AKIL YOKSUNU, KENDİNCE HAYALİ KAHRAMANLARA
Kaç gün kifayet eder akıl yoksunlarına. Kaç gece ibrettir ölümün varlığına.
Bir anlamsız savaşın silahşorları karşımda. Serde delikanlılık var. Bir anlamaktan yoksunluk, bir anlatmaya acziyet. Aptal bir didişme, havayı germe. Benlik, kibir, enaniyet zamanları yeniden. Bu kadar iddialı bir emeklilik hikayesinin yalan olduğu o kadar aşikâr ki yaptıklarına bakılınca. Yaptıklarına baktığında toy delikanlıların bile uğraşmayacağı boş işlerin peşinde görmek yetiyor yaşını tahmine. Uğursuz bir çıban gibi sürdürüp gidilen can sıkıcı bir tepeleş oluş. Rahatsız etmenin keyif veren kısmı var mıdır? Olmasa devamı gelmez böyle sırnaşıklılıkların.
Muhabbetin alası edeple gidenidir. Muhabbetin edepsizi er veya geç kendi aslını aşikâr edecektir elbet nasılsa. Tıpkı bırakılan lüzumsuz internet postaları gibi. Edep kişinin aslının asaletinin göstergesidir.
Kartvizite lüzum duymayan insanlar tanıdım. Ben şuyum ben buyum demeye lüzum hissetmeden baktığınızda bilirsiniz ne kadarlık bir kılık olduğunu. Bir adam kendini gizliyorsa yüzü yoksa karşınızda sadece sözleriyle sizi bir yerlere sürüklemeye gayret ediyorsa bir defa değil çok defa düşünmelisiniz ne kadarlık biri olduğunu. Gizlenecek bir şeyleri olmayanlar saklanmayacaklar sizden. Bir zamanlar bir adam tanımıştım. Adamın dürüstünü gözünü kaçırıp kaçırmamasından tanırım diyen. Kendimi düşündüm sonra. Hiç kimseden bakışlarımı kaçırmadığımı bu sebeple bu kadar patavatsız çok zamanda ukala bulunduğumu gördüm sonra. Patavatsızlığa diyecek bir şeyim yok zira uzun zamandır doğruyu söylemenin cesaret isteyen bir yalakalık karşıtlığı olduğuna kaniyim. Ukalalığa gelince aslı akıl olan bir iltifattan başka bir şey algılamıyorum bu yakıştırmayı duyunca.
Devler ve cüceler. Kibrinin esiri olmuş insanlar. Aynaları düz aynalardan değil besbelli. Tümsek aynalar takmışlar kendilerini izleyecekleri zamanlara. Düz aynalarda kendilerini gördüklerinde, gördükleri boyutları yetmemiş belli ki kendilerine. İlle de olduğundan büyük görmek hoşlarına gitmiş. Kendi dışlarındaki herkesi cüce görmek onları biraz daha kibre sürüklemiş.
İçi dolmayan felsefeler geliştirmişler hâsılı konuşacakları kısıtlı birikimlerinin tatminsizliği belki de sağa sola huzursuzluk rahatsızlık vermeye kalkışmalarına sebep. Uyduruk oyunlarında “oldum” zannederek tüketilen ömürleri yakışmış üzerlerine. İçlerinde çürükler, dağılan çürük kokuları ve kurdukları hayali kahramanların içlerinde kendilerini buluşları.
Ahhh zaman, ne kadar kıymetlisin oysa ki. Bomboş zihinlerin, içi dolmaz sohbetlerinden uzak durmak ne doğru bir karar. Anlamaktan yoksun hastalıklı zihinlerden, öğrenmeyi kibrine kurban etmiş insanları defetmek ne kadar isabetli bir yaklaşım.
YORUMLAR
Zaman gerçekten burada bütün çirkinliğiyle tasvir edilen tiplere harcanmayacak kadar değerli...Ama yüzlerce -binlerce tecrübeden sonra bile bu tür çiğlikleri görünce insan ilk kez karşılaşmış kadar sarsılıyor haklı olarak...Bu kadar boş-ucuz insanın yaratılmış olmasının hikmeti ne ola ki? Kaleminize bu tarz kullanmak ihtiyacı duymadan, esenlik içinde yaşamanızı temenni edrim...Bu kalemi böyle meşgul etmenin vebali bile yeter anlayana...Tebrikler..
İçi dolmayan felsefeler geliştirmişler hâsılı konuşacakları kısıtlı birikimlerinin tatminsizliği belki de sağa sola huzursuzluk rahatsızlık vermeye kalkışmalarına sebep. Uyduruk oyunlarında “oldum” zannederek tüketilen ömürleri yakışmış üzerlerine. İçlerinde çürükler, dağılan çürük kokuları ve kurdukları hayali kahramanların içlerinde kendilerini buluşları.
Çok güzel bir deneme yazısı örneği olmuş,akıcı cümleler,harika örneklemeler,real hayattan alıntılar,
sanki montaigne'nin "Denemeler"inin veya "Gothe Der ki" isimli denemeler gibi güzel tat ve haz veren duyurucu bir yazı olmuş,
Yazarın üslubunun özgünlüğü cümlelere yansımış,cümleler zaman zaman şiir gibi akıcı ve derin anlamlı olmuş,
Tebrik,takdir,selam ve saygılarımla nice güzel yazılara efendim..
vayyy aşırı bir kızgınlık ve haketmişlik var yazının ardında...
bazen çok bekleriz kendılerını düzeltmelerı ıcın karsımızdakılerı, bazen de sabrın taştığı noktadır yeter artık dersin..
her dedıysen dogrusundur bilirim...her geçen gün seni okumak daha da keyif veriyor bana...
bakıyorum yazının havası elektrıklı ve bana yüklüyor tüm negatıfını ..aman ha kış kış..
anlayana sıvrısınek saz, anlamayana davul zurna az...
kimi zaman dönüşü olmayan yola girilir ve bazen çatalla ayırır kişileri ...
gün güzel aslında bakmasını bilene ...
sevgım ve saygım sana ve satırlarına güzellığım...
kucak dolusu sevgılerımle...
candan selam ve sevgilerim olsun uzakların zerresine.
muhatabı kendini iyi bilecektir. kafasında kurduğu hayalin cüce kahramınından başkası değildir.
zavallılığı bugün son haliyle yeniden gözlerimin önündeydi, aslı asaleti aşikar oluverdi, haketti yazdık.
o ve yakın uzak ilgilileri ile ilgili yapacağım yegane uygulamam devam edecek.
"Engelle"
asran tarafından 11/2/2007 11:48:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili Asran can ,
bir cok sey yazma istedim ama benim yazdigim zerrece sözler vardir .. fakir bir adam iste öyle karalamis dersiniz ..
A)
Ey insan!... Ayna gibi gerçekleri söyle... Terazi gibi doğru tart...!
****
B)
Cevherse elinde olan, odur sana ebediyyen baki kalan..!
****
C)
Büyük elbiseler içinde durdular…
Hiç görünmediler.. kayboldu cüceler..!
buraya yakisir mi bilmem ama koymak istedim ..
denizler kadar engin .... daglar kadar yüce selam olsun uzaklarin zerresinden .............
sevgimle ...............
_ZERRE_ tarafından 11/2/2007 11:53:02 AM zamanında düzenlenmiştir.