- 2508 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PATÖLOJİ-PSİKOLOJİ(PATLAYAN ÖĞRENCİLERİN LOJİSTİK PLATFORMU VE PSİKOLOJİSİ)
PATÖLOJİ-PSİKOLOJİ
(PATLAYAN ÖĞRENCİLERİN LOJİSTİK PLATFORMU VE PSİKOLOJİSİ)
***Bizim kendi bölümümüzle ilgili (patoloji) bir skecimiz var***
Preparatların hazırlanışı:
(Öğretmen dersi uygulamalı bir şekilde anlatırken):
-Evet arkadaşlar doku geldi
-öncelikle tesbitini yaparız
-Dehidre ederiz yani sudan kurtarırız. suyu en iyi alkol alır yani alkolle sudan kurtarırız
-sonra Şeffaflandırırız yani alkolü uzaklaştırırız
- daha sonra parafine gömeriz,yani muma gömeriz
-kesit alınır ince bıçaklarla yani mikrotomlarla
-boyama yapılır en iyi boyama tekniği hematoksilen-eozindir
-son işlemimizde kapatmadır
Doku Artık teşhise hazırdır.
(Der öğretmen ve devam eder):
Arkadaşlar doku gelir gelmez formaline konulur ve doku takibinde ortalama bir gün bekletilerek işleme devam edilir.
(Bu arada bizim Hilminin telefonu çalar ve arayan babası):
H.B.-oğlim napisen
H.-heç babi preporatlori inceliyem
H.B.-ofarin uğlim ofarin nedir bu preporot
H.- babi preporat demek,tespit demek,dehidre demek,şeffaf demek,parafin demek,kesmek demek,boyamak demek,işte her şeyden önce dokuyu formaline koymak demek.
H.B.-lo o nadir
H.-formalin demek gül kokan anamın kokusu gibi kokan bir su demek babi
H.B.- ofarin uğlim seninle gurur duyirem
-H. babi sen beni neden aradin
H.B.-oğlim bizim kaç koyin vordi
H.-babi vallaa bi 76 baş vordi
H.B.-hep sen bakidin ya ondan bilmirem
H.-tamam babi hoca geliyi ellerinden öpirem.
(Diyip telefon kapanır)
(Köşebaşında annesiyle konuşan feride göze çarpar)
(Galiba annesi ona yemek tarifleri veriyor eee ana yüreği bıraksan bu yaşta altını bile temizler)
(Tabi bizim feride bir elinde telefon bir elinde de kalem yazdıkça yazıyor bu yemek tarifinden çıkıp ya anne nasihatleri ki hiç sanmam onları yazacağına ya da roman yazıyordur.)
(Ders biter herkes evine gider ve gecenin bir vakti evde Cevdet amcasının yanında ders çalışmaya çalışan ve amcasıyla birlikte yaşayan Orhan.)
(Cevdet amcada içkicinin teki ve günün her anında ayyaşın biridir.)
C.A.-bere cigerim ne çalışon sen öyle
O.-amca bu doku takibini kavrama çalışıyorum
C.A.-ver hele keni şu defteri
-doku takibi: bir parçayı al, iki tespit, üç sudan kurtar, dört alkol ile şeffaflan dır hııı hıh işte olay budur
O.-ne oldu amca
C.A.-hele sen koş bana bir 70lik getir gel bakayım sana bunu en iyi şekilde anlatayım
O-eminmisin amca
CA-kene hösücünmü koş getir gel ha bide yarım kilo et,
(Amcası Orhanın arkasından bağırır)
C.A.-eti kasap hayatiden getirme o üniversite ve hastanelerde kalan artık doku örneklerini dükkanına getirip satıyor.
C.A.-sen kasap Nuri den getir o günlük kesim yapıyor yani sağlam çocuk onda hayati gibi kokmuş et satmıyor.
(Orhan gelir amcası mangalı yakmış, mezeleri hazırlamış yani tam bir çilingir sofrası hazırlamış.)
(Artık o ders doku takibinden çıkar, kendini gecenin ilerleyen ve kafanın hoş olacağı ortama doğru ilerliyor.)
