- 776 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
VAR MISINIZ ?
Geçmişte çok büyük bir coğrafyaya hükmetmiş, koca bir İmparatorluğun mirasçılarıyız. Gerek Tarihî, Coğrafî ve gerekse doğal kaynaklar ve nüfus olarak önemli bir kapasiteye sahibiz.
Öyleyse bu gün, Dünya’nın sayılı ülkeleri arasında güçlü ve refah olmamız gerekirdi. Oysa gerçek bu değil. Bizden çok sonra savaştan çıkmış Almanya, iki tane atom bombası yemiş Japonya, karınca sürüsü gibi bir nüfusa sahip olan Çin bize açık ara fark atmış durumda.
Tembel bir halk mıyız ? Şansız mıyız ? Beceriksiz miyiz ?
Yoksa , kötü mü yönetiliyoruz ?
Bence, sonuncusu en önemli etken. Yıllardır kötü yöneticilerin başımıza gelmesinden dolayı kaynaklarımız, iş gücümüz iyi değerlendirilmiyor, gelirlerimiz de hakça paylaşılmıyor.
Kimler geliyor başımıza ? Aslında, görünürde kendimiz, özgür irademizle seçiyoruz onları.
Meclistekilerin bir araştırmasını yapsak ; ne kadarının hakkında adi suçlardan soruşturma dosyası olduğunu çoğumuz biliyoruz galiba. İnsanlar, her türlü yolsuzluğu, hırsızlığı, dolandırıcılığı yapıp, böylesine kirli paraları kullanarak / dağıtarak seçim kazanıp, dokunulmazlık zırhına da kavuşarak başımıza geçip bizi yönetiyorlar. Böylelerinden, hak,adalet, dürüstlük beklemek ne kadar gerçekçilik oluyor sizce ?
Siz de çok duymuşsunuzdur : Dokunulmazlıkların kaldırılması defalarca gündeme getirildi. Fakat hepsi de sonuçsuz kaldı. Galiba birilerinin işine gelmiyor.
Şimdi yakında yine genel seçimler yapılacak ülkede. Yine birileri pusuda bekliyor. Türlü hırsızlıklarla, dolandırıcılıklarla, kaçakçılıklarla vb. kazandıkları paraları kullanarak önce aday olacak, sonra da meclise girip, dokunulmazlık zırhına kavuşarak bizleri yönetmeye kalkacak !
Gelin kendimizce bir karar alalım. Duyurabildiğimiz kadar sesimizi duyuralım. Kürsü dokunulmazlığına itirazımız olmasın. Fakat, adi suçlardan yargılananlar, dosyaları olanlar için dokunulmazlıklar kaldırılmadıkça, sandık başına gidip oy kullanmayacağımızı duyuralım.
Hangi görüş ya da partiden olmamız önemli değil. Başımıza hırsızların, eşkiyaların, kaçakçıların, dolandırıcaların gelmesine engel olmak için, gücümüz yettiğince sesimizi yükseltip, adımlar atalım.
Sağcı, solcu, dinci, şeriatçı, sosyalist, komunist, milliyetçi, ırkçı...kim olursa olsun ! Fikrini dürüstçe ifade eden, namuslu insanlardan, yöneticilerden hiç kimse, hiç bir ülke zarar görmez.
Şimdi var mısınız ? Kürsü dokunulmazlığı hariç, her türlü adi suçlara ait dokunulmazlıklar kalkmadıkça, sandık başına gitmeyip, oy kullanmayacağımızı, elimizden geldiğince yapacağımız eylemlerle göstermeye, sesimiz çıktığı kadar haykıracağımıza söz veriyor musunuz ?
Ne dersiniz ; sessiz kuzular gibi olup, birilerinin bizi okşayarak yemlemesini, semirdiğimizi görünce de kesip bir güzel afiyetle yemesini, postumuzdan da kürk yapmasını bekleyelim mi ,
Yoksa insan olduğumuzu hatırlayıp, insanlığın onuruna yakışır şekilde davranıp, haksızlıklara, hırsızlıklara, sömürüye karşı onurumuzla mücadele mi edelim ?
Ben, bütün kalbimle ’ Kuzuluğa hayır, insan olmaya evet !’ diyorum.
Elimden geleni yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum !
Ya siz ?
(Dokunulmazlık dosyalarının 48’i AKP, 22’si CHP, 5’i DTP ve 1’i de MHP milletvekillerine ait.)
Fikret TEZAL