- 1404 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
DÜŞÜNÜYORUM, O HALDE VARIM!..
Adam, kitaplara öyle kaptırmıştı ki; kendisini filozof hissetmeye başlamıştı,son zamanlarda. Her ne kadar gerçek yaşamdan ayrılıp, kitapların tılsımlı dünyasına girdikçe; bazı şeyleri ters gitmeye başlamıştı ama hiç de umursadığı yoktu.
Eşi;
“ Herif,evde; şeker,yağ,tuz,rakıya koyacak buz kalmadı.Senin umurunda değil. Senin varsa yoksa kahrolası kitapların. Sen de akıl yok, yok ya;bunları yazanlarda da heç yok zaten. Heç düşündün mü;bu kitapları yazanların açlıktan geberdiklerini. Daha düne kadar,Karartma Geceleri’nin yazarı senin hemşerin vardı ya,neydi adı ya?
- Rıfat ILGAZ…
“Nasıl da bildin!.. İşte o adamın bile emekli maaşını devlet kesmişti de son anda yaptıkları gaftan kendilerini kurtarmışlardı.Araya kültür bakanının girmesiyle hata düzeldi de;maaşı evine gönderildi…Sen de tutmuş filozofça saçmalıklarınla kafamın etini yiyon.Yok efendim konuşurken “şey” kelimesini çok kullanıyom deye beni küçümsüyon. Bu “şey” kelimesini böyük tiyatrocular bile gullanıyorlar. Hani gençliğimizde nasıl olduysa beni tiyatroya götürmüştün.Hatırlasana bi!.. Neydi o sanatcının adı? Şimdi hasta mıymış ,neymiş…”
-Nejat UYGUR!
“ Nasıl da bildin!.. Oyunun adı hala aklımda: “ Şeyini Şey Ettimim Şeyi. Salon gülmekten kırılmıştı,değil mi.Demek ki “şey” demek sakıncalı değel…Hadi beni lafa boğma. Doğru markete söylediğim eksik şeyleri getir bakalım.
Adamcağız,cebindeki olmayan paranın hesabını ünlü matematikçiler gibi yapmaya başlayarak can havliyle kendisini sokağa atmak suretiyle;eşinin hışmından kurtulmuş oluyordu.
Dışarının ayazına aldırmadan filozofça mırıldanıp duruyordu.Descartesi çok severdi.Hatta ismini mahkemeye vermiş,Descartes koydurmuştu.Bu yüzden de eşinden bir ton dayak yemişti ama hiç de umurunda değildi.
“Allah’ın belası,Dankeşşek!” diye bağırıp çağırmasına bile aldırmazdı.
Bazen kendi kendine; “ Ulan,şu benim filozof da hiç evlenmemiş.Madem Descartes,kanıma girdi.Boşayayım şu benim cadoloz avratı,olsun bitsin!”,diye içsel konuşurdu ama bir türlü icraata dökemezdi…
Kendisini sokaklara vurduğunda çok geçmeden köşe başında yere çömelmiş,sigarası parmaklarının arasında kendi kendine konuşan en sevdiği arkadaşına rastladı.Yüzlerce ameliyattan anlının akıyla çıkmış başarılı bir doktordu. Ameliyatlarla yetinmez,sürekli araştırırdı.Son bulduğu icadı; kanser hastalığı ilacı,başına bela olmuştu.Bir türlü patentini alamamıştı.Mükafat olarak;olmadık yerlere sürülmüş,en sonunda çareyi,yurt dışına kaçmakta bulmuştu.Orada da vatan hasretine dayanamayınca,kafayı üşütüp(!) geri dönmek zorunda kalmıştı.
Doktor,arkadaşının ayak seslerinden tanımıştı,onun geldiğini.
- Geldin mi Descartes!
- Evet,İbni Sina!..
Hele bir çömel yanıma,Descartes.Senin şu "metodik şüphe "üzerine olan görüşlerinden anlat da sıkıntılarımı gidereyim…
- Peki,arkadaşım!
Descartes,anlatmaya başlamış olduğu filozofça düşüncelerine kendisini öyle kaptırmıştı ki; ayağa kalkmış söylev verir gibi el kol hareketleriyle konuşmasına devam ediyordu.
Çok geçmeden etrafında çember yapan kalabalık,her iki düşünürü(!) de ayakta alkışlıyorlardı…
Ne yazık ki,yanlarındaki mağaza sahibi tarafından yapılan ihbar üzerine, zabıtalar tarafından alınıp götürüldüler,her zamanki gittikleri yere;
Kimsesizler Yurdu,o günde sayı olarak tamam olmuştu.Kaybolan iki kişi geri dönmüştü,nihayetinde…
YORUMLAR
Ayhan Abi, bu yazıların diğerlerinden daha farklı olmuş bence. İşin için felsefe de katmışsın:)) Hem sürpriz sayılabilecek finale de bayıldım doğrusu.
Ama sen taktın benim Descartes'ıma:))
Felsefe güzeldir, güzel...Dünyanın pisliğinden arındırır insanı. Yeterki doğru felsefe üzerinde ilerle.
Tebrik ediyorum seni. Bu ara internete girmedim hiç. Yazılarına bir bakayım dedim. Bir kısmını silmişsin. Doğrusu şaşırdım ve nedenini merak ettim
Sevgiler.
ilginç ve güzel bir denemeydi. yalnız "en sonunda soluğu kaçmakta buldu." cümlesini, "en sonunda çareyi kaçmakta buldu." şeklinde yazsaydınız kullanım olarak daha doğru olurdu diye düşünüyorum. çünkü genellikle "soluk almak" ve "çare bulmak" şeklinde kullanırız. saygılarımla...
İlginç, farklı ve güzel bir denemeydi. yalnız "en sonunda soluğu kaçmakta buldu." cümlesini; "en sonunda çareyi kaçmakta buldu." şeklinde yazsaydınız daha doğru bir kullanım olurdu diye düşünüyorum. çünki genellikle "soluk bulmak" diye değil de "soluk almak" şeklinde kullanırız. saygılarımla...