- 837 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yansıma Devinmesi
Yansıma, bir çeşit manyetik kuplaj (aktarım geçişmesi) dır. Temelde çoğu durumlarda pasif olacak la sürekli bir çevre ilişkisidir. Bir durumun diğer bir durum üzerine fiziksel ayrılıkların; elektriksel, optiksel, manyetik bağlarla ilişkilenmesidir. Çevrenin kimi ve bazı ve tüm özelliklerini, farklı farklı olacak la belirtmektir. Bir taş Güneş’in etkisini ısı olarak yansılar. Bir su güneşin etkisini buhar olacaktan yansıtır. Bir ayna güneşin ve çevrenin çokça, özelliklerini yansıtır.
Yansıma bir girişmedir. Kendilik olayların başlamasıdır. Kendilik derken keyfice değil de, dıştaki etkilerin zorunlu olacaktan kimse demeden, girişir olmasıdır. Söz gelimi Güneş kendi etkisiyle kimse demeden; diğerlerinin de kendi etkilenmeleriyle; suyu buharlaştırır, yaprağı sarartır, meyveyi olgunlaştırır, çevreyi ısıtır ve ışıtır. Kendiliğinden dediğimiz böylesi bir zorunlu yansıma girişmedir.
En temel halden, en gelişmiş hale doğru, sürekli bir süreç eşmedir. Sonsuz manadaki kesikli olacak sürekliliğin sürecinde, determinist bir belirlenme yokken; görece, zaman düzlemi olayları bağıntılı olacak la, kesikli belirlenimler vardır. Duyum lama, sinir ve beyin faaliyeti olacakla, kesikli sürekli yansıması bu doğal halin iç yansımalı, sürekli gelişen ve girişen yansıma sürecidirler.
Isınan taş, ısınan metal, ısınan yaprak, ilk temel girişmeleri olan elektron hareketlerini hızlandıran ya da yavaşlatan, elektron bağ hareketlerini, gevşeten bir devinimler içine girerler. Hatta elektron transferleri (geçişmeleri) başlatırlar.
Yansımadı seyredişlerin bir yol alış şekli de, bir yansılanımlarla ve yansıtma biçimleriyle de cismin boylarının uzatır olması ve cismin yer kaplama genliğini artırır olmasıdır. Elbet bunlar kontrolsüz ve basit pasif yansımadırlar. Yansıma olayı yansıtmayı ve yansılanmayı içeren çevrimli dönüşmedir.
Bir öğretmen ders verir olduğu müşterilerini, öğrenci olacakla, öğrenciliklerini belirler. Ama öğrenciler de; öğretmenin, öğretmenliğini belirlerler. Yani belirleyen (öğretmen); belirlenir olur (öğrencilerince). Eş deyişle belirlediği ile belirlenmek, bir yansıma kuralı olmalıdır.
Böylelikle de yansıma; yansıtmayı (etkin öğretmenliği) ve yansılanmayı (edilgence öğretmen olduğunu belirlemeyi) içeren çevirime dönüşür. Ya da, öğrencinin varlığı öğretmeni, öğretmenin varlığı da, öğrencileri belirler.
Bir öğretmen de hem öğrenci hem de öğretmendir. Baş ve son, neden ve sonucun aynı şey olması yansımasıdır. Anne çocuğu, çocukta anneliği belirlerken, baş ve son bellidir. Neden ve sonuç aynı değildir. Böyle yansılanım olmalar da (yankılanmalar da) seçimlik (ayırt edilirlikle) bir yansımadır
Doğa, ayna içi, ayna görüntüsü gibi birçok yansıma türünü, kendi temel örgüt düzeninin iç ve dış ortamının da etkisi ile kendisine zemin sel alan devinmesi olacakla, giriştirir. Yani aynı yansımanın aynı derecesinde bir olay genleşirken, diğeri buharlaşma olacakla, yada ergime ile kendisini dışa vuracaktır. Yansıma,olayın, iç, dış etkilerinin seçilme ayıklanma ilkesi gibi kendisini dışa vuran bir girişmesidir. Yani kendilik bir ortam filtre ve fren işlev eşmesidirler.
Doğa bu ilişkilerin üzerine, inşadı örgütlenmeler koyar. Bu ilişkilerin kesikli sınırlı, sürekliliğini oluşturur. Yansıma süreçlerinde tekilliğin ya da daha çok olan farklı girişmelerin birbirlerine göre çoklu (plüralist) ilişki biçimine dönüşürler. Bu doğal durumlar, pasif olurluklarla ve organize ilişki olacaktan, hep bir şekilde ve sürekli olacaktan vardırlar.
Söz gelimi çevrenin ısıl etkili yansımasını; nesne ve olaylar yansılanması olarak belirirlerken o etki varlıkta boy uzaması ve genleşme, buharlaşma, ergime gibi farklı yansımalı devinimlere dönüşürler. Doğa bu kendilik devinim girişmelerini, kimi kez pasif etkilerle, kimi kez sürekli ve tesadüfi etki ile girişmelerin çevrimine katar.
