Çağdaş Olmayanları Cennete Sokmuyorlar...
İtiraf ediyorum, bazı insanları görünce daha doğrusu yazdıklarını okuyunca ve konuşmalarını duyunca bazen çok gülüyor, bazen üzülüyor, bazen acıyor, bazen ….
Ben çağdaşım ve bu ülkenin insanlarının çağdaş olmasını istiyorum diyor…soruyorsun :
Çağdaşlık nedir ?
Kime göre çağdaşsın ?
Ölçü nedir çağdaşlıkta ?
Çağ dışılığın ölçüsü nedir ?
Sen ne yaptın da çağdaşım demek senin hakkın oldu ?
Eğer mesele zaman ise aynı zamanda yaşıyoruz, çağdaşız yani…
Eğer mesele kullandığın teknoloji ise belki çağdışı dediğinin elinde daha iyi imkanlar mevcut
Eğer mesele savunduğun fikirlerse savunduğun tüm fikirler bu çağın fikirleri değil en az iki-üç yüz yıllık ve çoğu bu ülkeye ait değil bu ülkenin çıkarımları değil…
Eğer mesele yaşadığın hayat ile ilgiliyse hani eğlence çeşitliliği,mekanları vs herkes aynı şeyleri yapmaktan hoşlanmayabilir
Eğer mesele yaşadığın hayattaki seçimlerinse /mesela içki…balo…dans…flört…evlilik dışı çocuk sahibi olmak…nikahsız yaşamak…batıyı her şeyiyle hedef - ulaşılması gereken medeniyet saymak…vs vs / herkes senin kadar geniş ! olmak zorunda mı ? Belki de midesi kaldırmıyordur…
Eğer mesele Avrupa standartlarına ne kadar yaklaşılıp yaklaşılmadığı ise o zaman da millet kendi atalarının çizgisinde yürümeyi seviyor diye onları suçlu bulacak değiliz ya…
Avrupanın tekniğini elde etmek yerine neden o tekniğin milli olanının yapılmadığı hatta o tekniğin üzerine çıkılmadığını sorgulamak daha tutarlı değil mi
Eğer mesele Aydınların fikirleri doğrultusunda yaşayıp yaşamamak ise aynı aydınların !!! abd mandası için İsrail uşaklığı için nasıl uğraştıklarına bakmak yararlı olmaz mı…
illa kendi müziğimizi bırakalım ve senfoni mi dinleyelim çağdaş olmak için
yada cinsel organlarına özel vurgu yapılmış heykel mi satın alalım
yada çamurda kadın mı güreştirelim (ama ya adam eşini kızını ananı da güreştirmeye kalkarsa bir gün !!! seyretcen mi ? )
Dinlediğin müzik mi seni çağdaş yapan...okuduğun kitaplar...beğendiğin ressamlar ...uğraştığın hobiler...giydiğin elbiseler...okuduğun okullar...tuttuğun ! partiler...bayraktarlığını yaptığın ideolojiler...gittiğin tatil yöreleri mi...
Nedir bu işin ölçüsü ama önce üzerinde ittifak edilen tanımı nedir
bir de hangi çağda nasıl olunması gerektiğini kim belirliyor kim karar veriyor –en ciddi sorun bu sanırım- Benim kendi keyfimce seçtiğim yaşantım birilerinin kurallarına hislerine fikirlerine vs vs uymuyor diye Onlar çağdaş olan ben olmayan mı oluyorum...
Atalarının bir çağ kapatıp bir çağ açtığı bir milletin torunları çağdaşlık derken neden bahsediyor…düşünülmeli...
…biliyorum
çağdaşlık derken tüm ölçüsü tüm çizgisi tüm yapıp ettiği batıya göre ayarlanmış bir insan profilinden bahsediyor…
fikri başka olanı
zikri başka olanı
hissi başka olanı
yönü başka olanı
giyimi başka olanı
okuduğu başka olanı
inancı başka olanı aşağılaması hatta bu tiplere dayanamaması kin dolu olması bu yüzden
ama git sevdiğinin kapısında havla deyince de gitmiyor…
Siz bir de aydınlıktakiler / karanlıktakiler…ilericiler / gericiler tariflerini görün…parmaklarınızı yersiniz…valla…
YORUMLAR
Razi kardeşim. Bu güzel ve samimi yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de herkesin bir çağdaşlık anlayışı vardır. Adam içki ve kumar oynamayı çağdaşlığın bir gereği sayarken, bunlardan uzak kalanları karanlığın bekçileri olarak niteliyorlar. Çağdaşlığın en güzelini insanlar İslam ile yaşarlar. İslam'ı gereği gibi yaşayabilsek, gerçek çağdaşlığın ve medeniyetin ne olduğunu çok rahat anlayıp, anlatabileceğiz. Esas çağdaşlık, toplumda düzeni bozmadan, kişi hak ve hürriyetlerine saygılı, bilimi takip etmektir. Birilerinin çağdaşlık dediği, batının kokuşmuş yaşam biçimleri değildir. Saygılar.
46