C.A.-amcası orhana:hele cigerim şu defteri bana ver de oradan bakıp takip sırasına göre sağlam bir teşhis yapalım der.
1-parça alma: parçayı şöyle alıcın önce ön aşama olarak iyice terbiyeleyicin yani soslayıcın ve sos tam kıvamında olacak fiksasyona koy dediği şey budur.
2-tespit: parçayı şöle eline alıcın bu parçaya buçağı öyle bir yerden vurmalıyız ki dilimler kalıp gibi simetrik olsun.
3-sudan kutarmak: eee haklı mangalın üstüne koyunca su süzer ve pişiremeden mangal söner.ya helal olsun hayati hocanıza bu işten iyi anlıyor galiba oda eskilerden olması gerekiyor.
4-alkolden kurtar: haa hah işte bütün iş bütün incelik buradadır yegen ver hele şu şişeyi ben bu konularda hayati hocandanda daha hassasım bunun içinde dereceli dublelik bardaklarım var
C.A.-yigen hazır ol şimdi sana bu işin bel kemiğini yani bu işin pelvis kısmını öğretiyim tabi bu iş Halil hocanın işi ama neyse ben sana öğretirim Halil hocanında yükünü hafifletmiş olurum. Sana bir soru alkol nasıl hazırlanır?
O.-amca 1hacime 9hacim
C.A.-cigerim yanlış biloon alkol 6hacim rakı 4hacim su. işte alkolden kurtarmak öyle bir şey sana öğle olduğunu kim söyledi
O.-hayati hocamız bize öğle öğreti
C.A.-vay be hocam öğrencilerine senin gibi sek içmelerini mi öğretiyorsun.
5-parafine gömme: hele cigerim ekmeği ver bakalım :etleri aldın ekmeğin arasına sırasıyla dizip gömeceksin
6-kesit alma: işte bak bu işlemi en sonunda yapacağız hocan yanlış yazdırmıştır.
7-boyama: yani bu işlem süsleme gibi bir şey şimdi cigerim şu hazırladığımız zerzevatı ver hele,dokuyu parafine gömdük yani mangalda iyice pişirdiğimiz etleri ekmeğin arasına iyice dizdik ondan sonrada zerzevatı da onun üzerine iyice yayıp bir şekil yapacağız olay budur
8-kapatma: haa bak işte buda önemlidir işin bittiğinde ekmeği iyice kapatacan ki etle zerzevat etrafa taşmasın.
C.A.-Artık bundan sonra geriye kalan iş bu hazırlıkların hakkını verme,
C.A.-şu bardağıda getirde sende bi kadeh doldurda bu doku takibinin sonucunu beraber görelim.
C.A.-haa hah al bakalım yigen hadi şerefine
O.-amca bu işlem sonuç verene kadar bize bir türkü sölesene.
C.A.-yigen ben seni hiç kırarmıyım tibikide söylerim
(o anda Cevdet amca neşat ertaştan-cahildim dünyanın rengine kandım-adlı parçasını okur)
*Türkü biter, amcası derin bir hüzne ve derde kapılır.
Bu türkü cevdet amcaya ölen eşini hatırlatır çünkü eşinin vefatından sonra Cevdet amca kendini içkiye ve hayatın anlamsız boşluğuna bırakmıştı: aslında kendisi iyi şiirler,türküler,hikayeler,ara ara kendi hayatından alıntı olan skeçler yazar ve sadece biricik eşine çaldığı bir enstürman yani saz çalıyordu.(amca bey eline sazı alı ve şunu der)
C.A.-bu parca benle feridemin parçası,keşke bir güç olsada şu kapıdan içeri girse ve bu ikimizin olan türküyü beraber söylesek.
(der ve zülfü livaneliden yiğidim aslanımı çalmaya başlar ve içeriye parçaya eşlik etmesi için onun eşi gelir,şarkıyı beraber okurlar,parçanın bitimindede onun yazdığı bir şiiri okur.)
GECENİN ISSIZ KARANLIĞINDA SESSİM GİDER UZAKLARA SEN BENİM SESİMİ DUYMASANDA YİNEDE BAĞIR SEVGİLİM BEN SENİN SESSİNİ DUYARIM YÜREĞİM YANSA DA . . .
