- 672 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Adını Sevgi Koydum-III
Bazen hüzünle yüklü isimler girer hayatıma. İsmin öyküsü kendisinden bile saklanmıştır. Her söyleşimde sanki boğazımı yakar, bir buğunun eşliğinde dudaklarımdan dökülür. Sanki o erkenden ayrılanın yarım kalan hayatını tamamlamaya gelmiş gibi gelir. Adını anmadan seslenmek gelir içimden. Yüzüne bakmadan konuşmak zor gelir, gözlerine bakarken derinliğinde kaybolur gider bakışlarım.
Başkası için sıradan gelen isimlerin bendeki karşılığı sevda olanlar vardır. Kavuşulmamışlığın yanık sevda öyküleri. Ne bilsindi annesinin babasının özleminin adı olduğunu!.. Üzerine titremelerin kendi nev-i şahsına münhasır olduğu zannıyla yaşamın içinde kaybolur gider. İsmin öyküsüne vakıf kişilerin bakışlarında gizlidir.
Her ismin ardındaki öykü yazılmışsa kalıcıdır. Bir iz bırakmadan çekip gidenlerin ardından öykülerinin unutulması canımı yakar. Sanki hiç yaşamamışlar gibi. O nedenle tanıştıklarımın isimleri kalıcı olsun diye öykülerini sormuşumdur hep. Mümkün olsa da tüm isimlerin bir öyküsünü yazabilsem. Her isim bir koy misali dinlendirebilsem zamanı. En güzel öykü bizim adımızın ardında olduğuna inanmışlığımızda, kendimizi beğenmişliğimizdendir. Oysa bizim yaşamımızın da, inişleri çıkışları, yoldan çıkmışlıkları, bunalımları olmamış mıdır?.. Kim istemez ki, övgüler, imrenmeler, sevgi ve saygılarla örülsün adımızın ardından. Hep büyük harflerle yazılsın adımız. Önünde ardında takılar, güzel sıfatlar olsun. Çeyrek asır önce okuduğum bir romanda “… ad beye gerektir!..” dedirtmişti Horasan erenine Necati Sepetçioğlu. Hiç unutamadım. Şimdilerde bir ilave gerekiyor, bunca yıl yaşadıklarımla. Kendi öyküsünü yazmak için, her isme bir dosya açmak gerekiyor.
YORUMLAR
Bilser
Sizlerinde şiir ve yazılarında görüşmek dileğimle...
Bilal Ünal Yalçın
Sizlerinde şiir ve yazılarında görüşmek dileğimle...