Üç maymun
Bir resim var karşımda
Bazen gözleri aniden silinen
Sonra birden beliren.
Tam gözlerini gördüm diyorum
Beni duymuyor!
Bu sefer de kulakları yok oluyor.
Bağırıyorum, haykırıyorum
Beni duymasını sağlıyorum.
Beni duyduğundan emin oluyorum
Susuyor bu sefer de konuşmuyor…
Üç maymunu oynuyor benimle.
Görmeyen, duymayan, konuşmayan…
Bu resim tıpkı bizlere benziyor. Hani görürüz de görmezden geliriz. Duyarız da, duymazı oynarız. Biliriz de konuşmayız.
Hiç mi etrafımız da haksızlık olmuyor. Hangimiz trafikte sürücü hatalarını bildirdik. Taşıtların arkasında yazan numarayı aradık. Kaçımız yolda eşini ya da çocuğunu döven birine tepkimizi gösterdik. Doğru ya karı-koca arasına girilmez. Gözlerimizi kapatıp başka yere bakmak daha kolay. Otobüste bir hastaya ya da bir yaşlıya yer vermemek için kaçımız yalancı yorgunluğa, uykuya yenik düştük. Başımızı camdan tarafa çevirdik. Gözlerimizi yavaş yavaş etrafa kapadığımızın kaçımız farkındayız. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Doğru olan, gerçek olan bu mu?
Saklanıyoruz, yavaş yavaş kendimizi bilmediğimiz yalancı, bize yabancı kimliklerimizin içine saklanıyoruz. Doğruları konuşmaktan, duymaktan, görmekten korkar olduk. Güneşin doğuşunu gören gözlerimiz bir yoksulu gördüğünde başka tarafa döndü. Bize gelen yardım tekliflerini duyduk da, ‘’kimse yok mu’’ diye feryat edenleri duymadık. Çıkarlarımız için yalancı şahit olduk da gerçekleri konuşamadık. Ne oluyor bizlere…
Görmemek, duymamak, konuşmamak nasıl bu kadar işimize gelmeye başladı. Doğruların açığa çıkması kendi mutsuzluğumuz adına bile olsa yapmamız gereken en doğru harekettir. Bilgi, sorumluluk, acı, mutluluk paylaşılmadığı sürece ne işe yarar. Kendimizi ve başkalarını bir arada düşünerek, herkes için yapılması gerekenler yapılmalıdır. Gördüğümüz olumsuz hareketlere yapacağımız ufacık dahi olsa! verdiğimiz tepki iç huzurumuz için en büyük elzemdir. Kişilerin sağlığı iç sağlıktan, iç huzurdan başlar. Akşam yastığa başımızı koyduğumuzda, gün için yapılan hesaplaşmadan gönül rahatlığıyla çıkabiliyorsak bundan büyük mutluluk olur mu? İnsandan vicdanını aldığımızda geriye ne kalır? Vicdan ise doğrular da, yardımlar da, gerçeklerde saklıdır.
Artık üç maymunu oynamaktan vazgeçip birey olarak sorumluluklarımıza sahip çıkmalıyız. Gören-görebilen, duyan-konuşabilen, gerçekleri açıkça savunan, kendinden emin bireyler olabildiğimiz sürece, hem kişisel hem de vatandaş olarak olmak istediğimiz hedeflere kavuşuruz. Haksızlıkları yok etmek için en iyi silah haklı olanı savunmak, haklı olanın yanında olmaktır. Bilinçli bireyler olarak bizler; GÖRÜYORUZ, DUYUYORUZ, KONUŞUYORUZ diyebilmeliyiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.