- 1334 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yanılmacı Boş Söz Oyunları 1
’Demokratik açılımdan istediğinizi buldunuz mu?’ Bu tip sorular genellik anlatımı içinde, kapalı bir özel anlatım ilişkisinin, tam bir tuzaktı olan ve cahillik bilmezliklerini gizlemektedir. Şöyle bir giriş ile konuyu açılımlıyayım.
Siz toplumda, işçi ve işvereni, bir masaya etrafında oturtursunuz. İşçi, üretim yapan, işveren ise bunun planlamasını, dizayn ve araştırmasını yapan, üretimin yatırımını yapan bir, ilişki düzen biçimidirler. Bunun ikisinin girişmesi, üretimi sağlarlardır. İşin bundan sonraki kısmı, üretimin paylaşılmasıdır.
Bütün kızılca kıyamette bu paylaşımda kopar. İşçi ve işverenlerin, bu paylaşım da, zıtlaşan bir paylaşım ilişkisi vardır. Yani birinin istemi, diğerinin zararına görülür. Kendi başlarına bırakılırsalar ya köleci ilişkileri ortaya koyarlar, ya da uzlaşılamaz bir çatışmaya doğru, süreci kaydırırlar. Her ikisi de toplumun arzu etmeyeceği bir huzursuzluktu çatışmaların sürecidirler.
Oysa toplumun otoritesi bunları masaya oturtarak kimi alanda işverenin isteminde kırpmalar yaparak işçiye doğru eğilim yaklaşması yaparlar. Kimi kez de, işçi tutumların dan, işveren eğilimlerine yaklaşan belirlemeler yaparlar. Bu uzlaşma her yeni durumla, yeni uzlaşmaları; es deyişle, uzlaşmaların yeni olan ilişki tutumunu, eşdeyişle demokratik açılımlarını ortaya koyarlar. Kantarın topuzu genelde hangi yöne doğru kaçar? Şimdilik konumuz bu değildir.
Yani demokratik açılımlarınız, bir üretim tüketim tarzdı, paylaşımlarınızı ortaya koyacaktır. Demokratik açılım, ilişkilerin tarzıyla belirlenişle işleyen bir yapı tarz bağıntısıdırlar. Elbette, bunların halk alanda, sosyal yapı içinde tüketilir olmasına ilişkin, yapılaşan bir tutumsaların kültürü de olacaktır. Yani toplumsal sağlayışınız, sosyal yaşama dek tüketilen kültürünüzü de, sürekli düzenleyen bir açılım olmaktadır.
Yani demokratik açılımın, zorunlu bir üretim tüketim yanı vardır. Toplumun üretim tüketim yanı da paylaşımın edinimi ile sosyal yapının (halkın) içine getirilir. Refahın yaşatılansan bir tüketim ilişkisi ve açılımsa düzenlenmesi de vardır. Demokratik açılım böylesine bir somuttu var olan toplumsal nesnellik düzey ve düzleminde olacaktan, bir yaklaşımlar silsilesidirler.
Söz gelimi toplumun gelir dağılımını halkta kişi başına; 10 000 dolardan 15 000 dolara çıkardığınız vakit, bu gelir yüklenmesinin toplum ve halk yapı içinde, 10 000 dolarlık gelire göre yaratacağı madi manevi bir sirkülasyon ve bunu tüketimi olacaktır. Ve bu maddi manevi hak edişin karşılanması olacaktır. İşte demokratik açılım, bu gönencin topluma ve geniş halk kitllerine uzanabilecekleri bir ilişkiyi sağlıyorsa demokratik açılımınız olacaktır.
Oysa sizin; ‘Demokratik açılımdan istediğinizi buldunuz mu?’ sorunuz, hiç de böylesine bir toplumsa ilişkili haklılık zeminini karşılamıyor. Demokratik açılım sosyal yapının toplumdan aldığı payı tüketen yaşantı aşması olmayıp, sosyal yapının geri düzlem konumlarına çöken, düzlem konum ilişkilenmesini parlatıp parlatıp halka sunuyor! Yani şaşkın ördeğin geri geri yüzmesini, özgürlük ve demokratik açılım ilişkisi sayılmasındaki, bilmezliğiniz vardır.
Oysa eski etnik yapı ilişkiniz şimdinin; ne üretim ilişkisidirler, ne de halin tüketim ilişkisidir. Bunun içindir ki, demokratik açılım toplumun, toplum sal üretim edinimleri yapısını; halkçı yapıya doğru gönenci tüketim ilişkisi olaraktan, götürüp dağıtmıyor! Ki sürecin, sürekli bir demokratik açılımdı düzenlemesi yapılıyor olsun.