Bu dıştaki genleşmedi ve boy uzamalı devinim içte; elektron devinim şiddetlenmesidir. Elektronikte birçok elektron yansı anmasının girişmesi olacaklar bir tepki ilişkisi ortaya koyarlar. Yine söz gelimi bir yaprak ya da bir hücre organizesi de bu gibi ayrı ayrı farklı yansıtmaların birbiri ile girişen ilişki organizesine dönüşmüştür. Bu süreçler en basit halden, en karmaşık olan işlevlerin yansımalarına değin bir girişmeler biçiminde örneğin; yaprakta fotosentez olayı örgütlenmesine değin yol almıştır.
Buna iç simbiyoz (endo simbiyoz) yansılanma denmektedir. Bu iç süreçti yansılanmanın zemin alan devinmesi, sürecin dışında da, kopyalanır. Volvoks hücreler yaşamı (kolonisi), sürü yaşamı, sosyal birlikler yaşamı ve toplum yaşamı gibi ilişkiler, içteki bu yansıtılmanın dışta süren, dışta örgütlenen süreçlerin, çok gelişmiş bir yol alma şeklidirler.
İç yansılanmanın plüralist (çoklu) simbiyoz girişmesi, sinir, hormon iletileri örgütlenmesi biçiminde bir zemin alanla; öznel beyinin ruh belirmesi düzey ve düzlemine gelmiştir. Bunların da geleceğe dek süreçti oluşmalara neden olacağı çok açıktır. Bu açık bilgi çok uzun girişme ve dengelenmeli her bir yansılanmasının da, gelecek içinde şimdiden tomurcuk olan durumlar olacağı da, artık günün bildik pekin bir bilgisidirler.
Doğa, genel bağıntılı ve özel bağıntılı olacakla, kendi kümesi içindeki kendi olay ve olguları üzerine, kendisi kendisine, etkimeli olamakla yansıyacaktır. Doğa, kendi üzerine olan yansımasını, her biri bir belirme olan; bir iç ve bir dış, olgu ve olaylarıyla gösterecektir.
Bu durum doğa sürekliliğinin görece her bir olgu olay gibi kimi birbiri ile ilintili kimi birbiri ile in direkt ilintili, parçalanan süreçti ilişkiler ağı olacakla, yansımasıdırlar. Olay ve olguların geleceğe süreci doğanın hem bütünlükle hareketidir, hem de doğanın parçalı yansımasıdır. Doğa hem bir iç yansımalar bütünlüğüdür. Hem bu bütünlüğün farklı devinim enerjisi yoğunluklarının da tek tek olaylarla olan çelişkili birliğidirler.
Bu çelişkiler içteki enerji rüzgârını akıtıp dönüşürler ve enerjiyi de dönüştürürler. Bunlar, cevrimdi devinimleri başlatan girişmedirler. Genel bağıntının birbirlerine görece iç dış olmanın kesikli sürekli ilişkisini ortaya koyan girişmesidirler.
Yine bu girişme yansımalar, temas ya da uzaktan etki ile etkilemedir. Tıpkı birincil ve ikincil sarımlı bobinlerin birbirine enerji yüklemleri gibidir. Çevrenin aynada yansıması gibidir. Çevrenin aynada pasif yansıması, aynada ağaç bitirmez.
Ama ağacın insanda yansıması, yeşilliğe faydaya olanlara binaen ağacın çevrede bitmesini sağlar. Ağacın insana yansıması, yine insanın ağaca olan bir yansımasıdır. Bir sıcaklığın (parçacıklarca) temastı aktarımı gibi geçişmesi ile aktif parçacığın diğer bir oluşma üzerinde, dolaşıma (yansımaya) katılır olması, iki girişmeyi eşleyişle, yansımalı hafıza girişmesinin bir zorunluluğu vardır.
Yansıma bir belirme biçimi olup, çok farklı enerji transfer durumu ve enerji sirkülasyon durumudur. Yansımadı aktarımlarını, imaj olacaktan, yansıdığı boyut düzlemler içinde, etki olacakla korunurlar. Bu transkiplisyon bir özelliktir. Siz bakınca sadece görmezsiniz, gözünüzü kapattığınızda görüneni imajinel yansımayla aklıda çağırır ısınızda. Aynı şeyi dokunduğunuz, kolladığınız vs. yansımaların temastı (iletilme) ve temastı (iletilme) olmayan, aktarımları; doğanın şema davranmanın temelidir.
Elektronikte bir katın kazancı, diğer kata bağlanırken kondansatör direnç gibi bir birine bir temastı düzenekle iletim ile yapılacağı gibi bir birine temas etmeyen, sarım sayıları ve sarım nüveleri ayrı iki bobinin, bir birini uzaktan etki ile etkileyen bir aktarımla da yansıtırlar. Yansımalar taraflar içinde, çevrime girerler. Yansımalar geri (beslenmeli) ve ileri süreçli yansıma girişmeleridirler.
