- 16290 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ALEVİLİKTE HIZIR ORUCU
ALEVİLİKTE HIZIR ORUCUNUN KAYNAĞI
Kuran’da KEHF SURESİNDE Hızır Bahsi geçmektedir
Alevilikte Hızır Orucu’nun birçok rivayeti vardır. Ben sadece iki rivayeti yazayım. Birinci
Rivayete göre; İmam Hasan ve İmam Hüseyin hastalanırlar. Hazreti Ali ve Hazreti Fatma çocuklarının şifa bulması için üç gün oruç tutarlar. Birinci günün akşamı iftar açmak için mütevazı bir sofra hazırlarlar. Tam iftara başlamak üzereyken kapıya aç bir yoksul gelip yemek ister. Bunun üzerine iftar için hazırladıkları yiyeceği o yoksula verirler ve sadece su ile iftarlarını açarlar. İkinci gün tekrar iftar vaktinde kapıya bir yetim gelerek aç olduğunu söyler. Bu defa da iftar için hazırlanan yiyeceklerini yetime vererek tekrar su ile iftarlarını açarlar. Üçüncü gün de aç olarak oruç tutarlar. Tam iftar vakti kapılarında bir esir belirip çok aç olduğunu söyleyince tekrar iftar yemeklerini esire verip su ile oruçlarını açarlar. Böylece Allah’a ahdettikleri üç günlük oruçlarını aç kalmalarına rağmen tutarlar. Aleviler, Hazreti Ali ile Hazreti Fatma’yı üç gün YOKSUL, YETİM ve ESİR kişiliklerine bürünerek sınayan kişileri HIZIR ALEYHİSELAM olduğuna inanır ve her yıl HIZIR ORUCU tutarlar.
İkinci rivayet; Nuh peygamberin gemisi fırtınaya tutulmuş, halk, "ya Hızır, bizi kurtar!" diye yalvarıp yakarmış. Allah halkın duasını kabul edince fırtına da dinmiş. İşte o zaman Nuh’un gemisindekiler kurtuldukları için üç gün oruç tutmuşlar. Bu oruç, o günden bu güne değin Hızır Orucu olarak ve üç gün olarak aralıksız tutula gelmektedir. Hızır Aleyhisselam bizim inancımızda aksakallı, nur yüzlü, boz bir ata binip dağda ve deryada dolaşarak darda kalanların imdadına yetişir. Onun için halk dilinde BOZ ATLI HIZIR diye çağrılır ve hakkında binlerce hikâye vardır.
HIZIR AYININ SON GÜNÜ, 15 Şubat günüdür. Onun için Alevi Kurumları çoğunlukla 13, 14, 15 Şubat günlerini HIZIR ORUCU GÜNLERİ olarak kabul etmişlerdir. Ancak bu yıl (2011 Yılı) 13, 14, 15 Şubat günleri Pazar, pazartesi ve Salı günlerine denk gelmektedir. Bu da “ORUÇLARIMIZIN SON GÜNÜ MUTLAKA PERŞEMBE GÜNÜNE DENK GELMESİ GEREKİR” düşüncesine aykırı düşmektedir ve bir ikilem yaşamaktayız. Bana göre Hızır Orucumuzun son günü 15 Şubata en yakın Perşembe günü olarak hesaplanmalıdır. Bu 2011 yılına endekslediğimizde bu yılın Hızır Oruç Günleri; 16 Şubat Salı, 17 Şubat Çarşamba ve 18 Şubat Perşembe günleri olmalıdır. Oruç, gece yattıktan sonra başlar, gündüz hava kararana kadar devam eder.
DERSİM’DE HIZIR ORUCU
Dersimde HIZIR ORUCUNU, HIZIR AYI boyunca her aşiret farklı tarihlerde tutar. Bunun sebebi, HIZIR ALEYHİSELAM’IN her aşirete uğraması isteğidir. Bu ay, aynı zamanda Alevi ibadet ve cemlerinin en yoğun yapıldığı aydır. Hızır Aleyhiselam, Dersim Alevilerince farklı bir öneme sahiptir.
Dersimliler, Hızır Aleyhiselam’ın şu özelliklerine inanırlar.
1. Hızır, zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir. Bu bakıma Hızır inancının güçlü olduğu yerlerde, darda kalanlar “yetiş ya Hızır” derler.
2. Kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima Hızır yardım eder.
3. Hızır, uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik getirir.
4. Hızır’ın, dertlilere derman, hastalara şifa verdiğine inanılır.
5. Hızır’ın, bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağladığına inanılır.
6. Hızır baht kapısıdır ve insanların şanslarının açılmasına yardım eder.
7. Hızır, uğur ve kısmet sembolüdür.
8. Hızır, keramet sahibidir.
9. Hızır Orucunda üç gün oruç tutan bekâr gençler, kesilen Hızır Kurbanının etini yiyip su içmeden yatarlar ve o gece rüyada evlenecekleri kişinin elinde su içerler.
10. Dersim’de misafire Hızır gözüyle bakılır ve öyle hizmet edilirdi.
KÖYÜM ERİNDEK’TE HIZIR GELENEĞİMİZ
Erindek, Tunceli İlinin, Pertek İlçesinin, Dere Nahiyesi’ne bağlı bir köy olup, Şüşenk, Nacar, Taht, Havuz, Yayla, Kort ve Erindek yerleşim yerlerinden oluşmuştur. Ancak yarım yüzyıla yakındır Şüşenk ve Nacar mezraları Bakırlı adı altında yeni bir köy oluşturmuşlardır.
Doğduğum köy olan Erindek’te (Yamaçoba), ben soyumun altıncı kuşağı olarak yaşıyorum. Dedemiz Seyyid Mahmut’un (SIRMAHMUT), Tunceli merkez köylerinden DEDEAĞAÇ yani PİLVANK (BÜYÜK MANASTIR) Köyü’nde katledilmesinden sonra ZEYİ ANA kırgın olarak ve arazisini dahi terk edip Ali, Veli ve Süleyman adlarındaki üç küçük oğlunu alarak DEDEAĞAÇ KÖYÜ’NÜ terk eder. Bir müddet Merxo köyü’nde kaldıktan sonra satın aldıkları Erindek Köyüne yerleşirler. Zeyi Ana çok akıllı, misafirperver, mücadeleci ve buna benzer üstün özelliklerinden ötürü saygın bir kişilik haline gelmiş ve kendisinden sonraki soyuna kendi adının verilmesine vesile olmuştur. Zeyi Ana’nın Hakk’a yürümesinden sonra Seyyid Ali, Seyyid Veli ve Seyyid Süleyman’dan doğan nesile ZEYANLI denilmeye başlanmıştır.
Konuyu dağıtmadan tekrar Hızır Orucuna dönmek istiyorum ve köyüm Yamaçoba’daki Hızır Orucu geleneği anılarımı sizinle paylaşmak istiyorum. Hızır ayı başlamadan en az bir ay önce en iyi koçlarımızdan birini “Hızır Kurbanı” olarak ayırır ve genellikle merek ya da samanlıklarda doğal besiye çekerdik. Fiğ, arpa palamutla besler, sık sık koçun yüzünü ve ayaklarını yıkardık. Kurbanlık hayvan asla dövülmezdi ve kurbana mübarek gözüyle bakılırdı. Kurban olarak kesildiği zaman da, gözleri kapatılır, koçun alnı öpülür, dua verildikten sonra yönü Kıble’ye gelecek şekilde yatırılarak en seri bir şekilde “bismillah ya Hızır” denilerek boğazı kesilirdi ve aile bireylerinin hepsi sağ ellerinin şahadet parmağını kurban kanına batırarak alınlarına sürerlerdi. Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri oruç tutulurdu. Oruç süresince mezarlıklar ziyaret edilir, herkes ölülerinin mezarlarında mumlar yakar dualar yaparlardı, tüm köylülerimiz, köyümüzde PİRSULTAN denilen ziyarete gidip mumlar yakarlar, dualar yapıp TEVERIK yerlerdi. Yine herkes dualar yaparak PİRSULTAN’IN etrafından üç tur dönerlerdi. Genellikle Perşembe günü QAVUT el değirmenlerinde öğütülür ve tepsiye dua ile konulurdu ve QAVUT TEPSİSİNİN KENARINDA MUM YAKILIRDI. Cuma gecesi Hızır’ın eve uğrayıp, QAVUTA pençesini vurması umut edilirdi ve bunun gerçekleşmesi için dualar edilirdi. Sabahleyin ilk iş bu QAVUT tepsisine bakma olurdu. Özellikle bekâr gençler bu orucumuzu daha