Hüzünlü Bir Akşam
Daha mı koyu oluyordu hüzün kaplı akşamlar. Bilemediğim bir sıkıntı var yüreğimde. Nefes alışım zorlaşıyor birden, göğüs kafesimimin üzerinde sanki tonlarca ağırlık var. Ve ben altında eziliyorum. Dışarı çıkıp dolaşmaya dizim elvermiyor. Öyle demişti doktor altıncı ameliyattan sonra, ‘bundan sonraki ameliyat sadece protez takmak için olacaktır’. O yöne doğru hızlı bir gelişme var dizimde. Her ne kadar aldırmamaya çalışsam da beceremiyorum, olmuyor yürüyemiyorum.
Evde oturmaktan da sıkılmadım değil. Binbir türlü kararsızlıklar içinde her çeşit gelgitler var aklımda. Ne yapmalıyımların arasında dolaşan. Yazı yazmak güzel ama devamlı olunca da yoruluyorsun. Yaradılış olarak boş durmaya alışkın değilim nedense. Yapmak için birşeyler bulmalıyım. Sen de yoksun ya, sana gelirdim en azından. Biraz söyleşir anlatırdık oradan buradan öteden beriden. Olmadı mı olmuyor işte. Patlamak üzereyim haberin olsun. Yok yok böyle olmayacak dışarı çıkmalıyım herşeye rağmen. Topal karınca örneğinde olduğu gibi. Topal karıncaya sormuşlar arkadaşları ‘nereye gidiyorsun’ diye o da ‘sevgilime gidiyorum’ demiş. ‘Yol uzun sen dayanamazsın’ diyince arkadaşları, o da ‘olsun yolunda ölürüm ya’ demiş. Öyle birşey işte.
Dışardayım, ayaklarım ister istemez oralara doğru yürüyor. Seni beklediğim yere doğru. Hava da üşütüyor artık mevsimlerden sonbahar. Ben hazan mevsimi demeyi daha çok seviyorum. O renk çümbüşü içindeki yapraklar ruhumu dinlendiriyor. Sarı ve kahverenginin çeşitli tonları var yapraklarda. Kimileri henüz veda etmemiş dallarına, kimileride ayrılığı yaşıyorlar yerlerde sürünerek. Rüzgar ise onları sürüklemekle meşgul ayrılmak istemedikleri ağacın dibinden.
Yollar, tanıdık yollar beraberce yürüdüğümüz. Dere gene her zamanki sessizliğinde akmakta. Gece olanca karanlığını üstüne örtmüş doğanın. Karşıdan gelenlerin farkedilmeleri olanaksız ama sigaralarının ateşinden belli oluyorlar. Ağır vede aksayarak yürüyorum. Beraberce yürüdüğümüz dönüş noktasına kadar yürüyüp dönmeyi düşünüyorum, becerebilirsem. Tamam becerdim oraya kadar yürüdüm şimdi dönüyorum. Aklımdasım, acaba ne yapıyor diye düşünüyorum. Adımlarım yavaşladı yorgunluktan olacak. Caddeye kadar yürürsem yan taraftaki parkta oturmayı düşünüyorum.
Sokak ışıklarının gayet güzel aydınlattığı cadde ve sağındaki park önümde şimdi. Banka oturdum soluklanıyorum, yorulmuşum ama yalnızlığımı karanlıklarla paylaştığım için mutluyum. Dinlendikten sonra yalnızlığımı aralarına almış dört duvarıma doğru yürüyeceğim. Aklımdan çıktığını falan sanma yine seni düşüneceğim.