- 3901 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
YALANDIR TÜM DOSTLUKLAR !
Neden severiz kuşları ? Kedileri niçin okşar, köpeklere şefkat gösterir ve neden okşarız kuzuları ? Güvercinleri yemlemenin, martılara simit atmanın temelinde yatan sevgi midir ?
Annenin bebeğine gösterdiği sevginin aslı nedir ? Yoksullara, engellilere, acizlere acımanın altında yatan gerçek nedir ?
Ödül müdür vermek istediğimiz, yoksa tatmin midir almak istediğimiz ?
Anne, yavrusunu emzirmekle kimi doyurmaktadır ? Yavrusunu mu yoksa duygularını mı ?
İntihar etmek üzere olan bir insanı kurtardığınızda, az mı kabarır gururunuz ? Kurtardığınız insanın adına mı yoksa yükselen gururunuza mı sevinirsiniz ? Kim daha kazançlıdır ; kurtardığınız insan mı, yoksa siz mi ? Çektiği çilelerden bir anda kurtulmasına engel olduğunuz insana karşılık, siz ömür boyu o anın gururunu mu taşırsınız yoksa ?
İnsanoğlu, en bencil yaratıktır aslında. Yavrusunu sevmesi de, kuşları yemlemesi, yoksula acıması, acizlere yardım etmesi bile, aslında kendi iyiliği içindir. Kendi duygularını tatmin etme isteğidir tüm yapmaya çalışılanlar.
Size dost elini uzatanın gizli amacı, size değil kendine iyilik içindir.
Aşk yoktur aslında. Aşık olma duygusu vardır. Sevgi hiç yoktur, olmamıştır. Sever görünmek, kandırmak, sevdiğine inandırıp tatmin olmak vardır.
Dostluklar hep yalandır. Dost görünüp kandırmak, oyalamak, kendi duygularını tatmin etmek vardır.
Hiç bir şey değiliz bizler. Aşık değiliz, seven değiliz, dost hiç değiliz. Yaradılışımızda bize sunulan duygularımızı tatmin edebilmek için yemek, içmek, temizlik yapmak, uyumak gibi sevmeyi, aşık olmayı, dostluklar kurmayı da ihtiyaçlarımız olarak görüp, bu ihtiyaçlarımızı gidermek için de elimizden gelen çabaları gösteriyoruz.
Ne canlar yakıyoruz bu uğurda ! Ne insanları aşık olduğumuza, sevdiğimize, dostluğumuza inandırıyoruz, günahlarına giriyoruz. Biz insanlar ne kadar da çıkarcıyız ; öyle değil mi ?
Neden söylüyorum ki ben bu sözleri ? Niçin yazıyorum ki ? Filozof değilim, ehil bir yazar hiç değilim ! Öyleyse neden ? Neden yazıyorum ?
Yazıyorum ; çünkü, böyle bir ihtiyacım var benim ! Duygularımı tatmin etmeye çalışıyorum. Ekmek, su gibi, aşk, sevgi ve dostluk gösterisi gibi..Yazma ihtiyacı sunulmuş bedenime. Bu ihtiyacımı karşılamadığımda, açlık hissediyorum bedenimde, ruhumda. Sevmeyen, aşık olmayan, acımayan, yardım etmeyen, yemeyen, içmeyen insanların bedenlerinde, ruhlarında duydukları açlıktan hiç de farklı değil bu duygu..
Sevdim ben de bir zamanlar. Aşık da oldum. Acıdım aciz olana. Yem verdim kuşlara, balıklara. Kediler, köpekler besledim. Dostluklar, arkadaşlıklar kurdum.
Neyim ben ? İnsan olmak böyle bir şey mi ? Utanmalı mıyım, yoksa övünmem mi gerekiyor ?
Söyleyecek söz bulamıyorum ; sevdiklerime, aşık olduklarıma ve dost dediklerime...
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Siz bence kendinizi seviyorsunuz ve o yüzden icinizden geldigi gibi yaziyorsunuz.
Her bir düsüncenize dahi sahip cikabilmektir icinden geldigi gibi yazmak.
Bunu yapabilen insan sayisi cok az bence.
Bu kisinin kendisi ile dost olabilmesidir herseyden önce.
Kac kisi kendine dost ki ?
Yapmacikligi kalemine dahi yansitan insanlari taniyorum.
Sizde böyle birsey imkansiz ve ben o yüzden aslinda sizin hicbir yazinizi kacirmadan okuyorum hemen hemen.
Yüreginize saglik
Saygilarimla
hicbitmez tarafından 1/31/2011 4:57:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikret TEZEL
Umutsuzluğa düşmüş olan insanın ruh halini çok güzel yansıtmışsınız.
Bazen insan kendisini boşlukta hissediyor.Kendi kendisine sorgulama yapıyor.Ama yine de denize düşenin yılana sarılması misali tutanacak bir yılan bulmak zorundayız diye düşünmekteyim.
Aşk neymiş ya! Sağlıklı bir şekilde hava alabiliyorsak "enn güzel aşk" budur işte.Ben bu yaştan sonra böyle düşünüyom.
Gençliğimde aşık olmadığım kız kalmamıştı şimdi kendimi yalnızlığın kollarına atmak için çırpınıyom. Çocukların dertlerinden bir türlü yakamı kurtamıyom,valla.
Tebrikler Fikret'ciğim. Dükkanına gelmem yakınlaştı.Dikkatli ol;pirince taş koyarken yakalayacam seni:)))
Öptüm...
Yine dibe vurmuşsunuz...Oysa tutunmayı çoktan öğrenmiş olmalıydınız. Siz kesin yargıları olan, en az yetmiş milyon yerine bile düşünecek ve karar verebilecek kapasitesi olan bir insansınız. Söylediniz gibi insanlar elbette yok değil. Ama size hep böylelerinin rastlaması ne garip bir tesadüf. Yoksa siz herkesi "kötü ve zarar verici" olarak görüyor olmayasınız.
Saygılar.