- 788 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BEN MÜSLÜMANIM DİYEBİLENLER, BUYURUNUZ EFENDİM!!!
Tesadüfe bakar mısınız lütfen!..
Bu yıl Mevlit Kandiliyle, Sevgililer Günü aynı tarihe denk geliyor! Biri Hz. Muhammed’in Doğum günü, diğeri Aziz Valentine’nin ölüm günü yıldönümü!
Hz. Muhammed’in kim olduğunu ve doğumunu anlatmaya gerek duymuyorum. Her Müslüman zaten Hz. Muhammed’in kim olduğunu biliyor ve doğumu hakkındaki bilgilere de sahip.
Bilmeyenler için, sevgililer günün geçmişine ve çıkış noktasına bir göz atalım ki gerçek anlamını bilmeyenler öğrenirken, unutanlar da hatırlasın.
Sevgililer Günü’nün başlangıç tarihi eski Roma İmparatorluğu zamanına uzanıyor. Eski Roma’da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü. Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno’ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.
Bu bayram, halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler, sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin eşi oluyorlardı.
Hangi genç kadının hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı’nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu.
Romalı genç kızlar, isimlerini küçük kâğıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı, erkekler ise kavanozdan bu kâğıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı.
Bu birliktelikler birbirine âşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.
İmparator 2. Claudius, Roma’yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem, ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden, Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı.
Aziz Valentine de Claudius’un hükümdarlığı zamanında Roma’da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius’un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti.
Ancak İmparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine, insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat’ında Hıristiyan şehitliğine gömüldü.
Hıristiyan Kilisesi’nin ilk kurulduğu yıllarda hizmet veren papazlar, bu törenlerin, özellikle de evlenmemiş gençlerin, Lupercalia Bayramı’nı kutlayan putperestler ile birlikte anılmasından rahatsız oldukları için bir çözüm buldular. Bu gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte anılmasını istedikleri için Lupercalia Bayramı’nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar. O gün bugündür her yılın 14 Şubat’ı "Sevgililer Günü" olarak kutlanmaya devam ediyor…
İnsanları yargılama ve yaftalama yetkisi hiçbirimize verilmiş değil! Tek yargı mercii Allahın kendisi… Onun indinde takdire şayan ve makbul kişi kimdir, kim mükâfata, kim cezaya müstahaktır bunu bizim bilmemiz mümkün değildir! Evet, Aziz Valentine gününün şartlarında, her şeyi göze alıp güzel işler yapmış, dua almış, bunu yaparken de insan sevgisiyle ve yardım amaçlı hareket etmiştir, takdire şayandır insan olarak yaptıkları. Toprağı bol olsun diye anmak gerekir kendi inançlarınca ama ben yine de kendi inancım gereğince, Allah rahmet eylesin diyeceğim. Gerisi Allahın takdiri…
Hz. Muhammed’e gelince; Zaten Allahın sevgilisi, zaten seçilmiş ve örnek kişi, zaten yeri cennet, duamıza ve adına af dilememize hiç ihtiyacı yok lakin yine de kendisini saygı ve dua ile yâd etmek gerekir yakışanı bu oluşuyla. O nedenle de, iyi ki şereflendirmiş dünyamızı diye başlayıp, dua ve rahmet dileyerek, nurlar içinde yatsın diyorum. Takdir yine Allah’ın…
Kutlama ya da anma konusundaki takdir ve seçenek ise sizin…
Buyurunuz; hangisini istiyorsanız kutlayınız…
İster inandığınız dinin peygamberi Hz. Muhammed’in doğumunu kutlayıp dualarla ve tüm sevdiklerinize sevgilerinizi ileterek ve bu günü birlikte kutlayıp kucaklaşarak ve de gereğince…
İster Aziz Valentine’nin ölüm yıldönümü olup sevgililer günü diye kutlanılan günü… Hele de günümüzde alışveriş çılgınlığına dönmüş haliyle ve sevgilerinizi tek bir güne sıkıştırıp hediyeleşme yarışına dönüştürerek!
Aziz Valentine’i de saygı ve rahmetle anıyor olsam da; Müslüman oluşum nedeniyle, âlemlere rahmet ve sevgi için gönderilen güzide Peygamberimizin, doğduğu günü, SEVGİ GÜNÜ kabul ediyor ve kutluyorum ben her yıl. O nedenle de, başta Allah olmak üzere, sevgili Peygamberimiz yanı sıra, tüm Peygamberler ve sizlere, kendisinin ve sevginin sembolü gül eşliğinde şimdiden sevgilerimi gönderiyorum.
Selam, saygı ve dualarımla efendim...
p.r.alkan
YORUMLAR
İnsanları yargılama ve yaftalama yetkisi hiçbirimize verilmiş değil! Tek yargı mercii Allahın kendisi… Onun indinde takdire şayan ve makbul kişi kimdir, kim mükâfata, kim cezaya müstahaktır bunu bizim bilmemiz mümkün değildir! Evet, Aziz Valentine gününün şartlarında, her şeyi göze alıp güzel işler yapmış, dua almış, bunu yaparken de insan sevgisiyle ve yardım amaçlı hareket etmiştir, takdire şayandır insan olarak yaptıkları. Toprağı bol olsun diye anmak gerekir kendi inançlarınca ama ben yine de kendi inancım gereğince, Allah rahmet eylesin diyeceğim. Gerisi Allahın takdiri…
Bu gibi bölümler olmasa da olur sayın Yazar?
Bir Müslüman için HZ. İsa ve havarileri, inanmış mümindir.
Polemik ve dini duygu yanyana olmamalı derim ben.
Yoksa asıl maksadınızı alkışlarım o başka efendim.
perihan reyhan ALKAN
Ve de pek çok görüş bildirimi olacaktı.
Pek tabii ki Hz.İsa ve Havarileri de mümindir ve saygıyla rahmetle anmaktayız.Lakin bu papaz onlardan biri miydi,yoksa şimdiki inanç biçiminde miydi bunu bilmemiz mümkün değil.O nedenle de şudur diye yaftalamak istemeyişimden ve de gönlümce mümin olabileceğine inançla açık bırakarak ele almak istedim,diğer yandan da o sorulara ve hakaretlere mahal vermemek adına.Malumunuz ki herkes siz gibi düşünüp inanmamakta.
Sadece siz gibiler okuyor olsa,pek tabii ki sözünü ettiğiniz detaya gerek yoktu.Amacım polemik yaratmak değil,polemiği baştan önlemekti sadece.
Selam ve saygımla efendim.
perihan reyhan ALKAN
Bütün yazılarınız gibi bu yazınızı da beğenerek okudum. Ne diyeyim güzel düşünen yüreğiniz dert görmesin. Her cümlenize katılıyorum. Var olun....