- 1147 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK AĞISI
AŞK AĞISI
Kızın güzelliği onu o kadar çarpmıştı ki otobüse yolda kaybolana kadar baktı. Ömründe hiç böyle güzelini görmemişti. Sanki kız o an onun ruhunu alıp beraberinde götürmüştü.
Biraz yazıklandı. "Acaba bir daha görebilir miyim? Eyvah kız güzel ama geçip gitti yanımdan. kızın nerede oturduğunu bilmeden bir daha karşılaşamamacasına çekip gidiverdi."
İçinden büyük bir acı duydu. nasıl olsa o kızı görmüştü. Nerede yaşadığını bulamasa da olur. Zihnindeydi ya. Nasıl olsa İskenderun’dan bir yere gittiği yoktu.
Öğlene doğruydu. Turan evinin balkonundaydı. Aha. Kız karşı balkonda görünüverdi. Turan kıza dikkatlice baktı. Aynı kızdı. İçinden uzun uzun şükürler çekti. Söylendi.
"Aman Allah’ım buldum. Acaba ismi ne? Güzel olduğuna göre ismi de güzeledir."
Turan yerinden kalıp balkondan içeriye geçti.
Babası "Oğlum dersine çalış. İmtihandan zayıf gelirse bir daha ne otobüs parası veririm ne okul masraflarını karşılarım. Sonra sürünür gidersin."
Turan "Tamam baba ya çalışacağız. Bana psikolojik baskı yaparsan zihnim derste zorlanır."
Odasına geçip masasında çalışmaya başladı. Matematik ödevini yaptı. Fen dersine soru ve cevaplarla çalışmaya başladı.. Yarın fenden imtihan vardı.Kağıda kırmızı ve mavi kalemle yazdığı soru ve cevapları okuyor ve ezberleme çalışıyordu.
Turan’ın etüdünü bitmişti. Derslerinin mutealası başarılıydı. Arkadaşları olsa derslerini soru müzakere edecekti
Nerede o şans. Her biri uzaktaydı. Var olan tüm derse çalışma yöntemlerini önüne bıraksa arkadaşsız hiç bir şey olmazdı. Her biri uzaktaydı. Odanın ışığını söndürdü. Yatağına girdi. Sağında sehpanın üzerinde duran gece lambasını açtı. Uykuya daldı.
Sabahtı. Turan kahvaltısını henüz yapmıştı.Sabah otobüsün içinde gördüğü kızı annesine anlatmaya başladı.
"Anne bir görsen kız o kadar güzel ki. Güvercin kalbim pıt pıt attı."
Anne "O kız nerede oturuyor?"
Turan “Hemen karşımızdaki binanın beşinci katında."
Anne "Onları biliyorum.Onlar Alman. Kızın ismi şeydi. Neydi dur?" Düşünmeye başladı.Devam etti. "Tamam aklıma geldi. Kızın adı Lora’ydı."
Turan "Hiç öyle güzel bir kız görmedim."
Anne "İyi o zaman seni onunla evlendiririz."
Turan "Dur ya anne. Ne evliliği. Bir kere ben okuyorum. İki onlar Hıristiyan. Kızlarını bana vermezler. Bir daha bana öyle deme."
Anne " Peki oğlum."
Turan "Anneciğim sert konuştuğum için özür dilerim."
Anne "İyi öyle olsun. Benim bülücüm."
Okul çıkışıydı. Turan servis minibüsünü bekliyordu. Mahallesi Orhantepe servis otobüsü geldi. O da ne!? Camın kenarında Lora. Orhantepeye minibüsle gitmekten vazgeçti.
Hemen yandaki gişeye gitti. Bilet alıp geri geldi. Otobüse bindi. Biletini kutuya attı. Lora’nın yan tarafındaki boş koltuğa oturdu..
Turan evinin balkonundaydı. Elinde porselen kofcan içinde, çayını tatlı tatlı yudumluyordu.
Lora’nın "Anne." diye seslendiğini duydu.
Annesi Balkondan aşağıya "Lora kızım küreği de getir. O da bizim." Lora elinde küçük ev küreği ve süpürge ile apartmanın girişine doğru kayboldu.
Birden Turan’ın babası beliriverdi. "Selam evlat."
Turan "Aleykümselam."
Baba "Ne yapıyorsun?"
Turan "Sevgilimi röntgenliyorum."
Baba "Sana o kızı alalım lan."
Birden anne belirdi. "Turan o kızla evlenecek. Ev bark sahibi olacak. Bende onlara misafirliğe gideceğim. Çocuklarını seveceğim."
Turan "Dur anne dur ya.Ben on altı yaşındayım. Her şeyin farkındayım. Bana doğru nümayişler yapın."
Baba "Oğlum sen evleneceksin diye sevinmeyelim mi?"
Turan "Sevinin. Bende seveyim. O zaman artık Lora benim karım." Sonra annesine sordu. "Anne Lora’nın annesinin ismi ne?"
Anne "Annesinin adı Meri."
Turan Meri de benim kaynanam. Oldu mu baba şimdi."
Baba güldü. "İfakat ben gençliğimde böyle kendi kendime gelin güvey olamazdım. Anamdan babamdan utanırdım."
Baba ve anne Turan’nın yanından ayrıldılar.
Geceye doğru. Turan bu sefer arka balkonda. Şehrin ışıkları gök yüzünün tabakasının aydınlatıyor. Yol lambalarının şavkıyle deniz az buçuk seçilebiliyor. Herşey Turan içindi. O an Turan ise kalbini çalan Lora’yı düşünüyordu.
Tuna M. Yaşar