- 609 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BÜYÜK SINAV OLAN HAYATA BAKIŞ
Hayata hiç isyan etmeyin. Öncelikle şunu kabul edin. Hayat bir sınanma, mücadele ve tecrübeler yığını. Hiçbir canlı belli hikmetlerden dolayı eşit yaratılmamıştır. Başımıza gelenler de eşit değildir. Hayatta sadece seyirci olmadan, zorluklara karşı sabırla mücadele etmeli, paylaşılabilecek, sevilebilecek hoş taraflarının, birçok güzellikleri de var olduğunu bilerek bakmalıyız…
Hayat büyük bir sınav… Yaşanılan her anın hesabı var. Gerçek yaşamdan ve sınavdan kaçarak hedefe varamayız! Gerçek dünyadan kopmadan, sanal âleme kanmadan her şeyi hesap-kitapla yapmalıyız! Yaratan bizi birçok şeylerle imtihan etmek istiyor. Bu sınanma, mal, evlat, eş, iş ya da terkedilmiş olabilir…
Kader çizgimiz belli. Yalnız basit teslimiyetçi olmadan hayat mücadelesinde yerimizi iyi belirlemeliyiz. Hayatı nasıl yaşamak istiyorsak, neye karar vermişsek hayat ona göre şekillenir. Hayatta olmanın, sabretmenin, şükür ve tevekkül etmenin bir erdem olduğunu bilerek, yaşamanın güzelliklerini düşünerek “Birçok şeye rağmen, güzelsin hayat” demeliyiz.
Yaratıcının bir hesabı var. Yaşamın her anında herkesi farklı sınavlara tutuyor. Bu sınavda kimi kazanıyor kimi kaybediyor. İnsan sabır ve şükür arasında olursa ancak huzurlu ve mutlu olur.
Hayata “Güneş her sabah yeniden doğuyor. Gün her şafakta birçok yeni umutlarla güzelleşiyor. Her şeye rağmen, hayatın yine iyilik ve güzelliklerini paylaşmaya, sıkıntılara direnmeye değer yanları vardır.” Diye bakarsak daha mutlu olarak yaşarız…
Bazen hayatı çekilmez olarak görüyoruz. Siz isterseniz hayatı bir ucundan yakalayıp ben de mutlu olabilirim diyebilirsiniz.
İnsan zaman zaman gezerek, görerek; hastanelerden, mezarlıklardan, huzur evlerinden, hapishanelerden, sığınma yerlerinden dersler çıkarmalı, kendi durumunu düşünerek hayatını sorgulamalıdır. Hiçbir şeyimiz olmazsa da herkese sahip çıkan bir yaratıcıya sığınmanın eminliğini bilerek, en azından inançla sevgiyi, hoşgörüyü, sabrı sahiplenmelidir…
Her şey bir gün avuçlarımızdan kayıp gitmeden varlıkta, elimizdekilerin kıymetini bilerek sahiplenmeliyiz. Her an hayata bir yerinden tutunarak yaşamalıyız. Hayatın her safhasının farklılıklarını tecrübe edinerek yaşamalıyız. Bu âlemden giderken de ardımızdan hoş bir seda bırakarak gitmeliyiz…
Kader ufkunda güneş doğdukça, dünya döndükçe hüzünler, sevinçler bitmeyecek… Her yaşanan canlının, bir ömür ardından sararmış, ağarmış yaprak misali dalından kopacağını düşünmeliyiz… Hangimiz neyi yaşayacağız kim bilir… Zamanın çok çabuk tükendiğini, takvim yaprakları bittiğinde anlarız… Her başlangıcın bir sonu var! Herkes hayatının sonunda yaşadığı yılların defterini kapatır, kapanmayacak defteriyle baş başa kalır… Bu defteri düşünerek, boş sayfalar ya da karamış sayfalar için ömür tüketilmeyeceği bilinmelidir.
Hayatta yol alırken, bazen birilerinden veya görevden kaçışı düşünür, ya da yaşarız. Hayattan veya birlerinden kaçmak var mıdır? Varsa kime, nereye kaçıştır? Bu sahipsizlik değilse, maneviyatsızlık değilse nedir? Bizi sorumsuzluğa, yok oluşa götüren nedir? Ruhta güzellik ve derinleşme yoksa vicdanda kırıntı kalmamışsa, insanlar arası ilişkiler azalmışsa sevgi saygı ve iletişim arasındaki mesafeler uzayacaktır. Güzellik inançtan gelir. Bu Ruhta ilerleme ve ruhta derinleşmeyle olur.
Acı, keder ve sevinç hayatımızın parçasıdır, kendisidir. Kul kaderini yaşarken yaptıklarıyla kendisini sorgulamalı ve asıl âlemi düşünerek hayatına anlam katarak yaşamalıdır.
Kendimizi tüm riyakârlıklardan arındırmış olarak kalbimizde güzel duygular beslediğimizde sonuç ve mutluluklar gün yüzüne çıkacaktır.
En güzel yaşanacak günler için yalancılığa başvurmadan, sapkınlıklara düşmeden dürüstçe, namus ve ahlak diyerek tüm arınmışlık adına samimiliğe sadeliğe, sevgi ve hoş görüye hayatımızda yer vererek, yaşayarak anlam katalım ki kazançlı çıkalım…
Ümitsizler diyarında gezinmeden, hiç kimseyi kırmadan, umudu yok etmeden, güzelliğe hasretle vicdan sığınağında yaşayalım. Güveni, inancı, samimiyeti, sevgiyi, umudu çoğaltalım ki hayatı hak ederek yaşayalım. Bizleri başkalarından farklı kılan güzel taraflarımızı çoğaltalım ki, güzelliklerle karşılaşalım, güzellikleri yaşayalım
Mutlu olmak bir nevi seçenektir. İnsan basit küçük şeylerden de mutlu olabilir. Bazıları birçok imkânlara rağmen mutlu olamazlar. Mutluluk insanın gönlü ve beyninde, tevekkülünde sonuçlanır.
“Hayat, nefrete harcanacak kadar uzun değil “ ’’Her yeni gün, kalan ömrümüzün ilk günüdür.’’ Bu günleri inanca, dostluğa, kardeşliğe kısaca, samimiyete, dürüstlüğe adayalım Yaşam adına başta kendimizi sorgulayalım. Hesaba çekilmeden evvel kendimizi hesaba çekelim ki mutlu sona ulaşalım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.