- 563 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ORTADOĞU YANARKEN !
Sizce de yanmıyor mu Ortadoğu ?
Tunus, Mısır, Yemen, Ürdün, Sudan, Suriye ve sırada diğerleri..
Peki neden ? ’ Dış güçlerin oyunu !’ şeklinde kolay bir cevap mı yoksa sizinki ?
O kolay cevabın da bir nebze haklılık payının olacağını varsayalım. Peki yöneticilerin hiç mi suçu yok ?
Petrol zengini ülkelerin yönetimlerini ellerine geçirip, saltanatlarını en lüks şekilde sürdüren, ülkenin bütün kaymaklarını ailece kendileri yiyen, halkını aç-sefil ve cahil bırakan, o sözde müslüman liderlerin suçu çok mu küçük ?
Buyurun bize dönelim. Sizi fazla sıkmak istemiyorum. Yukarıda adını saydığım ülke halklarının hemen hepsi bizim ülkemize özeniyor. Avrupa’ya göre çok yetersiz olan demokrasimiz bile onların hayallerine giriyor. Bizim yıllardır yetersizliğinden şikâyetçi olduğumuz, daha iyisini istediğimiz demokrasiye, onlar kurban oluyorlar.
Biz ne yapıyoruz ?
Avrupa bize sırtına dönüyor diye, yüzümüzü Ortadoğu’ya çevirip, oradaki halkların kurtulmak için can attıkları diktatörlükleri örnek almaya, ülkemize monte etmeye çalışıyoruz.
Bahanemiz de hazır : Avrupa bizi istemezse, biz onları hiç istemeyiz !
Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu !
Buyurun bir diktatör de biz çıkaralım. Ailece, sülâlece geçsinler başımıza. Ülkemiz çok zengin olsun. Fakat başımızdakiler kaymakları yedikçe, bizler de kazan diplerini sıyırmaya devam edelim. Halk fakirleşsin, yoksulluk, cehalet daha da artsın.
Sonra birilerinin de yardımıyla - El Cezire TV gibi - biz de uyanıp, kralımızı devirmek için meydanlara çıkalım. Üzerimize develer, atlar sürülsün. Ezilelim, çiğnenelim !
Bütün bunlar şart mı ? Ortadoğu gerçeği gözlerimizin önündeyken, bir kez daha anlasak demokrasi nimetinin değerini. Cumhuriyetimize, demokrasimize sahip çıksak. Kendi kültürümüze, inançlarımıza da sırtımızı dönmeden, geliştirsek insan haklarını, özgürlükleri. Yeni krallar, diktatörler çıkarmasak.
Olmaz mı ?
Ok yaydan çıktı mı artık ? İlle de padişahlığı, eski Osmanlı’yı diriltmek mi amacımız ? İlle de bizi yöneten ailelerin, sülâlelerin kulu- kölesi olmak zorunda mıyız ?
Niçin demokrasiyi anlamıyoruz ? Eşitlik, adalet, özgürlük kaçılması gereken, korkulması gereken öcüler mi ?
Kim gelirse gelsin başımıza : İster sağcı, ister solcu. Rejimimize dokunmadan, demokrasimizi geliştiren, insan haklarına saygı gösteren, adaleti ve paylaşımı geliştiren yöneticiler, başımızın tacı olsun.
Eleştirel olan her yazımdaki yorumlarda bana alternatif sorulur.
İşte cevabım : Benim zorum kişilerle değil. İnandığınız, güvendiğiniz kimse , onu seçin. Fakat ondan, demokrasiyi, insan haklarını, eşitliği, adaleti, paylaşımı, eğitim ve sağlık hizmetlerini geliştirmesini isteyin. Atatürk’ü reddetmeyin, Cumhuriyeti reddetmeyin. Özgürlüğü reddetmeyin.
Yeniden padişahlık, krallık, imparatorluk, diktatörlük sevdalılarını al aşağı etmesini bilin.
Zaman, bu zamandır. Yarın gerçekten çok geç olabilir...
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Yazınız güzel olmuş ama sanki içeriğini açmamışsınız gibi. Avrupa bizi istemezse biz de buna tabiki alternatif çözümler üreteceğiz ama diktatörlük değil tabi ki bu çözümler. Bize yakın olan ülkelerle anlaşarak tabi ki şimdi hükümetin yaptığı gibi vizeleri kaldırarak. Yoksa bir ömür Avrupa"yı bekleyemeyiz.
Daha önceki darbe yanlısı yazılarınızdan sonra demokrasiyi yücelten yazınızı okumak iyi geldi. Kimsede Osmanlıya özenti olduğunu sanmıyorum. Kaldı ki sürekli kötülenen Osmanlı rejiminden sonra ülkemiz cumhuriyet makyajı yapılmış başka bir diktatörlükle yönetilmedi mi ellilere kadar?
Bizden uzak olsun kanlı savaşlar. Aslında tüm dünyadan uzak olsun...
Saygılar..
Fikret TEZEL
Buyurun bir diktatör de biz çıkaralım. Ailece, sülâlece geçsinler başımıza. Ülkemiz çok zengin olsun. Fakat başımızdakiler kaymakları yedikçe, bizler de kazan diplerini sıyırmaya devam edelim. Halk fakirleşsin, yoksulluk, cehalet daha da artsın.
Yeniden padişahlık, krallık, imparatorluk, diktatörlük sevdalılarını al aşağı etmesini bilin.
Hic katilamadim bu abartili sözlere.
Saygilarimla