar soğuk olmasına rağmen üzerinde incecik
eski yırtılmış hırkasını çekiştirip duruyordu
ayaklarında ki terlik ise ıslanmaktan “çorap” halini almıştı
yüzündeki solgun bitkin “çaresizlik için de” bekleyişleri hemen onu ele veriyordu
halindeki mahcubiyettik çok yoğun olarak hissediliyordu
bitmiş tükenmişlik içinde çok bitkin görünüyordu
belli ki bir sıkıntısı vardı
belli ki hastası vardı eczanenin açılmasını bekliyordu
belli ki ihtiyaç sahibiydi ayakkabı alacak parası yoktu
yanına doğru biraz daha yaklaştı Mihrimah
yanakları sanki bir suç işlemişte onu saklar gibi
mahcubiyet ligin verdiği çekimserlik içinde allanı vermişti
güzel olduğuna inandığı tarif edemediği bir gariplik vardı halinde
açlık acizlik, muhtaçlık, içinde halini anlatamamanın
aczini düşündü Mihrim ah
hızla değişen metrobüs dünyasına rağmen bir kişi
halini saklamak istercesine saklanıyor allanıyor arlanıyorsa
sormalıydı nedir bu perişan halin diye
devam edecek .....
Gülay Göktürk
YORUMLAR
Hayattan bir yaşanmışlıktı yazınız. Bizlere sağlığın ve hastalığın yüce yaratandan olduğunu ve her şeye sabretmemiz gerektiğini anlatan bir yazıydı. Okurken içim titredi.
Emine'ye dualarımı yolluyorum. Allah rahmet eylesin. Kaleminiz çok güzel, sizi de ayrıca tebrik ederim.
Sevgimle...
Gülay Göktürk
ayparçasının değerinde
şimdi uzaklarda bile
fesleyeni ne garip çok garip ki ,
garipliği manasına saklı büyüklüğünce
hala ilk günkü tazeleliğinde
her dem demlenerek açıyor
çok sevgi selamlar
güzel gören inceliğiniz üşümesin
Hayattan çok güzel ve bir o kadarda hüzünlü bir anı okudum kaleminizden
Allah ay parçasına rahmet eylesin
ve ince ruhunuz hep baki kalması dileğiyle...saygıyla kutluyorum
Gülay Göktürk
gerçek manada
ay ışığında sallanmak gibi
yıldız oldunuz
selam saygılar ...