BİRLİK BERABERLİK
Son günlerde ülkemizde birlik beraberlik adına birçok söylemler ve eylemler gerçekleştiriliyor. Bu söylem ve eylemler, sokakta haykırışlar, yürüyüşler, teröre lanet çığlıkları, ilk önce işadamlarının ön palana çıktığı maddi yardımların bir anda seferberliğe dönüşmesi gibi birlik ve beraberlik örnekleri veriliyor.
Bunlar önemli duyarlılıklar, fakat işin buraya kadar gelen sürecinde bu insanlar, kendi aralarında kendi birlik ve beraberlikleri adına ne yapmışlardır. Ne kadar vatandaşlık görevini yerine getirmişlerdir, hakka hukuka ne kadar saygılı davranmışlardır. İnsanların hak ettiklerine direnen, insanları, din, dil ırkı yüzünden, varoş,şehirli, köylü, cahil, diye ayıran bu anlayış yaptıkları bağışlarla mı birlik beraberlik mesajı vermeye çalışıyor.
Askerimizle sivilimizle 30 bin insanımızın hayatını kaybettiği, 84 yıllarda basit gibi gözüken ve gittikçe büyüyen bu gelinen noktada birçok yanlış hesaplar, yanlış yönlendirme, yanlış anlama, anlaşılma, yanlış politikalar ülkemizi dışarıda ve içerde bir çok olumsuzluklara gebe bırakmıştır.
Bundan faydalanan hatta rant sağlayanlar bile olmuştur. Başta dış güçler diye nitelendirdiğimiz oluşumların içerisinde içerden kimler yer almıştır. Bunları tespit etmeden yapılan mücadele şimdiye kadar ne sonuç vermiştir, şimdiden sonra ne verecektir.Aksine hep çıkmaza sokmuştur. Yapılan maddi yardımlar sönen ocaklara mum ışığı bile olmaz. Onların derdi para değil ki. Giden can, onların bıraktığı öksüz yavrular, dul eşler, anneler babalar.
Buna hangi paranın gücü yeter. Yer, mevkii, makam, kimlik, kişilik, maddi gücün verdiği rahatlıkla yapılan yardım ve söylemler yerine insana insan gibi muamele, hakkını verme, hakkına tecavüz etmeme, vatandaşlık görevini tam manası ile yerine getirme, insanlara saygılı davranma bunların birer ilacı değilmidir.
Öyle bir karmaşaya girildi ki değmeyin gitsin. En basitinden bir iş verirken veya alırken “memleket nere hemşerim” le başlayan yarar, yaramaz anlayışıyla bakılan bir yerde birlik beraberlikten nasıl söz edilebilir ki. Kendi içimizde bile aynı sınırlar içerisinde hemşehriclik yaparken, adam ayırır, kayırırken sokaklarda nara atarak, para toplayarak bu gidişi düzeltmek çok zor gibi gözüküyor. Adam makam sahibi olur, halkın parasıyla maaş alır halka hava atar. İşveren halkın sırtından para kazanır, halkı küçümser. Devlet memuru bulunduğu konuma göre devletin verdiği yetki ve görevi cezalandırıcı gibi kullanır, esas görevi olan halkın hizmetkarı olduğunu unutur. Sen kendi haklarını kullanamazken onlar herkesin hakkını birden kullanır.
Adalet, yasa, kanun bürokrasiden, zenginden,siyasi güçten yanadır. Bunlar böyle olurken birlik ve beraberlik adı altında göstermelik ve geçici çözümlerin dışarısı farkında.Bununla bir yere varılamayacağı alenen açıktır, böyle hareketler başka şeylerin önünü açar, çözümsüzlük üretir. Ben insan ve insanlıktan yanayım, kimseyi savunmuyorum. Bu ülkede siyasi başarı adına Din,bayrak, Atatürk kullanılmıştır, bu nedenle hepside özelliklerini yitirmek üzeredir. Birlik ve beraberlik yapılacaksa bunların adına yapılmalıdır. Dinimize dinler ekledik, bayrağımızı oraya buraya asarak yıprattık, Atamızı tartışa tartışa putlaştırdık,hal böyle iken birlik ve beraberlikten söz etmek doğrumudur sizce.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.