HANGİ SORUYU SORMALI İNSAN ?
HANGİ SORUYU SORMALI İNSAN ?
Yaşanılanlardan kaçarak kurtulmaya çalıştığımız bir dünyada da; emir kipleriyle başlayan, ünlemlerle devam eden ve soru işaretlerine ramak kalmışken, bir anda el freni çekilmiş bir araba gibi susmayı başardığımızdan bu yana, insanlığımızdan çok şey yitirdik…
Sokakta ürkek adımlarla ilerlerken bir an durun ve insanlığın sesini dinleyin!...
İçindeki çocuğu yitirmek üzere olan akranlarınızı fark edeceksiniz….
Ve şansınız varsa;kollarınızı yeniden sıvayıp yitirdikleriniziz bulmak üzere yola devam edeceksiniz..ama nasıl ?
Hepimiz yaşamlarında bir soru olmalı mutlaka….ya da bir soru’n…noktasını-virgülünü,hatta konuştuğun dili hiç kimse anlamasa da hep yinelediğin,döne döne cevabını aradığın hatta uğruna yandığın-kül olduğun bir soru olmalı…cevabı bulmak için biraz serinkanlı olmaya da gerek yok aslında,soruların yakınlığında ya da uzaklığında da değil yanıtlar…
Bir insan ömrünü neye vermeli mesela, ya da insan nasıl sevmeli ülkesini? Bunca pisliğin, rezaletin ortasında kendindeki insan yanı ortaya çıkarabilmek için hangi yöne bakmalı?
Gecekondu bir çocuk düşleyin,yıkılmak üzere olan bir binanın tam orta yerinde enkaz yığılı gözleri ile size bakarken;bir eliyle kendisini yakmayı göze almış anasının elinden tutarken,ona yaşamın tomurcuklarında verdiğini açıklayabilecek bir cevap bulabilmek için;hangi soruyu sormalı….
Davranış bozukluğunun bir gelenek halini aldığı ülkemde insanlar neşe içinde bir futbol fanatizmi yaşarken, havaya sıkılan kurşunlardan, daha yolculuğunun ilk durağındaki bir bebenin balkonda uyurken öldüğünde örneğin, hangi soru gelmeli aklımıza…
Açlıktan ve sevgisizlikten esmerleşmiş bir delikanlının sırtındaki teneke kutularını satmaya götürürken, son model bir arabanın altında kaldığında, güya adına devlet büyükleri dediğimiz sahsi-itlerin olayı örtbas etmek için taktığı maskelere tükürmek istediğimizde…
Sokaklarımızda yalınayak gezen çocuklarımız ve ömründe bir kez olsun rahat yüzü görememiş babalar varken, her birimizin evinde olmazsa olmaz televizyonlarda son model cep telefonu ile “işte hayat budur kardeşim” diyen aptal insanlarla karşılaştığımızda…
Kendilerine yabancı bir dille,ne ve kim için küfürler yağdırdıklarını da bilmeden,ağızlarından köpükler saça saça ;yürekleri kadar genç çocukları düşüncelerini açıkladıkları için linç etmeye kalkanları gördüğümüzde..
Bir sorusu olmalı insanın hayata karşı …..
Yanaklarına annesinin rujunu allık niyetine kullandı diye cinnet geçiren bir babanın kızının kafasına kurşunlar yağdırdığında ve ekranlarda önemsiz bir haber gibi izlemeye alıştığımızda… ve üstelik para karşılığı “oğlum erkek oldu amcası” dediğini duya duya,bile bile hangi soru gelmeli aklımıza..
Kadınların besili hayvanlar gibi yetiştirildiği, ürkek adımlarla paranoyaklaştırıldıklarında, tecavüze uğrayan kızların tecavüzcüleri ile evlenmek zorunda bırakıldığında, katledildiklerinde...
Tüm bu olanların karşısında,içimizdeki çocuk ağlamaya başladığında olanca gücümüzle onu pataklayıp yaşamaya çalışan yanlarımızı katlettiğimizde..
Hangi soruyu sormalı insan kendine…..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.