Reddedilmiştir
’En’ deyince akla ilk gelen şey genişlik olsa da ben, ’EN…’ lerden bahsetmek istiyorum. Hiç düşündünüz mü hergün, ’EN’ le başlayan kaç cümle kuruyoruz.
Ben saymadım zaten sayılamayacak kadar çok cümle kurduğumuzu biliyorum.
’EN’ bir anlamda vazgeçilmezimiz de sayılır. Bir insanın, ’EN’ lerine bakarak karakter tahlili yapılabilir.
Düşündüm de aklıma hiç, ’EN’ bir cümle gelmiyor. Galiba karakterim ortaya çıkacak diye tırstım.
En sevdiğim yemek baklavalı börek diyerek durumu bir sloganla gürültüye getirebilir miyim acaba...
Herkes böyle midir, yani insan kendini çok fazla ele vermek istemiyor. En azından ben istemiyorum.
Bunun nedeni yok sadece istemiyorum. Herşeyde neden aramaya karşıyım.
Belli dönemler de hepimiz anket defteri hazırladık. İçine komik sorular koyduk. Sorular komik olunca cevaplar da komik oluyordu...
Soruların ve cevapların ortak bir yanı vardı. Hepsi de, ’EN’ le başlıyordu. Zaman geçtikçe, ’EN’ lerimiz değişti.
Bir gün öncesinin, ’EN’ leri ertesi gün önemini kaybetti ya da durum bunun tam tersi oldu.
Bütün bunlar psikolojimizle ve zamanın bize getirdikleriyle yakından ilgili.
Konudan konuya atlamak bu olsa gerek.
Düşündüm de ben psikoloji ya da sosyoloji okumalıymışım. Nasıl olsa havadan konuşması kolay.
Herşey konuşmak kadar basit olsaydı ne güzel olurdu. Her istediğimize kolayca sahip olurduk. Başarısızlık diye bir korku barınmazdı içimizde.
Ne yani, olamadığımız şeylerin sorumlusu olarak korkularımızı gösterebilir miyiz?
Ben gösterdim bile.
Bunun için itirazı olan var mı?
R E D D E D İ L M İ Ş T İ R…
YORUMLAR
Hanımefendi , enlerimiz değişmiyorsa ermişiz demektir iki mürit bulalım uçursun , evel Allah uçarız da :)) ...Enlerimiz değişiyorsa gelişiyoruz demektir , gelişmekten geri durmayalım.
Kötüsü nedir biliyor musunuz ?
Enlerimiz değişmiyor ama ,uçamıyoruz...Aynen KAZ ...
Güzel konuydu ,tebrik edr saygılar sunarım.
Esma KAHRAMAN
Bu söz üzerine En'lerimi yenden gözden geçirmeye karar verdim.
:)))) Sevgiler Sayın Yazarım.
Karara bağlayalım bari...
Yaz ablacım...Türk edebi kanunun bilmem bilmem kaç milyonuncu kanununun bilmem kaç binincisi maddesine göre:))
Bu yazı hakkında açılan olmamış itirazlarının reddine; edebiyat kurallarına dair hiçbir hata bulundurmadığına dair karara bağlanmıştır...
Ona göre:))
Saygılar ablacım...
Esma KAHRAMAN
Mahkeme salonunda hakim sanığa olayı anlatmasını ister. Sanık olayı anlatırken 'yaz kızım' da olayı daktiloda yazmaya başlar.
Adam her konuşmaya kalktığında kız da söylenilenleri yazar. Bu olay devam eder ve sanık 'yaz kızım'a dönerek,
'parmagını şıh şıh eyleme de kişi meni dinlesin' der.
:) Sevgiler Sayın Yazarım.
Olamadığımız şeylerin sorumlusu olarak korkularımızı gösterebilir miyiz ?
Genelde inkar etsek de,hemen her şeyden ödümüz kopar.Benim hala yüzme bilmediğim gibi.
Matematikten korkup,sınıfta kalan ve karşı mahallenin oğlanlarından korkup,kendi mahallesinde dayak yiyenlerdenim.
İlkokula başladığımda da,öğretmenin sorduğu soruları bildiğim halde parmak kaldırmazdım.
Müzeyyene kırkbeş santimden fazla yaklaşamadığım için Antep'e gitti..
Ne mi oldum?
N'olacaktım ki.
Kaldım ortada.
Bırak beni kurtlar yesin!...
Esma KAHRAMAN
:) Matematiği de hala sevmiyorum.
:))) Sahi Müzeyyen şimdi napıyodur kii?
Bu kurtlar da gitsin başka şeyler yesin. :) Onlar deftere gelemez.
Sevgiler Sayın Yazarım.