gayretli tutarlardı ve o gece yani cuma gecesi, kurbanın tuzlu etini yiyip su içmeden yatarlardı. O gece rüyada, kızlar evlenecekleri erkeğin köy çeşmesinden, erkekler ise evlenecekleri kızın elinden su içeceklerine inanırlardı. Hızır Orucu sonunda durumu elverişli olanlar kurban keserlerdi. Durumları kurban kesmeye elverişli olmayanlar ise QAVUT yaparlardı. Genellikle kurban Cuma günü sabahı pişirilip komşulara dağıtılırdı. Kurban sahibi uzak yerlerdeki akraba ve dostlarına da çiğ kurban etini HIZIR LOKMASI olarak gönderirlerdi. Kurban etinin tamamının Cuma günü tüketilmesi esastı. QAVUT ise Cuma sabahı pişirilip komşuların eve çağrılması ile tüketilirdi. QAVUT şöyle hazırlanırdı. Yeterli miktarda buğday yabancı maddelerden ayıklandıktan sonra sacda kavrulup, DISTAR denilen el değirmenlerinde öğütülerek irmik kıvamında un haline getirilirdi. İstenilen miktarda su kaynatılır ve hafif ateşte kaynayan suya azar azar QAVUT UNU dökülürken bir yandan da karıştırılırdı. Bu işlem, QAVUT pilav kıvamına gelene kadar devam edilirdi. Pişirilen bu QAVUT tepsiye konup içi çukur yapılırdı. Bu çukura sulandırılmış bal ve eritilmiş tereyağı doldurularak yenirdi.
Soyumuz genellikle Hızır Orucu bitimindeki cemimizi Kevırkan (Halilpınar) Köyü’ndeki SECERE EVİNDE yaparlardı. Seyyid Seyfeddin seceremiz, komşu köyümüz olan Kevırkan (Halilpınar) Köyü’nde Seyyid Hıdır’ın evinde idi ve Seyyid Hıdır’ın evine de SECERE EVİ denilirdi. Hızır Cemimizi Halilpınar Köyü’ndeki SECERE EVİNDE yapardık. Genellikle Perşembe günü öğleden sonra kurbanlarımızı alıp Halilpınar Köyü’ne giderdik. Cem esnasında ağlama ve yakarış sadaları evin dışına taşardı. Ancak Tekke ve Zaviyeler yasasının bahane edilmesi sonucu baskılar artınca ve seceremizin askeri yetkililerce alınıp kaybedilmesinden sonra Hızır Cemleri köy ve mezralarımızda yapılmaya başlandı.
Orucun son gününün neden perşembeye denk gelmesini de şöyle izah edebilirim. Cuma geceleri Alevilerce kutsal kabul edilir, yani ibadet gecesidir. Bu bakıma en kutsal CEM Cuma gecesi yapılan CEM kabul edilir. Cuma günü ise Aleviler işe gitmez, banyo ve temizlik işlerini yaparlardı.
LOKMA DUASI
Bismi Şah Allah Allah
Niyazınız nur ola Şah zuhur ola
HIZIR lokmasına dahil ola
Yiyene helal, yedirene delil ola
Bir lokması bin belanızı defeyleye
Dertlerinize derman, hastalarınıza şifa Allah’tan ola.
Cümle nebiler Erenler Kerem eyleye.
Lokmalarınız Hak dergâhında kabul ve makbul ola.
Yüce Allah tutmuş olduğunuz oruçları, pişirip dağıttığınız lokmaları dergâhı izzetinde kabul ve makbul eyleye.
Dil bizden, nefes Bozatlı Hızır’dan ola.
Aşkı Niyazımla
Hıdır Hoca
YORUMLAR
Ey Ehlibeyit evladı
Tutuğunuz hızır orucu arş-u alada,hızır dehahında kabul ola
Sizi ve cümle alemi, fakiri, fukarayı,kimsesizleri yetimleri hertürlü şerden ,nifaktan,zandan,iftiradan zulümden koruya
Allah ,Muhammed, Ali ,Fatumatu zöhre şefaati yüzünüzden ,yüreğinizden eksik olmaya
Verdiğiniz hızır lokması,Ulu dergahta,Ulu divanda kabul ola ,bir lokma bin kadayı defeyleye
Bozatlı hızır yoldaşınız dualarınız,niyetleriniz kabul ola
Bismi Şah Allah ey Vallah
Huuuuu demine Ya Ali
Ehli beyit cana aşk-ı niyazlarımla
Mecma ül Bahreyn, İlm-i Ledün ve Hızır İlyas.... Bozatlı Hızır yoldaşımız olsun., saygılarımla...