Demokratik açılımla sizin kast ettiğiniz; dilde yayın hakkı, din, gelenek görenek gibilerdirler. Demokratik açılım bu bağlamla, sanal ve soyut olaraktan doğrudurlar! Demokratik açılım; reeldeki mevcut toplumsal yapı ile ve toplumsa aitliklerle çatışmaktadır. Demokratik açılım, toplumun mevcut üretim -tüketim ilişkisi içinde hiç yok.
Oysa demokratik açılımla milli gelirden alınacak pay, kaçtan kaça çıkacaktır? İşsizlik nereden nereye inecektir? Halkın eğitim seviyesi ve eğitimin kalitesi nerelere yükseltilecektir? Yine yurttaşın sağlık tüketim kullanımı, nerelere değin genişletilip, sağlanır olacaktır? Yurttaşın enerji tüketimi nasıl artırılacaktır? Yurttaşın gezme olanakları gibi karşılanmaları demokratik açılım hedef almalıydı. Karın doyurmayan kuru gürültü ve palavralar olmamalıydı!
Ve de demokratik açılım; üretimin-tüketimin, toplumsal paylaşanları içinde olmayan, bir durum olaraktan da söylenmektedirler. Örneğin, yurttaşın işsizliğin ne kadar azalacağı hiç söylenmemektedir. Ama birbirlerine sözlük alıp, sözlük vermekteler! Oysa bir Roma dili sözlüğü de çıkarsanız, size kimse bir şey demez. Bunlar öznel tüketimin satın alınmasıdır.
Bir ülkeyi, beraber kurmuş olmak; bir geri düzlemdi olan ayrılıkçılığın gerekçesi de olamaz. Her halkçı etnik yapı , ülkeyi beraber kurmanın mazeretini, kendi etnik ayrılıkçı etnikliğine gerekçe yaparsa, o ülke hem kurtarılmış, hem de yeni inşa ile kurulmuş olmaz. Bu mantıken de böyledir.
Bir yurt, dış saldırıya karşı birlikte savunulmuş ve bince yıllık girişmelerin diyalektiği ile, yurt kapsamındaki, toplumsal işleyiş unsurlarının düzenlenme ve paylaşımında da ittifaklar edilmiştir. Yani etnik olmanın düzey ve düzlemi bu bin yıllar içinde aşama aşama aşılmış bir ekonomik ve siyasi entegresel birliktirler.
Siyaset de, öznel olmayan; toplumsa üretim ve paylaşımın; tüketimdi yaşantı aşılan refahının siyasetidir. Ki her yeni üretim tarzınız, her yeni paylaşımların ve her yeni özel sosyal yaşantı aşmanın da, demokratik adımlarını ortaya koyacaktır.
Sanal ve soyut olan, sanal ve soyutta hakikattir. Reelde gerçeğe yaklaştıkça toplum içinde uygulanır. Oysa gerçekten uzaklaştıkça saçmadır. Bir Roma dilini ve Roma kimliğini halktı özel yaşamda yaşatıyor olmanızda, bu coğrafyanın demokratik kültür kullanımının toplumsal girişmeyen, sanal bir serbestlik hakkıdır!
Sosyal açılım; geçmişte aşılmış, sosyal değerdi kültürler üzerine çöken bir açılım mı olmalı? Yoksa yeni toplumsa üretimin ve paylaşımların, tüketimci bilim felsefesi ve teknolojilere dek olacak kültürlerin bileşeninde; yeni sosyal kültürlerin kesişmelerini mi ortaya koy malıydı?
Eğer bu bilinç düzlemi ortaya konmuşsa, demokratik açılım, bir toplumsal kazanımın sosyal tabanın tümüne ilişkin yeni bir anlaması, üzerinde olacaktır. Toplumsal bir refahtı pay, sosyal yaşama dek girişmenin, anlama mantık temeli üzerine oturtulan bir konumlanması ise, ancak o zaman demokratik açılımınız, söz konusudur.
Örneğin bir Roman açılımı nedir? Daha işin başında çuvallamaktır. Çünki; eğer bir Roman, toplumsal üretim zinciri içinde ise (ki öyle olmak zorunda) ve üretimde aldığı pay, haksız bir paylaşımın sektesine maruz kalıyorsa; zaten üretim zincirinin bir üreten emekçi elemanı olaraktan, o sahaya ilişkin örgütlü mücadelesinin içindedirler. Demokratik açılımınız, bir Romanın demokratik hayattaki rutin bir sosyal hak arayışı içinde olacak ise, bu açılımların ayrıeten ve özellikle Romanı, Roman olaraktan vurgulanmasının; hiç bir anlamı, icap etmez.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.