Sen...
Bazısının yaşam amacı sendin ve onlar sensiz yaşayamazdı.. Gülerken senin içindi tebessümler.. Ağlarken ise sanaydı gözyaşları..
Kimisi için özlemdin, kimisi için hayal.. Kimisi için geçmiştin, kimisi için gelecek.. Senin için her kimse, sen herkes için sendin.. Tek bir ortak noktası vardı herkesin, o da sendin..
Ve kimisi içinse ağır bir bedeldin sen, seni yitirdiğinde.. Çünkü yitirilmişsen, bu yitirilen sen demekti.. Yitirilen sensen, ve bir kez görülmüş sen, bu yitirme en çok görmemekti..
Ve sen gidince herkesi sana benzetmişti kimisi.. Kimisi sensiz Züleyha oluvermişti sen Yusufken.. Kimisi aşk demişti sensizliğe.. Herkes ağlamıştı ama, İstanbul ağlıyor demişti.. Kimisi de herkesin görmek için can attığı İstanbul’u bile, sensizlikte gözleri kapalı dinlemişti.. Beden neyse de, bu yorgun kalp gözler kapalı olsa da dinlenmemişti.. Hazır dinlenmemişken kalp, sessizliğin sesini dinlemişti.. Çığlık çığlığa boğulduğu kimsesizliğin sandığı sensizliğin.. İşte o zaman anlamıştı kalbim, senin de kimsesizliğin sebebi bir senin vardı..
Yani ki gittiğinde herkesi benzettiğin bir sen de senin için vardı, aslında artık yoktu ve şimdi sen de sensizdin..
Yani ki herkesin bir seni vardı, aslında artık yoktu ve şimdi herkes sensizdi..
Herkesin bir seni vardı ama, sen için söylenenler hep aynıydı ve en çok söylenen de sensizdi.. Yani kimsesiz...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.