- 903 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Maskeli Tavuklar...!
Yiyeceklerimize bir hal oldu.
Ne olduğunu bizde anlayamadık ama.., birşeyler oldu.
Misal yumurta yemiyorum artık, içinden Dioksin çıktı!
Biri ile geçen konuşurken, döndü bana :
- Yumurtadan Dioksin çıkmış. dedi...
- Dioksin nedir ki? diye sormaya kalmadı, hemen omuzunu silkti, az düşündü..
Ulema gibi tek kelime ile işi bitirdi:
- Zehir!
Hani iyi ki demiş, demese idi kesin zehirlenirdim ben. Yani ben yumurta yiyorum zannederek, aslında intihar ediyor ettiğimi bile fark etmeden, öbür dünyayı boyluyor olacaktım. Ucuz atlattık!
Delikanlı adama gölge düşürür hem bu tür ölüm. Düşünsenize, Şeytan soruyor öbür dünyada:
- Bu genç nasıl öldü?
- Dioksin yemiş!
- Vallaha mı? Dioksin nedir la?
- Zehir!
- Vah vah....İntihar etmiş hemi?
***
Mangal’da eti cok severim ya, kesin bana gıcıklık olsun diye o etleri zehirlemişlerdir.
Bir ara Deli dana çıktı ya, yani danalar delirdi. Her kurban bayramın da yüzbinlerce koyunun kesildiğini görünce, artık dayanamadılar...
Deliri verdiler hayvancağızlar.
Çarçabuk et yemenin zararlarından bahs etti Medya.
Bizde ne yiyeceğiz diye gözümüzü şöyle gezdirirken, komşunun tavuğuna ilişti gözümüz.
- ee bende tavuk yerim, dedim.
On tavuk yedik yemedik, bir kuş gribi çıktı başımıza.
İşin aslını sorarsanız, bence tavuklar numara yaptı. Yani aslında hasta değillerdi ama hasta numarası yaptılar. Çıkarları başka idi velakin veterinerler numarayı yemedi.
Onlar tavuklara bir an sinirlenince, hep bir ağızdan:
- tiz tüm tavukların kellesi vurula, ferman bizimdir, diye bağırdılar.
Hatta o kadar cok kızdılar ki, tavuk kalmayınca ellerine geçen her kuşun kellesini vurdular.
Kuşlar Padişahı Anka bile korktu kaçtı...
Ton balığıda yiyemiyorum, yunus balıkları ölüyorlarmış.
Domates oldu müzelik, içinde zehir felan varmış.
Üzümde yemeyeceğiz, ilaçlıyorlarmış.
Sonrasına, peynir yağ hiç yenilmemesi gerek, şişmanlatıyor imiş!
Cholesterin de cabası!
Meğer köylüler yüzyıllardır kendilerini zehirliyorlarmış da, haberimiz yokmuş...
Geçen isyan ettim, daha doğrusu başımı şu yana bir yasladım, bizim uyuza şöyle ters ters bir baktım. O da korktu hani bakışımdan, ki birden kekeleyerek sordu:
- Mus.. Mustafa, niye öyle ba.. ba.. bakıyorsun?
- İnsan eti zehirlimidir acaba? diye sorunca yanımdan kalktı 45 cm öteye oturdu.
Kendisini yiyeceğim zanneti zaar...
Canı sağolasıca, zaten birşey yiyemiyoruz, açlıktan öleceğiz diye korkuyoruz..
Tutmuş bana kitliyor:
- Mustafa bey, dördüncü aya kadar 10 kilo vereceksiniz!
- nee 10 kilomu? Yahu etme tutma, kurbanın olayım, ben kilo felan veremem.
- Beni ilgilendirmez, o kilolar eriyecek diyorum!
- Yahu sanki çok birşey yiyorum da...İki dilim ekmeği çok görüyorsun ya, pes!
- Duygu sömürüsü yapma! O göbek yok olacak!!
- Ağlarım bak!
- ERIYECEK dedim!
- ühüüü
Hayır yani şuna üzülüyorum.
Sayın Siyasetçi amcalar ve onlara kul köle olan bilim adamları!
Sizin "şu zehirli bu zehirli" demenize gerek yok ki...
Sayeniz de zaten alamıyoruz. Yani insanlar aslında aç.
Hele hele utanmadan birde orta da"Vitamin çok önemli" demiyormusunuz, hani insanın içinden bir ses:
- Ağzının üstüne iki patlat, Patlıcan gibi gözü morarsın, Vitaminin alasını yemiş olur, demiyor değil hani!
Biraz ayıp olmuyormu, Medya’da:
- Sakın şunu yemeyin, bunlar zehirli! demeniz.
Buldukta yemedik sanki!
Kasap et derdinde, koyun can derdinde misali birşey.
Sanki hergün Padişah sofrasında, bir kuş sütü eksikte..Yeme diye çalım satıyorlar.
Biz zaten yiyemiyoruz, asıl siz yemeyin.
Mazallah, boğazınızda felan kalır...
Mustafa Çelebi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.