- 994 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AYDINLARIMIZIN SORUMLULUĞU
Toplumların entelektüellerinin problemlerine ilk defa rahmetli Cemil Meriç’in eserlerinde rastlamıştım. Yine bir toplumun güçlü bir uygarlık oluşturabilmesinin temelinde güçlü bir ulusal dilin olduğunu da aynı müelliften okumuştum. Toplumların ulusal kültür ve medeniyetlerinin temelinde o toplumun dünya görüşünün yattığını da Cemil Meriç ve benzeri değerli ilim adamlarının eserlerinde okumuştum.
Benim şuurumu uyandıran bu değerli düşüncelerin ışığında toplumumuzun içinde bulunduğu duruma göz atmak istiyorum.Bir küresel cendere içine alınmış gibiyiz.Küresel toplum mühendisleri ülkemizdeki uygarlık oluşturma potansiyelini eritmek için kitlesel moral değerlerimize hücum başlatmışlar sanki.Bizler hangi değerlerle birbirimize sımsıkı sarılıp ta ilmi,teknolojik ve estetik gelişmenin çabasını arttırmaya başladığımızda vatan sevgisi değerimizi yıpratıcı tartışmalar kamuoyunu kaplayıveriyor.Bi z şehitlerimizin acısıyla kıvranırken devletimizin işgalci olduğu tartışılmaya başlıyor.Bizim fitne hareketlerine göğüs germek için ve birlik ve beraberliğimizi korumak için aynı tarih, aynı inanç değerlerine sahip olduğumuz işlenmesi gerekirken dinimizin akaid temelleri üzerinde tartışmalar açılıyor.Hatta daha ileriye gidilerek Diğer dinlerinde tevhid temelleri olduğu için dinimiz kadar değerli oldukları anlatılabiliyor.Ya dilimiz!... Ya öğrencilerimizin zavallı beyinlerinin korunmak zorunda kaldıkları yabancı dil eğitimi bombardımanı. Yabancı dili daha sağlıklı öğrenen bir toplum olabilmek için daha küçük yaşlarda eğitimini almalıyız saçmalığının ulusal kültürümüze verdiği zararlar…
Sayın Alev Alatlı ile birlikte“Ah insanoğlu sen hiç adam olmaz mısın? diye haykırıyorum. Ey değerli entelektüellerimiz acizliklerinizi örtebilmek için bu millete yaptığınız yıkıntının farkında değil misiniz hala? Küresel bir gücün onayını ve maddi ve politik desteğini almak uğruna dinimizi, dilimizi, tarihimizi ve kültürümüzü yabancı hayranlığına mahkum etmeye nasıl razı oluyor vicdanlarınız? Şu televizyon dizilerinde ailemiz ve ailemizi güçlü hale getiren gelenek göreneklerimiz ve ulusal değerlerimiz nasıl acımasızca sorgulanıyor, farkında mısınız? Namus gibi insanı insan kılan evrensel bir değer nasıl ayaklar altına alınabiliyor? Ve değerli aydınlarımız siz bu saldırılara karşı toplumsal şuurumuzu güçlendiren bir sorumluluk sahibi olmanız gerekmez mi?
Toplumumuzun namuslu insanlarının bu kadar aşağılanmasına razı olamayız artık. Tarihine onlarca büyük devlet sığdırmış, nice emperyalist devletleri tarihe gömmüş ve bilim ve sanat dünyasına yüzlerce değerli eserler kazandıran uygarlıkların sahipliğini yapmışken toplumuz bu kadar kaosu hak etmiyor artık.Bu ülkenin ali cenap insanları dünya insanlığına hizmet etmeyi hedef edinen bir dünya görüşüyle üç kıta yedi denize ulaşarak orta çağ karanlığı gibi nice karanlık zihniyetleri sona erdirmişken bu kadar ıstırabı hak etmiyor.
