- 759 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
O PARK
Bankta ne zamandır oturduğumu bilmiyorum. Tertemiz havayı ciğerlerime çekiyorum.Soğuk var ama ben üşümüyorum. Hava kararmak üzere; sokak lambaları da sırayla yanmaya başladı… Masalsı, sihirli bir görüntü var şu anda. Kar yağmaya başladı. Önce minik atıştırmaya başladı; sonra büyüdü kar tanecikleri… Karın farklı bir kokusu vardır. Beni sarhoş eden, kendine has bir koku… Işık huzmeleriyle kar tanecikleri, bilinmeyen müzik nağmeleri ile dans ediyorlar. Hissediyorum, görüyorum…
Bakışlarım çocuklara kayıyor, anne ve babaları da var… Koşturuyorlar parkta… Hakları, onlar çocuk… Çıkış kapısında mısırcı var. Kazanın kapağını açtı; buhar yükseldi, soğuk havayla karıştı,bütünleşti… Mısırcı da üşümüş olmalı, ellerini ovuşturuyor,müşteri beklerken. Arada bir mangalın közünde ısıtıyor ellerini. Az ötede bir iş hanı var. Yürüyen merdivenleri var. Biri iniyor,biri çıkıyor. Yolcuları bakmıyor birbirine. Sinema salonu da var… Bitiş saati olmalı… Bir çift sarmaş dolaş girdi parka. Yeni sinemadan çıkmış olmalılar. Romantik bir şekilde bakıyorlar… Elleri kenetlenmiş, sıkı sıkıya… Ah o eller, hiç ayrılmayacak sandığımız o eller… Biz ayrıldıktan sonra…
Onu kar yağarken, tesadüfen tanımıştım. Belki de kar mevsimini o yüzden seviyorum. Bilinç altıma yerleşen bir sevgi olmalı… Kopmuş, uzaklaşmış olmama rağmen yıllardır hatırlarım yaşadıklarımı. Telaşla evime gitmek için hızlı bir şekilde yürüyordum. Sadece ben vardım sanki sokakta. Kar iyice hızlanmış, zaman zaman tipiyi andıran hızla yağıyordu. Hava kararmak üzereydi. Geç kalmıştım.Yoldan geçtim. Kaldırıma adımımı atacağım sırada, nereden geldiğini anlayamadığım bir araba çıktı karşıma. O anda dondum kaldım yerimde. Hiçbir şey yapamıyordum. Bir an her şey yerini değiştirdi. Havadaydım, sessizce, şaşkınlık içinde seyrediyordum. Silikleşmiş görüntüler vardı gözümün önünde…
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Başımda o vardı. Yakışıklıydı. Korkuluydu. Uzun boyluydu. Yosun yeşili gözleri, siyah saçlarıyla dikkatimi çekmişti. Bana çarpan aracın sahibi olduğunu öğrendiğimde; şaşırmıştım. Oysa, beni o şekilde bırakıp; kaçabilirdi. Kaçmamıştı…
Aşık olmuştum. Aşkın sadece tanımını biliyordum o güne kadar… Görüşmeye başlamıştık. Onsuz vakit geçiremiyordum. Hep aklımdaydı.Adı dilimde, gözleri gözlerimdeydi onsuz zamanlarda. Bir araya geldiğimizde, ikimiz vardık sadece dünyada. Onsuz geçmeyen zaman, onunlayken akıp gidiyordu insafsızca…
Sevdiğini anlamak için gözlerinin içine bakıyordum. Gözler, yalan söylemezdi. Seviyor diyordum içimden. Her şeyimle onun olmuştum. İnsanların değer yargıları, çevre baskıları umurumda bile değildi. Gözlerim kör, kulaklarım da sağırdı. Dostlarımdan uzaklaşmıştım onun uğruna. Onunla ilgili uyarıları önemsemiyordum. Bizi kıskandıklarını düşünüyordum.
Son zamanlarda çok değişmişti. Sevecenliği gitmiş; agresif bir kişiliğe bürünmüştü. Kırıyordu beni. Sevdiğim adamı tanıyamıyordum. Bakışları, buz dağı gibiydi…
Benden gizlediği bir şeyler vardı; bilmemek çılgına çeviriyordu.Açıklama istediğimde de hırçınlaşıyor, yaralı bir hayvanın bakışlarını görüyordum gözlerinde…Soğuyorduk git gide.Koptuğumuzu hissediyordum.
