- 656 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sınıf -2010-2
Sınıf 2010’daki gençler aslında ülkemizdeki üniversite adayı gençliğin iyi bir örneklemini oluşturmuşlar. Hayatlarının geri kalanının sınava bağlı olduğunu düşünüyorlar. Kimi ailesinin tercihini kendi tercihi sanmaya başlamış, kimi babasının işte edindiği çevrenin kendisine de iş imkanı doğuracağını umarak baba mesleğini istiyor. Üniversitede olurlarsa gelecek yıl, her şey çok güzel olur, olamazlarsa da dünya başlarına yıkılır sanıyorlar. “Bir kazansam başka bir şey istemem” diyorlar.
Bütün bunları çok geride bırakmışlar var aramızda. Benim gibi hayatın müzmin bir talebesi olanlar da var mutlaka. Ama bu programı izlerken bu çocukların çırpınışını izlerken bir kez daha kendine soramadan edemiyor insan: Meslek seçimi ne kadar önemli?
Şimdi bu yazıyı okuyan kaç kişi istediği üniversiteyi bitirmiştir? Kaç kişi mezun olduğu dalda çalışıyor? Benim makine mühendisliğini yedi senede bitirip şimdi kuruyemişçilik yapan bir yeğenim var mesela. Kaç kişi istediği işi yapıyor? Master bitirdikten sonra mutlu olmadığını fark edip, Güneydoğu Anadolu’nun güzel bir şehrinde kafe işletmeye başlayan birini anlatmışlardı geçenlerde. Kaç kişi sevine sevine girdiği fakültenin ilk yılında çakmıştır? Kaç kişi okulu bırakmıştır? Rüyasında kadavra görmeye başladığı için, ikinci yılında tıp fakültesini bırakan birini tanıyorum. Daha da acısı kaç kişi işsiz?
Bu çocukları aslında daha çok sınavlar bekliyor. Ama en azından hemen önlerinde duran sınav için doğru karar vermeleri çok önemli. Oysa bu kararın ağırlığı karşısında ne kadar da zayıf kalıyorlar bazen. Onların bu çağlarında aklı başında özgüvenli ne istediğini bilen gençler olmalarından sorumlu olan tam da biz değil miyiz aslında?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.