SUSKUN KARANFİL!
Alınyazım mı? Hep susuz kalmak sevda çölünde... Kana kana içmek mi? Yalnızlığı gecenin kör vakitlerinde. Ruhumun azapları dökülürken tenimden boşluğa doğru. Geriye gözyaşı bırakır uçuruma yuvarlanan hayaller... Ayrılık renkli çiçekler açar, Gönlümün bengisulara hasret bahçelerinde.
Mevsimleri karıştırır oldum bugünlerde. Ha yaz gelmiş, ha kış gelmiş fark etmiyor artık! Çünkü sen olmayacaksın biliyorum. Ölmeden sırat köprüsü geçilmez ama Ben daha şimdiden geçmeye çalışıyorum.
Sevgilim üzülme, suskun karanfilin yok artık, olmayacak bundan sonra... Aşkımla yaralanmış bir ceylana döndün, süzüldün güleç yüzlüm. Ne ceza versen haklısın bu delikanlı çocuğa! Öfkeyle alsan da eline silahı biliyorum vuramazsın. Çünkü senin en tesirli kurşunun tomurcuk güldür benim için.
Oysa ayrılığın beni yıkacak diye korkuyordum gül tanem. Şimdi ise gidişinle bile diriltiyorsun kalbimi, yeşertiyorsun kokusu sadece sevgi kokan çiçeklerimi...
Hasretin kurumuş yaprakları bile üzerine basılınca yakıyormuş insanı... Kurutulmuş gül mevsiminde yaşamak kolay değilmiş? Git başımdan rüzgâr; neden hep acıları savuruyorsun bana, bıkmadın mı yoksa sevgiye susamış kalbimi inletmekten. Lütfen biraz sus; başımı dinlemek istiyorum. Biraz olsun gülmek istiyorum...
Hayatın donduran ayazında; serinlemeyi, rahata ermeyi çok görme bana. İsyankâr umutlar üretmek kaderim olmamalı. Bu gençlik okyanusunda batmamalı, yâre kavuşma ümidim. Anılar çalmamalı sevincimi, rüyalarımı...
Yarınlara kalmalı biraz olsun gülüşlerim. Haklı değil miyim? Yüce Rabbim!
24.03.04.
Hüseyin Özbay
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.