- 1842 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
KARDELEN & KARÇİÇEĞİ
KARDELEN & KARÇİÇEĞİ
Mutlaka o irade buyurmuştur yer altında etrafına topladığı tüm çiçeklere.
- Duyduk duymadık demeyin. İçinizde az ömre razı olup buna karşılık dünya yüzüne ilk çıkacak çiçeğe; vefa, aşk, tutku, sevgi, sevda bol bol ihsan edilecektir, diye…
Bu teklifi duyan çiçekler bu vaatlerin ne anlama geldiğini bilmemiş ve ölçmemiş olmalıdırlar ki ağırdan alıp duymazlıktan gelmişlerdir.Bu teklife canı yürekten cevap veren, nazik yapraklı, nazlı, ince, zarif çiçek cevap verdi -ben... O irade, bu isteği kabul etti ve onu dünyaya ilk çiçek olarak yolladı.O kadarki, o nazikliğinin tersi bir güçle üzerindeki toprağı ve onun üstündeki santimlerle buzu ve karı delerek yer yüzüne doğru boy verip, el açtı göğe. Sanki dünyaya ilk gelenin kendisi olduğuna ayrıca şükür eder gibi. Onu gören sevgililer,aşıklar maşuklar, büyükler, küçükler, yaylalılar, ovalılar beyaz rengine bakıp hayranlıklarını gizleyemediler…
Mavi renkte olanlarına gıpta ettiler.Sarı renkte olanına öylece baka-kaldılar. Geldiği dünyadan gideceği vakti azdı ama, sevenleri öyle çoktu ki: ona, şiir yazan, türkü çığıranlar, ondan sonraki çiçeklere o anlamda yakınlık duymadılar. Onun dünyaya geldiğini duyan arılar, ilk tozlarını ondan aldılar.Ömrü yeten arı önümüzdeki yılda onu ziyarete geldi. Ömrü yetmeyen onu yavrularına anlata anlata bitiremedi.Yavruları onu ziyarete geldiler.Onu gören güneş, daha içten ışıklarını ona yollarken karları eritip, dünyaya yeni bir mevsimin müjdesini ona verdirdi.Cemreler onunla kavil verip; yere, göğe, suya düştüler. Bu nazik bahar müjdecisi çiçeğe görenler, nevruz çiçeği dedi; kar çiçeği dedi; veya kardelen çiçeği dedi.
Gerçekten de bu nazik ve ince çiçek o ilahi gücün temsilcisi gibi 5-15 cm kalınlığındaki buzları matkap gibi delerek dünya yüzüne çıkarken, bazen onun toprak dibindeki kökünden yiyenler olabilecek şifasına sığındılar. Bütün çiçekler, ondan sonra dünyaya gelme sırasını, toprak altında ızdıraplı anlarla beklediler.Sırası gelen, sırasına göre dünyaya merhaba ederken o dünyadaki sefasını çoktan bitirmiş, gitmişti. Onu sevenler, onun adını hiç unutmadan benzetmelerle, bir daha ki yılın nevruz ayı için hasretle ve sevgiyle , onu dillerinden düşürmüyorlardı. Böyle dillerde dolaşıp iyilikle anılma sevdasını yaşamak şansını bulan kar-çiçeğine veya kardelene ne mutlu.Onun bu denli sevilip anılacağını diğer çiçekler bilselerdi, sanırım ki dünyaya ilk yaprak açan, tohum saçan çiçek olmak sırasını kimseye kaptırmazlardı. Kısa ömürde sevgiyle anılmak, kar çiçeği kadar olmaya çalışmak düşünen kafa taşıyan insanoğluna çok anlamlı gelmelidir. Nede olsa sevgi şifreli sevenlerin yüreklerinde de böylesi çiçeklerin varlığına inanmak o irade sahibinin bilmeyeceği şey olabilir mi? İradesi sevgi olanın sevdasını çekene o iradesinden şüpheye düşmesi hiç olacak şey midir? Ne dersiniz?