Aynı kültürel değerlere sahip olduğumuz Orta Doğu toplumlarıyla insanca bir arada yaşayabilecek bir uygarlığı yaşatmış bir ülke olarak bizler aramıza çıban sokulmasına razı olamayız. Bölgemizde istemeden misafir ettiğimiz ulusların oluşturduğu suni problemler yüzünden her gün yas tutmaktan usandık. Onların menfaatleri uğruna kaybettiğimiz evlatlarımız ve kaybetmek üzere olduğumuz vatan parçasındaki kardeşlerimizin yabancı kültürlerin insafına terk etmeye gönlümüz razı olmuyor. Haritamıza uzanan bu hainlerin karşısında toplum olarak eziklik yaşatan aydınlarımızdan uyanmalarını bekliyoruz artık. “Bu ülkenin daha fazla utanca tahammülü yok.”diyor Rus aydınları. Bizim de tahammülümüz kalmadı artık. Çünkü bizim toplumumuzun utanılacak hiçbir icraatı olmamıştır. Ancak televizyonlardaki diziler, yarışma programları, kayıp bulma programları, tarihimizi anlatan sohbet programları ve en son Kanuni dönemini anlatan dizi bizim için bir kanayan yara olmuştur.
Uygarlıkların tamamen yok olmayacaklarını anlatan toplumbilimciler; ancak uygarlıkların uyku devreleri olabileceğini açıklamışlardır. Biz eğer aydınımızla entelektüelimizle, sanatçımızla ve diğer toplum birimlerimizle doğru bir dünya görüşünü geliştirerek bir hedef uğrunda güçlerimizi birleştirebilirsek uyuyan medeniyetimizi şahlandırarak yine insanlığın yaralarını sarabiliriz. Dünya insanlığının bu uygarlığa ihtiyacı olduğunu belirten yabancı mütefekkirler “Batı uygarlığı çöküyor” diye feryat ediyorlardı. Bu konuda din adamlarımıza büyük sorumluluk düştüğünü belirtmeliyiz. Toplumuzu dine geri döndürmek için değil de toplumuzun dinimizin ulvi atmosferinde sunduğu gelişen çözüm modelleriyle yükselmesine hizmet edebilmelidirler. Çünkü dinimizin sistematiğinde bulunan değişen şartlara göre gelişebilme karakterini harekete geçirebilmelidir entelektüellerimiz. Yani İslam Rönesansını gerçekleştirecek gayretlere hız verilmelidir. Dünya görüşümüzle asrın ihtiyaçları ve yaşam tarzını arasında sağlanabilecek bir uyum; diğer alanlardaki sorunlarımıza da atılımcı çözüm modelleri geliştirebilmemize imkan sağlayacaktır. Böyle bir atılım, böyle bir diriliş, böyle bir silkiniş için zamanımızdan daha uygun bir zaman olamaz. Çünkü Batı kültür ve medeniyeti yirminci yüzyılı utanılacak bir yüzyıl haline getirmiştir.Bu gerçeği Soljenitsin’in ifadelerinden dinleyelim: “Yirminci yüz yıl tarihteki misli görülmemiş en baskıcı, en kanlı, insan hayatına karşı en saygısız, en merhametsiz yüzyıldır.”
İşte bunu için merhametin sıcaklığını, insanca yaşamanın saygınlığını yaşatabilecek uygarlığımızın yirmi birinci yüz yılın uygarlığı olabilmesi için “Ey Muhteşem Türkiye ayağa kalk!”
31/01/2011
TURGUT YILDIZAN
YORUMLAR
şiirlerinizi okuduğumda bu düşüncelerinizi tahmin etmiştim.
üstad cemil meriç allahın bu millete bir lütfudur diğer şahikalar, zirveler gibi.
okumaktan keyif aldım ve aydınlandım.
ellerinize sağlık değerli öğretmenim.
buna benzer on yazı daha olmalı.
tebrikler selamlar.
Turgut Yıldızan
Muhterem Hocam, yazınız yüreklere işleyen veciz bir aydınlatma yazısı.Her satırı Milletimizin yani bizim uyanmamız için feryat ediyor.Yüreğinize ve tesbitlerinize katılmamak mümkün değil.Bu feryatlarımızı artırmamız ve sesimizin tonunu yükseltmemiz gerekiyor.Selam ve hürmetlerimi sunuyorum.
Turgut Yıldızan
Turgut Yıldızan
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik ederim.
Sizin gibi aydın düşünceli insanlarımızın rehberliğinde
arzulanan sonuca ulaşılacaktır diye düşünüyorum.
Saygılarımla.