Karmaşık Bir Başlangıç
KARMAŞIK BİR BAŞLANGIÇ
Sessizliğin ne demek olduğunu ancak onu kaybedince anlıyoruz. O kim mi? O sen, o ben, o buradaydı. Hayat denen dayatmanın daha başlarındayım, bir gün ortalarında olacağım diğer bir gün ise en dibinde. En dibindeyken zindanlarımın, sessizliği dinlemeye mecbur kalırsam kendimle o zaman tanışacağım.
Karmaşık bir başlangıç, anlamı bulanık kelimeler… Uç uca ekleyerek neler başarmışız aslında. Yapılan eklerin sağlamlığı da harmanlarken kullanılan duyguların kuvvetine bağlı. Duyguların kaçında sen ya da ben var. Kaçında beni dinlemişim kaçında ben olmayanı. Kovalamaya devam ediyorum neyi kovalıyorum peki beni mi ben olmayanı mı? Ardında bıraktığı izler ele verir türden ancak tanımayı reddetme daha ilk başta yüzünü göstermeye başladı. Bu oyun kovalayanın ne aradığını bilip de bir süre sonra eylemi unuttuğu türden.
Dayatmalar, bize hayat diye sunulan; beni sana seni bana yanlış tanıtılmaya başlanılan ilk nokta. İnsan türevi olarak görevimiz türevlendirmek ise bunu zaten çok iyi yapıyoruz. Hayır yok etmekse bunu kendimize yapabiliyorsak türev için de yapabiliriz. Görev insanı olmayı başarıyoruz, içimizde süregelen organik faaliyetler gibi yok etmek için önce çoğalıyoruz sonra… Haklı sebepler sunmak çok kolay hem de benzerlerin yüzlerce hatta milyonlarcaysa. Ekleri bu kadar sağlam tutan duyguyu anlıyorum ‘beni’ bastırma; ne pahasına olursa olsun onu sessizlikle tanıştırmama. Bir de benzerlerin bu kadar fazlayken hiç şans da yok zaten.
O kim mi? O sen, o ben, o ‘buradaydı’.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.