O geceydi… Karşıma geçti. Soğuk bir ifadeyle “ Bitti… Her şey bitti. Seni sevmiyorum artık. Bırak peşimi, arama, sorma, ağlama,sızlanma. Zayıf kadınlardan hiç hoşlanmam, nefret ederim. Sadece bir maceraydı seninle yaşadıklarım. Tıpkı senden öncekiler gibi. Yaşandı ve bitti…”
Koşarak evden sokağa fırladım.Ağlıyordum. Yanımdan geçen insanlara aldırmadan. Yıkılmıştım. Gururumu, onurumu, her şeyimi onun uğruna ayaklar altında paspas gibi çiğnetmiştim. Canım çok yanmıştı fakat onunlayken mutlu da olmuştum. Hayat; buydu işte… İyi günlerin yanında; kötü günleri de yaşayacaktık…
Bir daha karşılaşmadım onunla… Her kar yağışında; yüreğimde bir burukluk, derin bir acı hissetsem de; bu mevsimi ve karı seviyorum. Aşk, acı verdiği için değerliydi. Kim bilir, belki yine sevmeyi, sevilmeyi başarabilirim.
Karşıdaki banktan gelen sesle kendime geliyorum. Az önceki gençler, kavga ediyorlar…Aşk işte…
YORUMLAR
SEVGİ DE NE YAZIKKİ GÖZLERİMİZ KÖR OLUYOR BİZ KADINLARIN OYSA ERKEKLER İÇİN HEP BEYİNLERİNDE ALTARNETİFLER OLDUĞU İÇİN DAHA İYİSİ DAHA GÜZELİ DERKEN KIRDIKLARI YARALADIKLARI KAPLERİ ÜZERİNE BASA BASA ÇEKİP GİDEBİLİYORLAR...DURU KAR TANELERİ KADAR TEMİZ SAFLIKTA OLAN DUYGULARIN İFAEDE EDİLİŞİNİ GERÇEKTEN SEVİYORUM...KALEMİN DAİM İLHAM KAYNAĞININ IŞIĞI SÖNMESİN SEVGİLERİMLE..
Ahmet Ümit'in Kar Kokusu kitabını anımsattı bana ilk satırlar. O da çok güzel bir kitaptı.
Kar yağmasına rağmen mısırcının hala tezgahının başında olması benim gibi mısır delisi insanlar için ne büyük lütuf...Ama malesef buralarda eylülden sonra mısırcı olmuyor. Kestaneci falan kaplıyor mısırcıdan kalan gölgeleri...
Sonuna kadar büyüsünü götürmeyi başarabilen bir öykü. Bağlantılar güzel kurulmuş. Anlatım romantik...
Ne dikaktimi çekti biliyor musun, sanırım birine daha aynı şeyi söylemiştim, sitenin kahramanları hep yeşil gözlü:) Her tasvirde bir yeşil göz var neredeyse. Dikkat et sen de fark edeceksin. Demek ki en edebi gözler yeşil. Demek ki benim Allaha ir kez daha şükretmem lazım:))
Gecenin bu saatinde okumaktan keyif aldığım bir çalışma.
Kısaca 10 puanı haketti yazın.
Sevgilerimle Nermin Abla...
aynur engindeniz tarafından 1/22/2011 12:41:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ne kadar basit değil mi?
“ Bitti… Her şey bitti. Seni sevmiyorum artık. Bırak peşimi, arama, sorma, ağlama,sızlanma. Zayıf kadınlardan hiç hoşlanmam, nefret ederim. Sadece bir maceraydı seninle yaşadıklarım. Tıpkı senden öncekiler gibi. Yaşandı ve bitti…”
Bu insanlık mı? Onun için gözyaşı dökmeye değer mi?
"Hayatımda yoksun artık" demek bu kadar kolay mı? Kimilerine göre çok kolaymış canım. E o zaman "sevgi" bunu neresinde?
Yüreğine sağlık canım, yine okunası bir öyküydü...Her daim sevgimlesin...