ANAHTARIM SAYESİNDE
Okumadan önce içinden 3’e kadar say ve sonra kendi bedeninden çıkıp hikayedeki kahramanın bedenine gir.
Güneş usul usul işliyordu bedenime yalnızlık her gün yüreğimde büyüyordu. Unutmak onu unutmak o kadar zor geliyor ki tıpkı güneşin doğmayı unutmadığı gibi ben de onu unutamıyordum. Hayattan tat alamıyor ve her gün ağlıyordum. Yüreğim onda kilitlenmiş gibi her gece dünden beter olmaya başlıyordu. Yaşamak yada yaşatmak ikisini de yapamaz hale gelmiştim. Taki o karşıma çıkana kadar. Kilitlenmiş kalbimin anahtarını bulana kadar. Başta dünyadan kopmuş yüreğim onun farkında değildi. Ama sonra anahtarımın söyledikleri onun farkında olmamı sağladı. Dedikleri şuydu::Sen insanlardan ve kendinden kaçıyorsun. Rabbimin sana vermediği birine kenetlenmişsin. Ölü gibi kimseyi görmüyorsun. Her gün her an acı çektiriyorsun kendine. Nefes alırken bile korkuyorsun. Sen kendinden ve hayattan, kırılmaktan korktuğun için kilitlemişsin yüreğini. Hiç aynanın karşısına geçip dışındaki sana değil de içindeki senle konuştun mu? Kaybettin diye kaç kere kendini sorguladın kaç kere hayatın sınav olduğunu anladın? Aynanın karşısına geçtim ve kafamdaki tüm soruları sordum. İçimdeki benin cevabı ’Güneş tüm Dünyadaki insanların acısına şahit oluyor bazıları Güneşin değersiz olduğunu bile söylüyor buna rağmen Güneş dünya yı ısıtmaktan ve aydınlatmaktan vazgeçmiyor. Neden sen sadece kendi acılarına şahit olduğun halde pes ediyorsun? Sen Güneş kadar güçlü değil misin? Sana geçmişini unut demiyorum. Zaten geçmişini unutan biri geleceğine yön veremez. Ben geçmişimi unutmuyorum ama onu bir toprağın altına beyaz bir kefenle gömüyorum. Ellerimi tutmak isteyen anahtarıma da ellerimi uzatıyorum. Şuan gökyüzünde özgürlüğünü almış bir güvercin gibi uçuyorum. Uçarken kafesin içinde yaralı bir kuşa rastlıyorum. Ona ellerini hayat uzatıyor vermek yada vermemek onun kararı.
Son bir söz daha hayat bir mücadeledir pes edersen ölürsün savaşırsan kazanırsın. Seninde kazanman dileklerimle…