- 515 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Allah'ın İpine Sımsıkı Sarılmak
İnsanın yaratılış amacı, yalnızca Allah’a kulluk ve ibadet etmektir. Bir imtihan mekanı olan dünyada apaçık düşmanı şeytan ve onun sözcüsü olan nefsinin bencil tutkularının ardına düşmemek, Kuran’ı yalnızca okumak değil, ayetlerini yaşamak inanan insanın samimi kulluğunun gereğidir. Tüm bunları yaparken müminin tek ve en önemli dostu, onu karanlıklardan nura çıkaracak olan Rabb’imizdir. Ve “… bizi müslüman olarak öldür." (A’raf Suresi, 126) diyerek dua eden bir mümin, ancak Allah’ın ipine sımsıkı sarıldığında, O’nun dosdoğru yolunda ayakları kaymadan yürüyebilecektir.
İnanan insanlar her durumda Allah’ın ipine sımsıkı sarılırlar. Sımsıkı olması için insanın biraz zorlanması, canının yanması gerekir. Asılı bir ipe sıkıca tutunmak insan için gerçekten kolay değildir, zorlayabilir, insanı yorar. Ancak yorulmanın ardından Rabbimiz kolaylık verecek, müminin bütün ağırlıklarını üstünden kaldıracaktır.
İman eden insan, bu ipe tutunurken arada darbeler alır, sarsılır. Bu, insana, ipine asılmış bir örümceği hatırlatır. Allah’ın sonsuz ilmiyle yarattığı kusursuz bir tasarım olan örümcek ipi de, tutunurken aldığı her darbede çok kısa bir süre döndükten sonra tekrar eski halini alır; örümcek bu nedenle uzun süre sallanmaz. İşte inanan insanın sarıldığı ip de tıpkı örümceğin ipi gibidir, sarsılma süresi kısadır. Yaşadığı bu zorluklar Allah’ın Kendisini hatırlatmasıdır. Samimi mümin zora talip olmaktan çekinmez. Çünkü zorluk zamanları Allah’a duyulan sevgi, aşk ve bağlılığın en güzel ifade edildiği zamanlardır. Allah, mümin kullarına taşıyamayacağı yükü vermeyeceğini vadetmiştir ve samimi mümin zahiren zor görünene taliptir.
Dünya hayatındaki imtihana Kur’anî bir bakış açısıyla yaklaşan insanın yaşamında karmaşa, zorluk, sıkıntı ve çözümsüzlük yoktur. Allah’a inanan ve Kuran’a tabi olan bir insanın inandığı kesin doğrular vardır. Bu doğrular, inanan insanın vicdanını devreye sokarak Kuran ahlakına uygun kararlar almasına yardımcı olur. Kısacası bu insan, yaşamının her anında Kuran’ın gerçeklerinin etkisi altındadır. Zorluk durumlarında Rabbimiz’in Kuran’da emrettiği ahlakı yaşadığı ve Allah’ın ipine sarıldığından, en zor imtihanları ve en büyük sorunları kolayca aşar.
Zorluk zamanları, ”Sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü’minlerle; "Allah’ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah’ın yardımı pek yakındır. (Bakara Suresi, 214) ayetiyle bildirildiği üzere imtihan anlarıdır ve kararlılıkla sabredenler ahirette karşılığını alacaklardır. İşte yaşadığı zorluklar, Kuran’daki doğruların bilincinde ve her olayın kendisi için hayır içerdiğinin şuurunda olan mümine huzur ve mutluluk verir. Ancak zor anlarında Allah’ın ipine sarılmayan ve Kuran gözüyle bakmayanların yaşadıkları olaylar mutsuzluk, keder ve sıkıntı nedeni olur.
İnsanın en büyük düşmanı olan şeytan, Allah’ın dosdoğru yolunda pusu kurar ve inanan insanları Allah’ın yolundan alıkoymaya çalışır. Bu sinsi düşmanın müminler üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur; gücü müminleri saptırmaya yeterli değildir. Ancak yine de şeytanın taktiklerine, vereceği telkinlere karşı her an teyakkuzda ve şuurlu olunmalıdır. Allah’ın azabından kimse emin olamaz. Kuran’da, şeytanın insanlara her yönden yaklaşacağı tehlikesine, "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın ." (A’raf Suresi, 17) ifadesiyle dikkat çekilmektedir. Bu nedenle her insan imanını korumak için Allah’ın ipine sarılmalı, O’na sığınmalıdır. İmtihan anı geldiğinde de, onun Rabbimiz’den geldiğini anlayıp, daha da sıkı sarılmalıdır.