Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
nurullahözkılıç
nurullahözkılıç
@nurullahozkilic

KALEM USTASINI TANIMAZ

15 Ocak 2011 Cumartesi
Yorum

KALEM USTASINI TANIMAZ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

976

Okunma

KALEM USTASINI TANIMAZ

Allahü Teala’yı biz nasıl biliriz? Biz Allah’ı öyle biliriz ki: Allah ezelidir, ebedidir, mekân ve zamandan münezzeh ve müberradır. Allahü Teala kemal sıfatları ile muttasıf, noksan sıfatlardan münezzehtir.

Marifetullah, Allah’ı (cc) bilmektir. Allah zatı ile bilinmez, sıfatlarının tecelliyatı ile bilinir, esmaları ile kâinata tecelli eder. Eşya ve kâinat baştanbaşa Allah sanatının bir numunesi olarak ayna hükmündedir. Allah’ın kudret ve kuvvetini yansıtır, Allahü Teala, sıfatlarının cilvesi tecelli etmiştir.

Onun için Şair:

Ayinedir bu âlem, her şey hak ile kaim,
Mirat-ı Muhammed’ten Mevla görünür daim.

Mikro âlemden makro âleme kadar tefekkür penceresinden kâinata baktığımız zaman her şey lisan-ı hali ile Allah hakikatini haykırır.

Yine şairin:
Varlığın bilmeye ne hacet küre-i âlem ile
İspatına yeter yarattığı bir zerre bile.

Ancak Allah zatı ile bilinmez, Allahü Teala’nın zatı hakkında düşünülmez. Zira insan bu aklı ile Allahü Teala’yı kavrayamaz.

Ziya Paşa’nın dediği gibi:

İdrak-i maâli bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez.

Hz.Musa’ya Cenab-ı Hakk’ın: “Beni göremezsin.” Buyurduğu gibi. Allah’ın perdesi nurdur. Hz. Musa (as), Cenab-ı Hakk’ın perdesi olan nura bakınca kendinden geçti, bayılıp yere düştü. Allahü Teala’yı Sevgili peygamberimiz Miraç’ta görmüştür. Kabe kavseyn makamında bu şerefe nail olmuştur. Bazı tefsir âlimleri bu görüşme dünya gözü ile değil, ahiret gözü ile görmüştür, demişlerdir.

Buradan şunu anlamalıyız ki insan, dünya gözü ile Allah’ı (cc) göremez, idrak edemez.

Bir kalem düşünelim, bu kalemi yapan bir usta, bir sanatkâr vardır. Kalem, kendisini yapan sanatkârı tanıyabilir mi? Elbette tanıyamaz, bilemez. İşte insan da Cenab-ı Hakk’ı tanıma, kavrama noktasında bir kalem gibidir. Kendisini yaratanı tanıyamaz.

Bu hususta Sevgili Peygamberimiz(sav) Efendimiz: ”Allah’ın yarattıkları hakkında tefekkür ediniz, zatı hakkında tefekkür etmeyiniz, helak olursunuz.”

تَفَكَّرُوا في خَلْقِ اللهِ وَلا تَفَكَّرُوا في ذاتِ اللهِ فَتَهْلِكُوا

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kalem ustasını tanımaz Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kalem ustasını tanımaz yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KALEM USTASINI TANIMAZ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.