- 645 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Adını Sevgi Koydum-II
Her ismin ardında, alabildiğine coşkun akan su misali ya da gecenin karanlığına karışmış masallar benzeri bir öykü. Birbiri ardına sırlasam isimleri, ağır ağır okusa mübaşir isimleri, okunan her isim bir dosya. Duraklanmalı, hatırlanmalı, düşünmeli uzun uzun ve her isme zamanların en özeli ayrılmalı. Yazmaya Yunus’tan başlanmalı. Bu kadar kısa süreli arkadaşlığa rağmen yazılacaklar sayfaları doldurur derim. Bir gün hayatıma giren her isme küçük notlar ekleyerek bir sayfa açmıştım. Hấlấ da saklarım. Bazen elime geçince okurken yılların öncesin kısa cümleleri saatler süren hayal deryasına sürükler. Şimdi yeni isimler eklendi yeni öyküleriyle. Bu yazılanları da böyle mi değerlendirmek gerekir kararsızım!... Altına ya da yazının içinde geçen isimler bile okuyana olmasa da yazana ayrı bir mesaj. Cezmi, Hamit, Nazmiye, Salih, Osman … her bir isim ayrı bir esra’r!.. Her bir araya geliş ya da toplantı yeni isimlerin eklenmesine vesile. Her isim bir talkın verilmeli suskun kalınmalı. Ölüm elimizden alıp gitmeden hayatın değerini idrak etmeli, nurhayat’a, gülhayat diyebilmeliyiz!.. Asıl olan berk olmak olmasa gerek, hoş sadâ katmalı hayata. Adını koyarken hayata merhaba diyene, anaların hayallerinin, babaların ise arzularının aksetmesi gibi gelir. Hep Dede Korkut hikâyelerindeki Boğaç Han gelir aklıma. İsimlerin öyküleri farklı olsa da her ismin şekil bulduğu insan, ona bir şeyler katıp veda ederken hayata, veda bir isim olmuş nadide bir bayana, hayata ek gelip nurhayat, gülhayat olmuş başka bir bayana. Her halde ataları yeteri gülemediğinden evlatları gülsün isteğinden olsa gerek; hande, gülsün, gülhayat… Yenilik peşinde koşularak konulan isimler bile, geleceğin temel taşı olup, bir sonrasına mesnet olacaktır. İlk şekil vermenin, mấnâ katmanın ağırlığını bir ömür boyu taşıyacaktır. Gelenek göreneklere isyanın temeli/temelsizliği savunmak olmamalı. Hayata bir iz bile bırakamadan ayrılanlar adına üzülmüşümdür. Dedelerin ya da aile büyüklerinin ad koyduğu dönemlerde, zamanın acımasızlığında kaybolup gitmesin soy sop, miras bırakıyoruz biriktirdiklerimizi, her yeniden koyulan İsmail, İsmail atamızın kurban oluşundan bu güne yeni bir mấnâ katsın isteği yatıyor aslında. Biz bu yoldan geldik, bu yoldan geçtik ve iz bıraktık. İlk önce dedelerin ninelerin adları konurdu. Sonra zamansız ayrılan, hüznü gönülde taşınanların adları konurdu. Sonra sevgi ve muhabbet duyulanların adlarıyla devam edildi. Şimdilerde ise arzular öncelik alır oldu. Sülalelerin isim yelpazesi asi evlatların çoğalmasıyla genişledi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.