MEKTUP GİBİ BİRŞEY…
MEKTUP GİBİ BİRŞEY…
Bazen, yazarken yazdığım yazıları yanlış anlaşılabilinir diye tereddüt ettiğim çok olur…
Ama inan yazdığım zaman aklımda hiç kimse yoktur… Sadece manzarayı umumiye vardır…
Ve ona dair düşüncelerim…
Kafamda hep yöneticilerin yapabilecekleri, yapamayacakları isterlerse çok güzel şeyleri yapabilecekleri sorun olur…
O yöneticilerde bizden biri oldukları halde neden daha iyi şeyler yapmak için çalışmazlar diye düşünürüm… Geçmiş tarihimize baktığımız zaman nerde ne zaman daha çalışkan, zeki, becerikli yöneticiler görev yapmışsa orda mutlaka iz bırakmışlardır…
Aksi olduğu da mümkün tabi şimdi; 100 yıl önce Diyarbekirli Ziya Bey (Gökalp soyadını sonradan almıştır), 28 Haziran 1909’da Peyman gazetesinin ilk sayısında yayınlanan "Diyarbekir nasıl bir vali ister" isimli makalesinde ne tür bir vali, bürokrat profili çizmiş!...
"Diyarbekir’e vali olacak zatın yalnız hüsn-i niyyet sahibi, müstakim, faal olması kâfi değildir. Azm-i hürriyetperveride tamamen mücahid (hürriyet yandaşlığında mücadeleci) ve iğfalata kapılmayacak (aldanmayacak), telkinata kulak asmayacak, suretde basir ve dekaayikşinas olması da muktezidir (Etki altında kalmayacak, ileri görüşlü ve prensip sahibi olması gerekir). İcraatı esasiyyeye hasretkeş olan Diyarbekir Vilayeti, masa başında evrak havalesiyle idare olunamaz. Kazalarda, sancaklarda, nahiyelerde gözle görülecek, elle yapılacak çok işler vardır.
Bu intizamsız ülkeye vali olacak zatda kuvvetli bir yürek, kuvvetli bir beyin, kuvvetli bir pençe mevcut olmalıdır. Öyle bir yürek ki, havfu gazab (Korku ve kızgınlık) yerine muhabbetle meşhun (Sevgi ile dolu), Öyle bir beyin ki, i’tiyat ve taklide bedel fikr-i ibda’ile (Yaratıcılıkla) münevver. Öyle bir pençe ki, tereddüt ve tehalüke mükaabil (aceleciliğe karşılık) azmi kat’i ile mücehhez (kesin karar sahibi) bulunsun. İşte Diyarbekir böyle bir vali ister."
Tabi ifade edilir ki, Ziya Gökalp, bu yazıyı kaleme aldığı dönemin Diyarbekir Valisi ile çatışması üzerine bu makaleyi kaleme almış ve paylaşmış. Sözümüz herhangi bir ilden azadedir (Diyarbakır da dâhil), kimse üzerine alınmasın.
Bunu okuduğum zaman dikkatimi çekti diye paylaşmak istedim… Vali geçtiği için ve de O dönemin valisiyle çatışmaya girdiği için böyle bir makaleyi kaleme aldığı rivayet olunur… Benim bizim valiyle ne karşılaşmılığım nede çatışmam vardır…
Yaklaşık 100 yıl önce yazılmış bir makaleyi bu gün okuduğumuzda aklınızda geçenleri görür gibiyim…
İşte olay bu dermişim bende… Halk arasında hemen herkes şu sözü duyar “nerde o eski vali, kaymakam, başkan, müdür, hatta başbakan” …Hatta Keban da biz çöpçü Ali için deriz nerde Çöpçü Ali gibisi?
Neden 100 yıl öncesine göre yüzlerce kat imkanlarımız gelişmişken hala o eskiyi yad eder-ararız bilmem…
Bunu bizler sormalıyımız kendimize…
Ya da boş verip geçmeli miyiz?
Onu sizin takdirinize bırakıyorum!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.