- 3749 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk Tesadüfleri Sever
aşk tesadüfleri sever
…………………………………………………..
Kader ayrılıkları
Yıllar geçmeyi sever
İnsan aramayı
Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı
Herkes geçmişi öder
Bir yol ayrımında
Başlamak istersen
Yeni bir hayata
Gölgeni yedek
Bırak ardında
Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı
Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı
Murathan Mungan
(filmden izlenimler….)
Ben tesadüflere inanmam! Hiçbir zaman da inanmadım! Aşka da inanmam!
Ama böyle de film yapılmaz ki kardeşim!
Sanırım iki ay kadar olmuştu. Çocukluk arkadaşım bana; ‘Fulya, Mehmet Günsür’ün ‘aşk tesadüfleri sever’ diye bir filmi vizyona girecek şubat ayında, bil bakalım film nerede çekildi?’ ..diye söz ettiği film, ahh evet çocukluğumun birkaç yılının geçtiği Ankara/Gazi Mahallesinde çekilmişti film… heyecanla bekliyorduk. Çünkü Gazi Mahallesi çok özel bir semttir. Orada oturduğumdan değil, sahiden de bir filme konu olacak kadar özel, kendi halinde, sakin, huzurlu, sıcacık, naif bir yer… sokakları, evleri, insanları… Demir yolları hastanesi bile vardı filmde, tüylerim diken diken oldu, malum sebeplerden ötürü, ahh… her neyse…
Bugün izlemek kısmet oldu şükür! 3. Gününde merakımızı hayli giderdik… Ağlamaktan bir hal oldum. Birgün bir film için bir şeyler yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Fakat uzun zamandır bu kadar güzel bir film izlemedim. Bir yandan da diyorum acaba artık ben de mi inansam şu tesadüflere… ve gerçek aşk’a…
Yılmaz Erdoğan’ın çok sevgili eşi, o nasıl güzel bir hatundur kardeşim! Bu kadar güzel, bu kadar derin bakılır mı? Bal rengi gözleri tüm film boyunca insanı oturduğu yere mıhlıyor tabiri caizse! Nemli gözleri, insanı çiviliyor sanki filme. Mehmet Günsür müthiş bir oyunculuk sergilemiş. Artık ne kadar etkisinde kaldıysam o öksürüklerin, film bittikten sonra beni de bir öksürük krizi aldı ki sorma gitsin! Ağlamaktan olsa gerek. Tuhaf, ben normalde ağlayamam da hiç. Ama bu film ağlatıyor kardeşim!
Filmin sahnelerinden çok bahsetmek istemiyorum. İzlemeyenlere biraz sürpriz kalsın ayrıntılar. Ama çocuk oyuncular, öyle tatlı çocuklar kullanmışlar ki, hele o ufak kız çocuğu, bir fotoğrafa bu kadar mı güzel poz verilir! Baştan sonra emek verilmiş, özenilmiş bir film. İş Ankara kısmına gelince akan sular duruyor tabi ki … Yer yer ‘kuğulu park’ da geçen sahneler… Güzel memleketime bu kadar az film çekilmesini de zaten anlamış değilim. Fakat sanıyorum ki bu filmin başarısından sonra birileri Ankara’nın da etkileyici ve özel bir yer olduğunu geç de olsa görmeyi başarıp -belki değerini anlayıp-, yaptıkları işlere daha fazla yansıtacaklardır, en azından öyle ümit ediyorum…
Hani şiddetle tavsiye ediyorum diye bir söz var ya, sahiden de izlemeyen herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Bu filmi izleyip de bir yerlerinde kendisini, çocukluğunu, kayıplarını bulmayacak bir insan olduğunu sanmıyorum. Zira, filmin baş oyuncularından olan ‘bisiklet’! hangimiz binmedik ki çocukken ve hangimiz düşmedik… ki filmdeki hayatların dönüm noktası sayılabilecek kadar ehemmiyeti vardı kendisinin… saklı kutularımız, günlüklerimiz… aile içi kavgalar, ölümler, hastalıklar, çaresizlikler, küçük mutluluklar, kendini ispatlama çabaları, gençlik hevesleri, başımızda esen kavak yelleri, hayallerimiz, dışına bir türlü taşamadığımız ama taşabilmek için delice bir istek duyduğumuz ‘çerçevelerimiz’……ve aşk! O büyülü iksir…. Kısacası bu filmde bunların hepsi var… Biliyorum fazla övgü dolu oldu sözlerim ama gerçekten de hak ediyor diye düşünüyorum. Mehmet Günsür’ün şarkı söylediği sahne de tam bir sürpriz ama pamuk şekeri tadında ‘EYLÜL AKŞAMI’…
Diyor ki;
…bu kadar tesadüf olabilir mi?
