- 988 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRK ASKERİ KIBRIS’TA İŞGALCİ DEĞİLDİR DİYEMEYEN BAŞBAKAN!
TÜRK ASKERİ KIBRIS’TA İŞGALCİ DEĞİLDİR DİYEMEYEN BAŞBAKAN!
’’Benim hayal ettiğim Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türkleri ve Rumların, Müslüman ve Hristiyanların bir arada barış içinde yaşamasıdır. Ama Türk ordusunun Kıbrıs’taki işgalci statüsü, ne AB ne de BM tarafından kabul edilemeyecektir’’
Erzurum’da Kış Olimpiyatlarının açılışında Papandreu böyle söyledi. Peki, bizim Başbakanımız ne dedi buna cevaben. Hiçbir şey söylemedi. Her zaman ki gibi hatip ağızıyla büyük büyük laflar etti, bir bakıma da güzel laflardı kendince. Çünkü bu çorbada kendi tuzu da olduğunu itiraf eden laflardı bunlar. Savaştan bahsetti barıştan bahsetti Annan planı öncesi verilen sözlerden, referandumdan sonra tutulmayan bu sözlerden bahsetti de bir türlü, Türk askerinin Kıbrıs’ta işgalci olmadığını garantörlük haklarına dayanılarak o adaya çıktığını ve yine bu haklar doğrultusunda adada kalıcı barış sağlanana dek kalacağını söyleyemedi. Söylediklerinin hepsi Türkiye’nin AB serüveninde yolunun kesilmesiyle ilgiliydi. Hatta Referandum öncesi Davos ve Burgenstock’ta, yapılan çalışmalar için bakın ne diyor.
’’kazan kazan’’ (win-win) esasına göre Kıbrıs sorununun çözülmesi önerisi getirdiklerini hatırlatıyor ve devamında ’’Burgenstock’ta bizzat işin başındaydım ve orada kapandık, çalışmalara başladık. Ne yapacaktık? Kıbrıs sorununu çözecektik. İmzalar atıldı ve atılan imzalara rağmen 26 Nisan 2004’te AB bu işi çözme noktasında kararlı olduğunun sinyallerini verdi. Oybirliği ile o gün karar verildi. Kuzey Kıbrıs’a uygulanan izolasyon son bulacaktı. Sorun son buldu mu? Bulmadı.” Diyor.
İşte Kıbrıs’la ilgili son sözleri de şu oluyor özetle
"Bir karar alıyorsunuz ama karşınızdakiler bunu uygulamıyor. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs hep versin. Kusura bakma. Sorunu çözmek istiyorsan masaya geleceksin"
Evet, çok güzel posta koyuyor dostuna ama bir türlü yapılan İşgalci suçlamasına cevap veremiyor. Buda duyarlı insanların midesini bulandırmaya yetiyor.
Karşılıklı danışıklı döğüş sonunda da basın toplantısı yapan bu iki dost el ele poz vererek bu danışıklı döğüşü bitiriyor.
Erdoğan’ı dinleyen birisi, gündemi de takip etmiyorsa o konuşmadan büyük bir gurur duyar Türkiye adına. “Vay be bak nasıl da posta koydu Başbakanımız dostum dediği halde Yunanistan Başbakanına” diyerek bir kat daha sever onu.
Ya gündemi takip eden, o günleri bire bir yaşayanlar ise bu konuşmayı büyük bir hayal kırıklığı ve üzüntüyle dinler.
Çünkü Türk askerinin işgalci olduğu yerde, üzerinde yaşadığı cumhuriyetinin de geçersiz olduğunu düşünür. Egemenlik uğruna dökülen kanların heba edildiğini düşünür, Avrupa Birliğine üye olmanın KKTC’ye sahip olmaktan daha mühim olduğunu düşünür.
Osmanlının gerilme devrinden bu yana hep kanla kazandığımızı masa başında vermek bizde alışkanlık olduğu için Kıbrıs’ta da son çırpınışlarımızı yaptığımız endişesini taşıyorum.
Yine de Kıbrıs Türklerinde öylesine bir Ruh var ki, Öylesine bir Türklük ve Türk kalma sevdası var ki yüz yıldır bu savaşa direnmesini bilmiştir. Yapılan tüm uluslararası ve Rum manevralarını göğüsleyebilmiş canı kanı pahasına Ada üzerinde varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Bu günde Erdoğan’a rağmen bu mücadelenin devam edeceğini ve ada üzerinde işgalci olarak adlandırılan Türk silahlı kuvvetlerince omuz omuza bu direnişi devam ettireceğini tüm dünyanın bilmesi gerekmektedir.
İktidarlar geçicidir ama vatan kalıcı olmalıdır ve de olacaktır. Aksi takdirde geçicide olsa bir iktidara sahip olunamaz.
09.01.2011
Ayla BERKİN
YORUMLAR
Eğer bir insanın kafasının içi % 85 dolandırıcılık, % 15 siyasetle meşgul oluyorsa her sonuç felaket olacaktır.
Saygılarımla sayın Berkin...
AylaBerkin
Askerin, Millet nezdin de itibarını düşürmek için,
Milletten korkmasa, O da, Türk Askerinin Kıbrıs da işgalci olduğunu söyleyecek de,
gönlündekini, dile getiremiyor şimdilik.
Yazınızı dikkatle ve beğeni ile okudum.
Saygılarımla.