(efkarlanıp ardından onun yazdığı bir dörtlük daha okur)
---SON BAHAR MELTEMLERİ ESİYOR,AKAN GÜNÜN ARDINDAN,
VE PAÇALARI YAZ YAĞMURUNDAN KALAN ÇAMURLU BEDEN,
BİR SES TINISIYLA ÜRPERTİYOR İÇİMİ İÇTEN İÇE,
SÖYLE YALNIZLIK NERDEDİR YÜREĞİ YUMRU EY OZAN,
GEL SENİ SENDEN BENİ BENDEN KURTAR EY OZAN . . .---
(ardından bir şiir daha okur çünkü geçmişi aklına gelir bu içkili hayatın insana zarar ve günahtan başka hiçbir şey vermediğini fark eder aksine sahip olduğun her şeyi elindeki ve yüreğindeki bütün değerleri yıkmaktan başka bir şey değildir.)
(Birden yiğeni orhana döner ve. . .)
C.A.-Yiğen ben 18yıldır kendimi kaybetmişim neden kaybettin diye soracak olursan unutayım diye içkiye başladım ama unuttuğum ve kaybettiğim tek şey sahip olduğum bedenim ve beni var eden saf,duygusal değerlerim.
C.A.-sen hazır kendini bulmuşken bu değere sahip çık ve eline geçen bütün imkan ve şanslarını iyi değerlendir.
C.A.-sana benim yazdığım bir şiirimi okuyumda ne dediğimi daha iyi anlarsın.
---Törpülenmiş hayatımın vazgeçilmez anılarıydı yaşanan o güzel yıllar
Yaşamın engin mavilikleri arasında bulut denilen beyazlar üstünde
Hızlı ve yarınını düşünmemekçesine uçuyordum
Uçuyordum nereye savrulduüumu bilmeden
Ve savruluyordum kendim bile hayatın hangi engeline takılacağımı bilmeden
Kentin zifiri karanlığında ve hayatın manalaşan bakışları arasında,
Sadece hayaliyle paylaşıyordu yalnızlığını,
Çünkü hayalinde AYDINLIĞA kavuşma umudu vardı,
Ama nerden bilebilirdi ki:
AYDINLIĞIN HAYALİYLE KARANLIKKTA ÖLECEĞİNİ . . . ---
(diye okur ve orhana döner)
C.A.-yigen bide zor olan nedir biliyormusun
-nedir amca
C.A.-ben 18 yıl öncesine kadar ünlü patologtum evet ünlü patolog prof.dr.cevdet karaali ama şimdi kendi mesleğimle bile alay edecek kadar düştüm.
C.A.-rutin doku takibini soframa meze yaptım sen bana bakma yigen.
Sen hayati yüksel,m.nuri açık,Halil şimşek ve diğer hocalarının öğretiyi gibi öğrenmeye çalış ve Türkçeni de en az Cemil Turgut hocan gibi konuşmaya çalış.
C.A.-Aslın da o kadar çok şanslısın ki çünkü derslerine giren bütün hocaların altın değerinde onların ve bu bulunduğun yerin kıymetini iyi bil yigen iyi bil. . .
(der ve hüzünlü bir şekilde sazını eline alır aşık Veysel Şatıroğlu dan uzun ince bir yoldayım,ne ağlarsın benim zülfü siyahım,mavilim mavişelim adlı türküleri art arda çalmaya başlar)
(ve türküler biter sazını bırakır ve şöyle der)
---hayat öyle bir şey olması gerekiyor dünün, bu günün ve yarının. Dilerim hayata her daim umutlu ve mutlu gözlerle bakma dileğiyle---
---insan ya geçmişine bakıp tarihini yaşayıp tarihte kalıp aydınlığına karanlık tutacak yada geleceğine mutlu ve umutlu gözlerle bakıp yaşamayı bilip karanlığına aydınlık tutacak---
---ve dilerim aydınlığın hayaliyle karanlıkta ölmezsiniz---
TEŞEKKÜR EDERİM
BULUT HASKİOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.