- 872 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EVET.
Yazılmayanı yazmak...söylenmemiş olanı söylemek her yazarın hayalidir. Daha önce hiç bilinmeyeni ortaya çıkarmak.Bende yazıyı yazmak için klavyenin tuşlarına bakarken hangi harfi tuşlasam diye düşündüm bir süre... önce başlık aradım yazıma sonra yazmadan başlığını bulamayacağımı anladım yine.Nedir daha önce söylenmeyen? Aşk,ölüm,nefret,intikam,mükafat,ceza...vs... nedir ne yazabilirim güzel bir kış gününde üşümeye az kalmışken.
Konuyu ruhumda yatmakta olan en büyük acının belirleceği aşikar çünki her zaman acı duygusu daha baskındır bende, çok istediğim beni sevindiren bir olay en fazla birkaç saat hükmünü sürer , oysa acı senelerce çıkmaz bilinçaltımdan.
Daha önce söylendimi bilmiyorum ama, ben bugün varoluşumuzun sırrını açıklamak istiyorum tabi kendi penceremden görebildiğim kadar... insan aslında var değil bir varoluş mücaadelesi içindedir... yani galu bela dan itibaren bir kendini ortaya koyabilme, ifaade edebilme verdiği sözün arkasında durabilme mücadelesinin tam ortasında bir yerde yani dünya denen imtihan meydanında bir görünüp bir kaybolmakta.Görüntüyü ebedileştirmenin acısı aslında tüm yüreklerde gizli olan.Tüm korkularımızın yegane nedeni.Kendime baktığımda bana acı veren herşeyin içinde biraz ayrılık hüznünü hep bulmuşumdur.Aslında görmediğimizin hasretini görünen birkaç surete yüklemenin çaresizliğini yaşıyoruz.Halbuki perde kalktığında ve gerçek ayan beyan göründüğünde ne kadar başkalaşacak herşey.. ve garip olan o perdenin kalkacağını düşünmek bile ürkütüyor bizleri... evet varolma mücadelesi varlığımızı ebedileştirme gayreti hepimizin asıl gayesi.. kimisi saadeti kimisi bedbaht olmayı gerçekletirip geçici bir ayrılıkla sonsuz buluşmayı hakedip terk-i diyar edecek.Hepimizin aralıklara dile getirdiği bir duygu vardır hani arkadaşımıza, kardeşimize her kimse o an orda olan dönüp deriz ki; bugün içimde sebebini bilmediğim bir sıkıntı var.. sebebi tam da budur işte varoluşumuzu anlamlı kılabildik mi bu alemde ve giderken buradan bu görüntü ebedi kalacak mı bende bana kalırsa sebebsiz sıkıntılarımızın biricik nedeni bu.Yolcuyuz biliyoruz ama yolculuktan emin değiliz menzilde nereye varacağımızı tam bilememenin endişesi...normaldir boynumuzun bükük oluşu bazen cüretkar isyanlarımız bu ayrılık fikri kimine hüzün yapar kimine isyan... önemli olan verdiğin sözün tam manasıyla arkanda durman.Yazımın başında konuyu ruhumdaki en büyük acının belirleyeceğini söylemiştim en büyük acımız ruhlar aleminde evet sen bizim rabbimizssin sözümüze sadık kalıp kalmadığımız.Tüm mücadele bu hayat bu aslında... hadi bakalım dağların yüklenemediğini yüklenen ey insanoğlu bu kadar cesursan alt tarafı verdiğin bir sözü tutacaksın. Rabbim dediğinden başka rab tanımayacaksın."Galu beladan berzah alemine oradan mahşere ve oradan da ama ceza ama mükafat yerine varana dek EVET cevabının ağır sorumluluğunu taşıyacak üstünde ve bu yüzden kah sebebsiz sıkıntılara gark olacak kah sevinçlere işte benim pemceremden varolşuşumuzun büyük sırrı budur. Herşey bir EVET için.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.