Olamaz mı?
Olabilir…..
’Hiçbir neden yokken/Yada biz bilmezken
Tepemiz atmış ve konuşmuşuzdur/Onca neden varken
Ve tam sırası gelmişken/Hiçbir şey yapmamış ve susmuşuzdur
Aynı anda aynı sessiz geceye doğru/İçim sıkılıyor demişizdir
Aynı sabaha uyanırken kim bilir/Aynı düşü görmüşüzdür
Olamaz mı?/Onca yıl sen burada/Onca yıl ben burada
Yollarımız hiç kesişmemiş/Bu Eylül akşamı dışında
Belki benim kağıt param/Bir şekilde döne dolaşa
Senin cebine girmiştir/Belki aynı posta kutusuna
Değişik zamanlarda da olsa/Birkaç mektup atmışızdır
Ayın karpuz dilimi gibi batışını/İzlemişizdir deniz kıyısında
Aynı köşeye oturmuşuzdur köhnede/Belki de birkaç gün arayla
Olamaz mı? Olabilir/Onca yıl sen burada/Onca yıl ben burada
Yollarımız hiç kesişmemiş/Bu Eylül akşamı dışında
bostancı dolmuş kuyruğunda/Sen başta ben en sonda
Öylece beklemişizdir/Sabah 7.30 vapuruna
sen koşa koşa yetişirken/Ben yürüdüğümden kaçırmışımdır
Aynı anda başka insanlara/Seni Seviyorum demişizdir
Mutlak güven duygusuyla başımızı/Başka omuzlara dayamışızdır
Olamaz mı? Olabilir/Onca yıl sen burada/Onca yıl ben burada
Yollarımız hiç kesişmemiş/Bu Eylül akşamı dışında ‘
fulya/şubat2011
YORUMLAR
bu filme çok ama çok benzeyen bir yabancı film vardı adını ben unuttum hatırlayan varmı .. 2005 de filandı galiba?? snırsam
yardımcı olurmusunuz...???
Fulya CODAL
ÇOK SÖYLENEN VE AFİŞLERİ BOY BOY GÜNDEMİ DÜŞEN BİR FİLM İZLEMEK İSTİYORUM BENDE... ÇOK GÜZEL İFADELERLE ANLATMIŞ GÖZLEMLEMİŞSİNİZ CAN ALICI NOKTALARINI KULLANARAK...TŞKLERİMLE...
Fulya CODAL
sevgiler...
Benim de kızım gitti filme. O da sizin gibi çok etkilenmiş. Salonda bayanlar kadar erkeklerin de gözlerinin yaşlar içinde olduğunu söyledi. Hatta bir bey yanındaki eşine "Beni bir daha böyle filmlere getirme! Şu halime bak rezil oldum" demiş gözlerini silerek. Ama bir film bu denli duygulara inebiliyorsa ve gözlerden yaş akıtabiliyorsa bence de bu bir başarıdır. Siz de tavsiye ediyorsunuz kızım da öyle artık bu filme gitmek farz oldu. Teşekkürler güzel paylaşımınız için. Saygılarımla..
Fulya CODAL
sevgiler....