Yansıma bir girişmedir. Tıpkı bir ışık kaynağı karşısındaki cismin gölgesinin düşmesi gibi olgu ve olayların hem kendi üzerilerine hem de çevre olgu ve olayları üzerine bir akustik bir manyetik bir gölge olay düşmesi gibi enerji geçişmesidir. Bir çeşit olay ve olguların özellikleri olan olay ruhudur.
Yansıma çoklu yüzü ile belirmenin algılanmasıdır. Bunların örneğini de sosyal yapı olan tabu, totem gibi girişmeler üzerinde vereyim. Siz yansımanın bir yüzünü fark edip takılır kalırsınız. Oysa o anda sizin fark edemediğiniz girişmenin diğer yüzleri de belirip, doğmuştur. Olay, olgu bir içti süreç sonucu, siz acıkırsınız. Acıkmanın dıştan sağlayıştı olacak seçilim tutumları da size, acıkmanın bir güdülemesi olacakla yansırlar.
Siz bu güdü ile dışta davranırsınız. Davranışınız sağlanmışsa bu size haz verir. Eğer, ihtiyacınızın yansıması sağlanamamış ise eleme, kapılırsınız. Sağlayışınızın karşılanıp karşılanmaması da, sizde haz ve elem oluştu his yansımalarıyla belirirler. Hazdı duygu sizde minneti (saygı ile yönelmeyi ona vefa duymayı) oluşturur. Acıkmanın sağlanamaması kaygısı sizde çevreye karşı mihneti (sıkıntıyı) ve kaygıyı tetikler. Her iki duyguda, tabu ve kutsal olanın; saygı korku karışımlı im kılınmasıdırlar.
Sosyal birlikler girişmeli, çoklu duyguların tedirgin eden duygularını; yalın aştırarak, sadeleştirerek minnet ve mihnet üzerinden, biyolojik bireyin, işini kolaylarlar. Sosyal birlikler biyolojik bireyin bu algılarını tabu ve totem eksenli aidiyeti ilişkilerle giriştirirler. Artık kişiye göre olan yansımaların çoklu bilinç edilemeyen yansımalar girişmesi; tekilliğin kayrası ve gözetmesi biçimine toplanmıştır.
Totemdi adım: insanın insanlığını kazanmasında çok önemli bir öznel tutum devinmesidirler. Yine bu devinmeler, kişiler sağlayışlarını; kişiye elde ettiren, insanı sosyal kılan; çok önemli bir girişilme biçimidir. Müktesebatları muhafaza etmenin ve muhafazakârlığın kaynağıdır. Bu muhafazakârlık, meşrutiyetti, yaptırımın otoritesi oluştu.
Totem böylesi yararlı girişme iken, totemin fark edilemeyen, diğer bir yüzü de, aynı anda belirmişti. Totemdi yararcı düzlemle yansıyan, olumsuz yüzlerden birisi şudur. Totem duyguya alışan insanın, bu güvenlikti minnet algısı, yeni değişmeler karşısında, insanın dirençti travması olacaktı. İnsanın muhafazada gerici direnç eşmesi olacaktı. Bu yansımanın, farklı; değişik, çoklu algılanabilirliğidir.
Yaracı olan totem duygunun, bir başka olumsuz yansıması da şudur: İnsanın bilinçli düşünmesi olan çoklu mantığı yerine tabudu inanç; çoklu yansıma olan algı anlamayı sadeleştirdi. Hedonist olan haz ve elem duygusu üzerinde, inanaçtı tekçi mantığa yönelindi. Böylece tabucu bu sadeleştirmeler tekli mantığın, inanç mantığı şekli ile etnik insanların genel anlama mantıklarının temeli oldular. Aslında bu mantık, gelişmeler karşısında; anlayamamanın mantığı olmanın yansımasıydılar. Şimdiki çoklu mantık, bu tekil donmuş sosyal mantığın üzerine, bir kategoriye olmaktır.
Görüldüğü gibi temeli bir enerji sağlama ilişkisi olan açlık beliriminin aynı anda yansıması nereye gelmişti tabi orada da kalmadı.Konumuz bu olmadığı için sürdürmüyorum. Sadece yansımalar aynı anda da, bir ayna içi görüntü yansıması olması iken; bizler tarafında ancak ihtiyaç halinde görülür olmasının paradoksunu, ortaya koydum.
Bir beliriş olan yansımanın, iç yansıması vardır ki bu iç yansıma, sizi dış tarafta da hem davrandırır. Hem de, dış davranışın iç yansımayla girişenli olacakla, minnet, mihnet gibi tutum aşmanızı belirtir. Böylece yansıma; hem bir içti, hem de bir dıştı yansımanın, aynı anda belirmesi iken; iç ve dış yansımanın girişendi ayna içi ayna görüntüsü, iç ve dış zamanınızla, kesikli sınırlı bir sürekliliğin; sınırsızlığını oluşturmaktadırlar.
01.01.2011
Bayram KAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.