- 699 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
bir gencin sevda saati
BİR GENCİN SEVDA SAATİ
Bir gün kim bilirdi ki sabahın köründe uyanıp, hayata küfürler savururken, isteksiz adımlarla yürüdüğün yolların seni ömrünün sebebine getireceğini…
İnsanın hayat tarzını ve yaşama sevincini bir çok şey değiştirebilir ama hiçbiri aşk kadar nefesini kesecek kadar şiddetli olmaz. Birbirinden habersiz iki insanın merdivenlerin sonunda erkeğin kızı görmesiyle değişen ve birleşen iki hayatın gerçek hikayesidir. Aşkı bir erkeğin dilinde ve yüreğinde yaşamak…
Uyandığında dışarıda onu bekleyen o sıkıcı hayata devam edeceğini biliyordu. Yatağından sıkılarak kalktı ve üstünü giyindi. Dışarıda kıştan kalma bir hava. Yağmur sabahla birleşmişcesine karamsarlığını salıyor sokaklara ıslak ıslak. Elinde bir şemsiye yürümeye koyulu verdi. Bu kısa boylu cılız delikanlı. İçinde bu güne dahil umutları çoktan söndürmüş bir vaziyette. Üzerinde sebepsiz bir yıkkınlık. Gideceği yere vardığında aklındakiler öyle yansımıştı ki yüzüne anlamamak mümkün değildi. Kapıdaki görevliye istemesede gülümseyerek merhaba dedi ve içeri girdi. Merdivenleri ağır ağır çıkmaya başladı. Sıkılarak geldiği bu yer onun için zindandan farksızdı. Ama çaresizce merdivenleri çıkmaya devam etti, taki karşısında ona baktığından habersiz bir çift göz görene kadar. Hani hep rivayetmişcesine söylenirya zamanın durduğu an diye, işte zamanı durmuştu onunda. Öylece duruverdi olduğu yerde sessiz ve şaşkın. Dışarda ki havadan, üzerindeki yıkkınlıktan ve sıkıcı gelen hayattan bir zerre bile kalmamıştı içinde. Şimdi bahar vakti dedi kendi kendine. Umutların tozla kaplandığı yerden cıkma vakti. Sonra bir an insanların ona çarparak yürüdüğünü hissedince kendine geldi ve devam etti yürümeye. Karşısında duran onun umuduydu, o bunu henüz bilmesede. Aşk artık kapıya dayanmıştı ve onu kabul edip etmemek elinde değildi. Direnmekte yersizdi. Artık her sabah uyandığında onu gideceği yere çağıran bir hayali vardı. Günler haftalar ve aylarca sessizce izledi kızı hiç kimse anlamadan, sadece onun sırrıymışcasına saklı tuttu içinde bu hayali. Akşam eve gittiğinde duygularından emin bir halde sevdiğine bir şeyler yazmak istedi.
Ve sözlerine şöyle başladı: Seni sesizce izlemek öylesine güzelki, benim varlığımdan habersiz olduğunu bilmeme rağmen gözlerine beni yerleştirmek anlatılmaz. Sen nerden bilirsin ki bu şehirde sana aşık bir adam var. Ama bilmelisin ey sevdiğim sana olan hasret sancılarımı, gece nöbetlerimi ve sabah ezanlarında cami duvarlarında sana olan dualarımı, ellerimin yüzününden ayrı kaldığı anların çilesinde görmelisin. Belki bir gün bu satırları yazdığımı sende öğrenirsin, kim bilir sende bana bir gün öyle hayalden hayata yürür gibi gelirsin.
Genç adam bu satırlardan sonra anlamıştı ki yüreği artık bu saklı sevdayı kaldıramıyacaktı. Kızla konuşmaya karar verdi bir anda, ama nasıl? Bir çare düşünmeliydi. En iyisi bir mesaj dedi kendi kendine, numarasını bile bilmiyordu kızın. Kafasında planlar kurarak uyudu. Sabah kalktığında koşarak gitti kızın olduğu yere, oratak bir arkadaş aradı saatlerce sonunda da buldu. Durumunu anlattı. Seviyorum hemde çok seviyorum arkadaş dedi. Numarayı altığında sanki karşılık gelmişcesine sevindi. Akşam eve gittiğinde kıza gizli bir mesaj yolladı. İçeriği aynen şöyle idi. Kim olduğumun bir önemi yok ama bilmeni istediğim bir şey var. Bu şehirde sana deliler gibi aşık biri var. Rahatsız ettiğim için özür dilerim, iyi geceler. Telefonu masanın üstüne bıraktı ve beklemeye başladı. Saatlerce bekledi ama bir haber çıkmadı. Öylece gözü telefonda uyuyuverdi. Yıkılmıştı ama tanımadığı birine cevap vermemeside hoşuna gitmişti. Zaman ilerledikçe kıza olan sevdası katlandı. En sonunda bir arkadaşı aracılığıyla haber yolladı. Kız kabul etmedi. Bu genç adamın vazgeçeği yoktu. Kız artık onu sevdiğini biliyordu. En sonunda arkadaşlarının ısrarıyla buluştular. Kız delikanlıyı geçmişinden ötürü yargıladı. Ama her şeyden haberi vardı delikanlının. Oturur oturmaz anlatmaya başladı kıza tüm geçmişini eksiksiz. Sonunda kıza sen benim hayatım için bir dönüm noktası oldun dedi. Kız yine olmaz yapamam dedi, nasıl güvenirim sana ve ağladı. Erkek anladı, aradaki engellerin çevresinden kaynaklandığını. O da biliyordu geçmişinde ki yaptığı hataların bir gün karşısına cıkacağını, ikiside dakikalarca sustular. Sonunda delikanlının gözünden bir damla yaş geldi. Kız artık kalkalım geç oldu dedi. Seni arayabilirmiyim diye yanıtladı erkek. Kız bilmiyorum dedi. Bir an bu belkide arıyabilirsin anlamına geliyor diye mutlu oldu delikanlı. Dışarı çıktıklarında kız seni tanımak yinede güzeldi dedi. Erkeğin cevabı gülümseyerek oldu. Daha adımı bile bilmiyorsun. Kız bir anda iyimser bir ses tonuyla adın Serkan dedi. Demek biliyormuşum. Bu ilk gülümsemeleriydi. Aynı sözün içinde ilk yer alışları. Sonunda ikiside ayrı yollara gittiler ama ayrı hayatlarla değil…
Hikayenin geri kalanı 6 mayıs Çarşamba günü yayınlanacaktır. Eğer beğenilirse tabiki..
NOT: BEĞENİRSENİZ LÜTFEN YORUMLAYIN… SAYGILARIMLA
YORUMLAR
Merhaba ...
aslında bende usta değilim.Güzel bir aşk hikayesi fakat kalemin sabırsız.Duraklamalara pek dikkat etmemişsin.ilk başlarda bende yapıyordum.Konuşmaları tek satır olarak belirginleştir.Satır aralarını, paragrafları ayırırsan daha rahat okunur.Ustalar okursa daha yardımcı olabilirler.Başarılar ve yılma devam et.Hataları yapmadan doğru bulunmuyor.Kolay gelsin..