- 803 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAM SORUNSALI
- ( Büyükçe bir kitap. Kürsüde durmaktadır. Kitap açıktır. Başına gelir okumaya başlar. Ölüler toplanıyorlar, mezarlarından çıkarak, sıraya giriyorlar.( kendi kendine ) Boy sırasına, yoksa en mi? Önemli değil. Göze güzel görünen bir biçimde sıralanıyorlar sadece.
- Ölüler göze güzel görünür mü?
- Yaşayanlar, çirkin olduğu müddetçe evet.
- Kimin karşısına çıkacaklar, neden bu itina?
- İtinalı olmalarından hareketle birisinin karşısına çıkacağı yorumunu yapmak ne aptalca. Sadece huzura çıkarken mi insanlar itinalı olurlar?
- Onlar insan değil ölü.
- İnsan ölüsü; bir zamanlar insandılar, ölmüş olmaları onların insan oldukları gerçeğini değiştirmez.
- ( Güler ) Ne gerçeği?
- İnsan oldukları gerçeği.
- Az önce yaşanlar diye nitelendirdiğimizi şimdi insanlar olarak mı nitelendireceğiz? Saçma
- Yaşadığını düşündüğümüz her şey insan değildir.
- Evet yaşamadığını düşündüklerimiz hiç olamaz.
- Sen kendini ne olarak nitelendiriyorsun, yaşayan mı, yaşamayan mı? Daha açık bir ifadeyle canlı mı cansız mı?
- Kendimi niye nitelendirme gereği duyayım. Ben benim işte. Bir ayrım yapma ihtiyacı duymuyorum.
- Ölü olsaydın?
- Yine ben olacaktım; insan, hayvan, bitki, bunlar bizler tarafından verilen isimler. Kimse gerçekte ne olduğunu bilmiyor. Fotosentez yapanlar bitki, geviş getirenler hayvan, düşünenler insan, bedensel bir takım farklılıklar, nedeniyle isim verilme gereği duyulmuş. Ama benim böyle bir ihtiyacım yok. Ne olduğum benim için önemli değil. Ölü olduğumda da ne olduğum önemli olmayacak. Kavram basit, ölü – canlı tek ayrım bu olmalı. Gerçi bu ayrıma da gerek yok ama bu konuda katı değilim kullanılabilir.
- Ölü olmayı ister miydin?
- Hayır, isteseydim ölürdüm.
- Bunun senin elinde olduğuna inanıyor musun?
- Elbette, boğazıma bir ip geçirip kendimi asarak öldürebilirim, yada bir silah kullanarak, bilemedin, bir sürü ilacı içerek, ölmenin çeşitli yolları var yeter ki iste.
- Bir çok insan ölmek istemiyor ama yinede ölüyor, buna ne diyeceksin?
- İsteyip istemediklerini bilmiyoruz.
- Mesela ben ölmek istemiyorum, ama öleceğimi biliyorum.
- Sen hastasın, sağlıklı bir insan değilsin.
- İnsan dedin(!)
- Ağız alışkanlığı…
- Bilinçaltı… Sağlıklı insanlarda ölüyor.
- Ölmelerinin bir gerekçeleri var ama. Kalp krizi, kanser, aıds, savaşlar, vesaire. Sonuçta öleceklerini biliyorlar.Biri savaşa giriyorsa sonunda ölebileceği ihtimalini bilerek giriyor, biri aıdsli bir kadınla ilişkiye giriyorsa, sonunda öleceğini biliyor, yada biri sağlığına dikkat etmiyorsa ölmek istiyor demektir.
- Ölmek insanın kendi elinde yani. Peki, sağlığına çok dikkat eden, ölmemek için gereken her şeyi yapan biri ölmeyecek mi? Sağlıklı bir çok insanın tıpta nedeni henüz belirlenemeyen sebeplerden öldüğü biliyoruz.
- İyi ya, kendi ağzınla söylüyorsun, nedeni henüz bilinmeyen sebepler, yani her ölümün bir nedeni var, bilinmese de, demek ki o nedenlerde bilinip çeşitli önlemler alınsa, kimse ölmeyecek.
- Kendini kandırıyorsun. Herkes ölecek, bir gün sen de öleceksin?
- Bahse var mısın?
- Varım ama öldüğünde senden bir şey alamayacağım için, bir anlam ifade etmiyor.
- Ölmezsem alırım ama.
- Ben ölmek istemiyorum. Senin de ölmeni istemiyorum.
- Senin için yaşamak çok mu önemli?
- İnanamayacağın kadar.
- Gümüşten daha mı değerli?
- Değerli.
- Altından?
- Değerli.
- Pırlantadan?
- Değerli.
- Niye?
- Değerli işte... Bilmiyorum, bunu hiç düşünmemiştim.